İçinde gi olan 6 harfli 45 kelime var. İçerisinde Gİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gi olan kelimeler listesine ya da Sonu gi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BELGİT
-
-
[isim]
Senet
-
Bir önermeyi tanıtlamak için gösterilen ve daha önce doğru diye kabul edilen başka önerme, hüccet, burhan
-
[isim]
Senet
- SİNGİN
-
-
[sıfat]
Utangaç, sıkılgan
-
[sıfat]
Utangaç, sıkılgan
- KEVGİR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Uzun saplı, yayvan, derin kaplardan yiyecekleri süzerek almaya yarayan delikli kepçe
-
Haşlanmış yiyeceklerin sıvılarını veya bazı sıvıları süzmek için kullanılan, delikli, genellikle yuvarlak biçimli mutfak kabı, süzgeç
-
[isim]
Uzun saplı, yayvan, derin kaplardan yiyecekleri süzerek almaya yarayan delikli kepçe
- BEZGİN
-
-
[sıfat]
Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş
- "Mecalsiz, bezgin bir hâlde yatağa girdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Yaşama veya iş görme isteğini yitirmiş
- DİNGİN
-
-
[sıfat]
Sakin, durgun
- "Çevredeki çınarlar, dingin bir gariplik içinde, ağır ağır, tek tek yapraklarını dökerdi." (Atilla İlhan)
-
Hareket etmeyen, kımıldamayan
-
Gücü tükenmiş, yorgun, mecalsiz
- "Dingin bir at."
-
[sıfat]
Sakin, durgun
- İLGİNÇ
-
-
[sıfat]
İlgi uyandıran, ilgi ve dikkat çekici olan, enteresan
- "Yöneticinin Karpiç gecelerine dair de ilginç anıları vardı." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
İlgi uyandıran, ilgi ve dikkat çekici olan, enteresan
- SERGİN
-
-
[sıfat]
Serilmiş olan
-
Yatan (hasta)
-
[sıfat]
Serilmiş olan
- GİRGİN
-
-
[sıfat]
Herkesle çabucak yakınlık kurarak işini yürütebilen, pısırık karşıtı
- "Kara kaş, kurnaz, girgin bir kadındı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Herkesle çabucak yakınlık kurarak işini yürütebilen, pısırık karşıtı
- GİRMEK
-
-
[-e]
Dışarıdan içeriye geçmek
- "İçeri girdiklerinde birinci film çoktan başlamıştı." (Haldun Taner)
-
Sığmak
- "Elim bu eldivene girmiyor."
- "Onun yanımızdaki eve girip çıktığını görürdük."
-
Katılmak, iltihak etmek
- "Bugün edebiyat imtihanına girdim." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Almak, fethetmek
- "Ordularımız İstanbul'a girdiler." (Memduh Şevket Esendal)
-
İncelemek, ayrıntılara inmek
-
Girişmek, başlamak
- "Kaçırdım gene ipin ucunu, bir türlü konuya giremiyorum." (Nurullah ataç)
-
Bulaşmak
- "Koyunlara kelebek hastalığı girdi."
-
[nsz]
Zaman anlamlı kavramlar için gelmek
- "İlkbahar girdi."
-
[nsz]
Ağrı, sancı başlamak, saplanmak
-
Yeni bir duruma geçmek, dönüşmek
- "Göğün morlaşan kenarı eriyor, menekşe rengine giriyordu." (Ömer Seyfettin)
-
İyice anlamak, iyice bilmek
-
Kavgaya tutuşmak
-
Başlamak
-
Erişmek, ulaşmak
- "Yirmisine girdi."
-
Bir şeyin yapımında, birleşiminde yer almak
-
Yazılmak, başlamak
- "Okula girdi."
-
Yemek yemek
-
[-e]
Dışarıdan içeriye geçmek
- BİLGİÇ
-
-
[isim]
Bilgili kimse
- "Bazı bilgiç hekimler dillerinin makarasını çözerler, tıptan anlamayan hastalarına tıbbi ıstılahlar kullanarak dert anlatırlar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Bilgisiz olmasına rağmen bilgili görünmek isteyen, bilgili geçinen kimse
-
[isim]
Bilgili kimse
- NERGİS
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Nergisgillerden, çiçekleri ayrı veya bir kök sap üzerinde şemsiye durumunda, açılmadan önce bir yenle örtülü bulunan ve bazı türlerinde beyaz, bazılarında sarı renkte, 20-80 cm yükseklikte, soğanlı bir süs bitkisi (Narcissus)
-
[isim]
Nergisgillerden, çiçekleri ayrı veya bir kök sap üzerinde şemsiye durumunda, açılmadan önce bir yenle örtülü bulunan ve bazı türlerinde beyaz, bazılarında sarı renkte, 20-80 cm yükseklikte, soğanlı bir süs bitkisi (Narcissus)
- GEZGİN
-
-
Gezmek, tanımak, görmek, dinlenmek amacıyla geziye çıkan (kimse), gezici, gezmen, seyyah
-
Gezmek, tanımak, görmek, dinlenmek amacıyla geziye çıkan (kimse), gezici, gezmen, seyyah
- ZENGİN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Parası, malı çok olan, varlıklı, fakir, yoksul karşıtı
- "Şık, zengin, keyfi yerinde, yazı Avrupa'da ve kışı Beyrut'ta geçiren Suriyelilerden biri idi." (Falih Rıfkı Atay)
- "En nihayet işi sigortacılığa dökerek bu yüzden hayli zengin olmuştu." (Haldun Taner)
-
Yararlı veya kendisinden beklenilen, istenilen nitelikleri çok olan
- "Zengin bir dil. Zengin bir kitaplık. Zengin bir anlatım."
-
Verimli
- "Zengin bir doğa."
-
Gösterişli
- "Zengin bir giysi."
-
[sıfat]
Parası, malı çok olan, varlıklı, fakir, yoksul karşıtı
- ŞERGİL
-
-
[isim]
Askıntı, baş belası
-
[isim]
Askıntı, baş belası
- GELGİT
-
-
[isim]
Boşuna gidip gelme
- "Bu gelgitten bıktım artık iş bir türlü yürümüyor."
-
Ay ve güneşin yer yuvarlağı üzerindeki çekim güçleri sebebiyle deniz yüzünde, özellikle ana denizlerde su düzeyinin alçalması, kabarması olayı, medcezir
-
[isim]
Boşuna gidip gelme
- EDİLGİ
-
-
[isim]
Dışarıdan gelip bir şeyde belli bir değişiklik yapan iş veya bu işin sonucu, infial
-
[isim]
Dışarıdan gelip bir şeyde belli bir değişiklik yapan iş veya bu işin sonucu, infial
- GİDİCİ
-
-
[sıfat]
Kısa süre için var olan, kalıcı karşıtı
- "Gidici müdür."
-
Gitme durumunda bulunan, gitmek üzere olan
-
Ölmek üzere olan
- "Gidici bir hasta."
-
[sıfat]
Kısa süre için var olan, kalıcı karşıtı
- TASGİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küçültme, ufak duruma getirme
-
[isim]
Küçültme, ufak duruma getirme
- EZGİLİ
-
-
[sıfat]
Ezgisi olan, melodik
-
[sıfat]
Ezgisi olan, melodik
- GİRİFT
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık
- "Girift bir konudur bu, en başta yeni şiir kavramı ile karıştırılır." (Melih Cevdet Anday)
-
Güzel yazı sanatında boş yer bırakmayacak biçimde iç içe istif edilmiş (yazı)
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde kullanılmış, neye benzer bir çalgı
-
[sıfat]
Birbirinin içine girip karışmış, girişik, çapraşık