İçinde gın olan 6 harfli 22 kelime var. İçerisinde GIN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gın olan kelimeler listesine ya da Sonu gın ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ÇIVGIN

  1. [isim] Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur
  2. Ağaç sürgünü, filiz
  3. Şıvgın

SALGIN

  1. [sıfat] Kısa zamanda çevredeki insan, hayvan veya bitkilerin büyük bir bölümüne bulaşan, müstevli
    • "Salgın hastalık."
  2. [isim] Bir hastalığın veya başka bir durumun yaygınlaşması ve birçok kimseye birden bulaşması
    • "Tifo salgını. Kumar salgını."
  3. [isim] Gereğinde herkesten para veya mal olarak toplanan geçici vergi
  4. [isim] Bir şeyin bir yere girip her yanı kaplaması, istila
    • "Çekirge salgını."
  5. [isim] Belli bir hareketin, davranışın, sözün toplumda yaygınlaşması

KAYGIN

  1. [isim] Gebe deve

ÇILGIN

  1. [sıfat] Aşırı davranışlarda bulunan, deli, mecnun
    • "Ömrümde ilk defa saat için çılgın gibi dövüştüm." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Şöyle az buçuk mürekkep yalamış bir insanı böylesine üç nutuk çılgına döndürür." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Çok büyük, aşırı, olağanüstü
    • "Onların bu çılgın aşklarına karşı konulacak engel setlerinin hiç hükmü yoktur." (Kemal Tahir)

DALGIN

  1. [sıfat] Çevresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar düşünceye dalan
    • "Kendi kendine mırıldanır gibiydi, dalgındı." (Tarık Buğra)
  2. Dikkatini belirli bir konu üstünde toplayamayan
  3. [zarf] Kendinden geçmiş bir durumda
    • "Hasta dalgın uyuyor."

YILGIN

  1. [sıfat] Yılmış, korkmuş olan
    • "Yılgın gözlerle bunlara baktı ve köşedeki tütüncüyü soracak oldu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bıkmış, usanmış
  3. Morali bozulmuş, çökmüş
    • "Böyle manen bozgun, yılgın ve bedenen bitkin bir hâlde köye varıyoruz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

ÇALGIN

  1. [isim] Sıcak veya soğuktan gelişemeyerek cılız kalan ekin
  2. Uzun zaman bakır kapta kalan tadı bozulmuş yemek, çalık
  3. [sıfat] Kötürüm, inmeli, sakat

KILGIN

  1. [sıfat] Kılgı durumuna geçirilebilen, amelî, pratik

KIYGIN

  1. [sıfat] Mağdur

KIZGIN

  1. [sıfat] Çok ısınmış, ısıtılmış veya kızdırılmış
    • "Kızgın bir demire dökülen damla iz bırakmaz, buhar olur." (Cemil Meriç)
  2. Eş arayan (hayvan)
    • "Kızgın bir boğa."
  3. Kızmış olan, öfkeli, mütehevvir
    • "Hani Allah sizi inandırsın, bu kadar kızgın olmasaydım, korkardım." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Kızışık, zorlu, sert, şiddetli

YANGIN

  1. [isim] Zarara yol açan büyük ateş
    • "Yangın yaklaştığı için yaverleri ve dostları telaşta idi." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Bey, bana teselli verecek yerde sen de yangına körükle gidiyorsun." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Hastalıkta ateş
  3. Coşkunluk
  4. [sıfat] Tutkun, düşkün, âşık
    • "Haydi ben kumar yangınıyım fakat senin vaziyetin benimkinden daha vahim." (Mahmut Yesari)

SARGIN

  1. [zarf] İçten, yürekten

KIRGIN

  1. [sıfat] Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan
  2. [isim] Toplu ölümlere yol açan bulaşıcı hastalık

SAYGIN

  1. [sıfat] Saygı gören, sayılan, hatırlı, itibarlı, muteber
    • "A. Ş. Hisar, Türk romanında saygın yerini haklı olarak almıştır." (Haldun Taner)

KARGIN

  1. [isim] Eriyen karların oluşturduğu akarsu
  2. Karla karışık yağan yağmur

ŞIVGIN

  1. [isim] Budanmış yaşlı ağaçların budanan yerlerinden çıkan taze sürgün, filiz, çıvgın
  2. Fırtınayla yağan yağmur

DARGIN

  1. [sıfat] Darılmış olan, küskün
    • "Hasan Ağa büyük oğlu ile dargındı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Bu olaydan sonra benimle aylarca dargın durdu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Soğuk, ilgisiz
    • "Annem, bahçe kapısında beni iki dargın kelime ile karşıladı." (Yusuf Ziya Ortaç)

CAYGIN

  1. [sıfat] Vazgeçip işin ardını bırakan
  2. Dönek

BAYGIN

  1. [sıfat] Bayılmış, kendinden geçmiş
    • "İki tarafına sarhoş sarhoş sallanan sandalda balıkçıyı baygın buldu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Süzgün
    • "Baygın bakış."
  3. Gönül vermiş
  4. İnsanı kendinden geçirir gibi olan
    • "Bahçe kapısına varmadan daha / Baygın kokusu ıhlamurun." (Zeki Ömer Defne)
  5. Yığılmış, dökülmüş
    • "Açık eflatun ipek perdeler baygın ve büyük kelebek kanatları hâlinde yere kadar uzanıyordu." (Ömer Seyfettin)

YALGIN

  1. [isim] Serap

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü