İçinde ha olan 4 harfli 46 kelime var. İçerisinde HA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ha olan kelimeler listesine ya da Sonu ha ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A H Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AH, HA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- HAİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Engel
-
[isim]
Engel
- HAMT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı'ya şükretme
-
[isim]
Tanrı'ya şükretme
- HAVİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İçinde bulunduran, kapsayan
-
[sıfat]
İçinde bulunduran, kapsayan
- HANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ev, konut
-
Ev halkı
- "Oğlan iyiydi; becerikli, yumuşak huyluydu ama hanesi kalabalıktı." (Necati Cumalı)
-
Bir bütünü oluşturan bölümlerden her biri, bölük, göz
- "Dama tahtasında altmış dört hane vardır."
-
Basamak
-
Klasik Türk müziğinde, peşrev vb. saz parçalarının bölümlerinden her biri
-
Birleşik kelimelerde "bina, yapı, yer, makam" anlamlarıyla ikinci kelime olarak yer alan bir söz
- "Balıkhane, yazıhane."
-
[isim]
Ev, konut
- VAHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çöllerde çoğu kez yüze çıkan yer altı sularının yarattığı tarım veya yerleşme bölgesi
-
[isim]
Çöllerde çoğu kez yüze çıkan yer altı sularının yarattığı tarım veya yerleşme bölgesi
- HANİ
-
-
[zarf]
"Nerede, ne oldu, nerede kaldı" anlamlarında kullanılan bir soru sözü
- "Çoban kaval çaldı sordu bülbüle / Sürülerim hani, ovam nerede?" (Ziya Gökalp)
- "Garson, hani ya kahve nerede ? Bir saattir bekliyorum." (Abdülhak Şinasi Hisar)
- "Arkasından, hanidir gizlediği ağır bir suçu itiraf edermiş gibi fısıltıyla ekledi." (Atilla İlhan)
-
Karşıdakinin daha önceden bildiği bir şey kendisine hatırlatılmak istenildiğinde kullanılan bir söz
- "Nevin geçen sene kolunda bir ağrı duymuştu hani." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Verilen sözü hatırlatan sözün başına getirildiğinde sitem anlatan bir söz
- "Hani uykun vardı?" (Orhan Kemal)
-
Bazen "bari" anlamında kullanılan bir söz
- "Hani, benim kim olduğumu bilmese."
-
"Doğrusunu söylemek gerekirse, kaldı ki, üstelik" anlamlarında kullanılan bir söz
- "Benim sormam hani yarenlik olsun, anlarsınız ya!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
"Nerede, ne oldu, nerede kaldı" anlamlarında kullanılan bir soru sözü
- HAJE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Afrika'da yaygın kobra türü (Naja haje)
-
[isim]
Afrika'da yaygın kobra türü (Naja haje)
- HAKİ
- ...
- HASA
-
-
[isim]
Patiska
-
[isim]
Patiska
- HART
-
-
[zarf]
Birden ve sert bir biçimde (ısırmak, yemek)
-
[zarf]
Birden ve sert bir biçimde (ısırmak, yemek)
- İNHA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Resmî bir göreve atama veya bir üst aşama için yazılan yazı
- "Türkiye Büyük Millet Meclisi üyeleri, yürütme organının teklif, inha, atama veya onamasına bağlı resmî ve özel herhangi bir işle görevlendirilemez." (Anayasa)
-
[isim]
Resmî bir göreve atama veya bir üst aşama için yazılan yazı
- İHAM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kuruntuya düşürme
-
İki anlamı olan bir sözün akla en az gelen anlamının amaçlanarak kullanılması ve anlamı güçlendirmesi sanatı
-
[isim]
Kuruntuya düşürme
- HARA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
At üretilen çiftlik, aygır deposu
- "Karacabey harası."
-
[isim]
At üretilen çiftlik, aygır deposu
- HALİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Boş, ıssız, tenha
-
[sıfat]
Boş, ıssız, tenha
- HALE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ayın çevresinde görülen ışık halkası, ağıl, ayla
- "Üstünde gençliğin, masumiyetin, saadetin verdiği bir hale vardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Hristiyanlıkta aziz sayılanların resimlerinde başları çevresinde çizilen daire
-
[isim]
Ayın çevresinde görülen ışık halkası, ağıl, ayla
- REHA
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kurtuluş, kurtulma
-
[isim]
Kurtuluş, kurtulma
- HALA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Babanın kız kardeşi, bibi
-
[isim]
Babanın kız kardeşi, bibi
- HAİZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir şeyi olan, elinde bulunduran, taşıyan
- "Ehemmiyeti haiz bir mesele."
- "Haiz olduğu vasıflar bizim için uygundur."
-
[sıfat]
Bir şeyi olan, elinde bulunduran, taşıyan
- HAFİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Gizli, saklı
-
[sıfat]
Gizli, saklı
- HAŞA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[ünlem]
Bir durum veya davranışın kesinlikle kabul edilmediğini anlatan bir söz
- "Siz böyle söylemişsiniz. Haşa! ben öyle söylemedim."
- "Haşa huzurdan, o hayvan gibi davrandı."
-
Dine aykırı görülen bir ihtimalden söz edilirken kullanılan bir söz
-
[ünlem]
Bir durum veya davranışın kesinlikle kabul edilmediğini anlatan bir söz