Sonunda gın olan 31 kelime var. GIN ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde gın olan kelimeler listesine ya da başında gın olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler

7 Harfli Kelimeler

ISIRGIN, USANGIN

6 Harfli Kelimeler

BAYGIN, ÇALGIN, CAYGIN, ÇILGIN, ÇIVGIN, DALGIN, DARGIN, KARGIN, KAYGIN, KILGIN, KIRGIN, KIYGIN, KIZGIN, SALGIN, SARGIN, SAYGIN, SINGIN, ŞIVGIN, YALGIN, YANGIN, YAYGIN, YILGIN



5 Harfli Kelimeler

ALGIN, ANGIN, ARGIN, AYGIN, AZGIN, ILGIN, IZGIN


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

ISIRGIN

  1. [isim] İsilik

USANGIN

  1. [zarf] Usanmış, bıkmış bir biçimde
    • "Kırgın, usangın kalktı sabahın er saatlerinde." (Abbas Sayar )

KIZGIN

  1. [sıfat] Çok ısınmış, ısıtılmış veya kızdırılmış
    • "Kızgın bir demire dökülen damla iz bırakmaz, buhar olur." (Cemil Meriç)
  2. Eş arayan (hayvan)
    • "Kızgın bir boğa."
  3. Kızmış olan, öfkeli, mütehevvir
    • "Hani Allah sizi inandırsın, bu kadar kızgın olmasaydım, korkardım." (Sait Faik Abasıyanık)
  4. Kızışık, zorlu, sert, şiddetli

KAYGIN

  1. [isim] Gebe deve

YAYGIN

  1. [sıfat] Çoğu kimselerce duyulmuş, öğrenilmiş, kullanılmış veya benimsenmiş olan
    • "Yaygın bir söz. Yaygın bir inanç."
  2. Pek çok kimsede görülen ve beğenilen
    • "Yaygın bir kültürü ve her çeşit insanı kavrayacak bir sunuş tarzı vardı." (Haldun Taner)
  3. Sınırı genişlemiş
    • "Sağlık hizmetlerinin yaygın bir şekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir." (Anayasa)

SAYGIN

  1. [sıfat] Saygı gören, sayılan, hatırlı, itibarlı, muteber
    • "A. Ş. Hisar, Türk romanında saygın yerini haklı olarak almıştır." (Haldun Taner)

CAYGIN

  1. [sıfat] Vazgeçip işin ardını bırakan
  2. Dönek

KIYGIN

  1. [sıfat] Mağdur

KILGIN

  1. [sıfat] Kılgı durumuna geçirilebilen, amelî, pratik

KIRGIN

  1. [sıfat] Bir kimseye gücenmiş, gönlü kırılmış olan
  2. [isim] Toplu ölümlere yol açan bulaşıcı hastalık

KARGIN

  1. [isim] Eriyen karların oluşturduğu akarsu
  2. Karla karışık yağan yağmur

ÇIVGIN

  1. [isim] Rüzgâr ve karla karışık yağan yağmur
  2. Ağaç sürgünü, filiz
  3. Şıvgın

ÇALGIN

  1. [isim] Sıcak veya soğuktan gelişemeyerek cılız kalan ekin
  2. Uzun zaman bakır kapta kalan tadı bozulmuş yemek, çalık
  3. [sıfat] Kötürüm, inmeli, sakat

DALGIN

  1. [sıfat] Çevresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar düşünceye dalan
    • "Kendi kendine mırıldanır gibiydi, dalgındı." (Tarık Buğra)
  2. Dikkatini belirli bir konu üstünde toplayamayan
  3. [zarf] Kendinden geçmiş bir durumda
    • "Hasta dalgın uyuyor."

ÇILGIN

  1. [sıfat] Aşırı davranışlarda bulunan, deli, mecnun
    • "Ömrümde ilk defa saat için çılgın gibi dövüştüm." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Şöyle az buçuk mürekkep yalamış bir insanı böylesine üç nutuk çılgına döndürür." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Çok büyük, aşırı, olağanüstü
    • "Onların bu çılgın aşklarına karşı konulacak engel setlerinin hiç hükmü yoktur." (Kemal Tahir)

DARGIN

  1. [sıfat] Darılmış olan, küskün
    • "Hasan Ağa büyük oğlu ile dargındı." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Bu olaydan sonra benimle aylarca dargın durdu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Soğuk, ilgisiz
    • "Annem, bahçe kapısında beni iki dargın kelime ile karşıladı." (Yusuf Ziya Ortaç)

BAYGIN

  1. [sıfat] Bayılmış, kendinden geçmiş
    • "İki tarafına sarhoş sarhoş sallanan sandalda balıkçıyı baygın buldu." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Süzgün
    • "Baygın bakış."
  3. Gönül vermiş
  4. İnsanı kendinden geçirir gibi olan
    • "Bahçe kapısına varmadan daha / Baygın kokusu ıhlamurun." (Zeki Ömer Defne)
  5. Yığılmış, dökülmüş
    • "Açık eflatun ipek perdeler baygın ve büyük kelebek kanatları hâlinde yere kadar uzanıyordu." (Ömer Seyfettin)

YILGIN

  1. [sıfat] Yılmış, korkmuş olan
    • "Yılgın gözlerle bunlara baktı ve köşedeki tütüncüyü soracak oldu." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Bıkmış, usanmış
  3. Morali bozulmuş, çökmüş
    • "Böyle manen bozgun, yılgın ve bedenen bitkin bir hâlde köye varıyoruz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

SARGIN

  1. [zarf] İçten, yürekten

YALGIN

  1. [isim] Serap

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü