İçinde ha olan 8 harfli 340 kelime var. İçerisinde HA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ha olan kelimeler listesine ya da Sonu ha ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AH, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAPİSLİK
-
-
[isim]
Hapiste bulunma durumu veya süresi
- "Hapisliği sıkıntılı geçti."
-
[isim]
Hapiste bulunma durumu veya süresi
- HAPTETME
-
-
[isim]
Haptetmek işi
-
[isim]
Haptetmek işi
- HAŞİNLİK
-
-
[isim]
Haşin olma durumu, haşin davranış
-
[isim]
Haşin olma durumu, haşin davranış
- MÜŞAHHAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Somut, konkre
- "Bazen hayalim daha müşahhas olur, tanıdığım İstanbul sebillerini, mahallemizin küçük ve fakir süslü çeşmesini görür gibi olurdum." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[sıfat]
Somut, konkre
- MÜSAMAHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Hoşgörü, tolerans
-
Görmezlikten gelme, göz yumma
-
[isim]
Hoşgörü, tolerans
- HAŞLAMAK
-
-
[nsz]
Bir şeyi kaynar suya daldırmak
- "Sebze haşlamak."
-
[-i]
Bir şeyin üstüne kaynar su dökmek
-
Suda kaynatarak pişirmek
- "Nine, yolda yerim diye iki yumurta haşladıydı teyze." (Halide Edip Adıvar)
-
[-i]
Kaynar sıvı bir şeyi yakmak
- "Kaynar su ayağımı haşladı."
-
[-i]
Don, kırağı için bitkilere zarar vermek
-
[-i]
Dalamak
- "Böcek çocuğun bacağını haşlamış."
-
[-i]
Sızı vermek, acı vermek
- "Omuzlarına kadar vücudun derisini haşlayan bayıltıcı yanma acısı ve dehşeti çok sürmedi." (Peyami Safa)
-
Sertçe paylamak, azarlamak
- "Recep'i kenara çekip fena hâlde haşladılar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Bir şeyi kaynar suya daldırmak
- MUHAKKAK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Doğruluğu, gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş
- "Muhakkak olan bir şey varsa herkese benzemediği idi." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Kesinlikle
- "Eski terbiyeyi bilmesi de muhakkak tesirli oluyordu." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Doğruluğu, gerçekliği kesin olarak bilinen, gerçekliği kesinleşmiş
- HAVLATMA
-
-
[isim]
Havlatmak işi
-
[isim]
Havlatmak işi
- MUHAMMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Oranlayan, tahmin eden
-
[sıfat]
Oranlayan, tahmin eden
- BİHAKKIN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Hakkıyla, hakkı olarak, gerçekten
- "İşinin ehlidir, bihakkın çalışıyor." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Hakkıyla, hakkı olarak, gerçekten
- HAVAİYAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boş, değersiz iş ve sözler
-
[isim]
Boş, değersiz iş ve sözler
- HARFİYEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Harfi harfine, hiçbir değişiklik yapmadan
-
[zarf]
Harfi harfine, hiçbir değişiklik yapmadan
- HAMAMLIK
-
-
[isim]
Bazı evlerde yıkanmak için ayrılmış, çoğunlukla içi ve yanları çinko kaplı, dolaba benzer yer
-
[isim]
Bazı evlerde yıkanmak için ayrılmış, çoğunlukla içi ve yanları çinko kaplı, dolaba benzer yer
- HARMANCI
-
-
[isim]
Harman işi ile uğraşan kimse
-
[isim]
Harman işi ile uğraşan kimse
- HAYBEDEN
-
-
[zarf]
Zahmet çekmeden, bedavadan
-
[zarf]
Zahmet çekmeden, bedavadan
- HAVAİLİK
-
-
[isim]
Havai olma durumu, uçarılık, hoppalık
-
[isim]
Havai olma durumu, uçarılık, hoppalık
- MUHAFAZA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Koruma, saklama, korunum
- "Zamanımızda kıymetli şeylerin muhafazası güçleşti." (Burhan Felek)
- "On sene evvelki külhanbeyi modasını o, tek başına hâlâ muhafaza ediyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Koruma, saklama, korunum
- HAYRETME
- ...
- İLTİHABİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İltihapla ilgili
-
İltihabı olan, yangılı, iltihaplı
-
[sıfat]
İltihapla ilgili
- MURAHHAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Delege
-
[isim]
Delege