Sonunda gi olan 39 kelime var. Gİ ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde gi olan kelimeler listesine ya da başında gi olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
KIRMIZIÇİZGİ
KAHVERENGİ
BESLENGİ, HERHANGİ
BELİRGİ, ÇEVİRGİ, NİRENGİ, YENİLGİ
EDİLGİ, FRENGİ, ÜZENGİ
BELGİ, BENGİ, BEZGİ, BİLGİ, BİNGİ, ÇELGİ, ÇENGİ, ÇİZGİ, DELGİ, DERGİ, DİNGİ, DİZGİ, GERGİ, GROGİ, HANGİ, SERGİ, SEVGİ, SEZGİ, SİLGİ, VERGİ, YENGİ, YERGİ, YEYGİ
ERGİ, EZGİ, İLGİ, İVGİ, YOGİ
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KIRMIZIÇİZGİ
-
-
[isim]
Özellikle çam türü ağaçlarda görülen, uygunsuz koşullarda kurutulan ağacın çatlayan göze zarından giren mantarların yaptığı bir tür hastalık
-
[isim]
Özellikle çam türü ağaçlarda görülen, uygunsuz koşullarda kurutulan ağacın çatlayan göze zarından giren mantarların yaptığı bir tür hastalık
- KAHVERENGİ
-
-
[isim]
Kavrulmuş kahvenin rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Kahverengi çanta."
-
[isim]
Kavrulmuş kahvenin rengi
- BESLENGİ
-
-
[isim]
Hizmetçi, evlatlık, besleme
- "Sarı Sımayıl Yusuf Ağa'nın beslengisine öteden beri göz komuş." (Nabizade Nazım)
-
[isim]
Hizmetçi, evlatlık, besleme
- HERHANGİ
-
-
[sıfat]
Belli olmayan, özellikleri iyice bilinmeyen, rastgele
-
[sıfat]
Belli olmayan, özellikleri iyice bilinmeyen, rastgele
- YENİLGİ
-
-
[isim]
Bir savaşta, yarışmada kaybetme, yenilme, mağlubiyet, hezimet
-
Yenilen bir ordunun, düzen bağını yitirerek asker onurunun gerektirdiği bütün bağları bozması, bozgun, hezimet
-
Bir işte, bir uğraşta başarısızlığa uğrama, kaybetme
- "Neden yenilgiyi kabul edip çekilmiyorsun?" (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Bir savaşta, yarışmada kaybetme, yenilme, mağlubiyet, hezimet
- BELİRGİ
-
-
[isim]
Bulgu
-
[isim]
Bulgu
- ÇEVİRGİ
-
-
[isim]
Anahtar, tokmak vb. çevrilebilen araç
-
[isim]
Anahtar, tokmak vb. çevrilebilen araç
- NİRENGİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Belli sayıda noktanın konumunu kesin olarak tespit edebilmek için, bu noktaları tepe olarak kabul ederek bir alanı üçgenlere bölme işi
-
[isim]
Belli sayıda noktanın konumunu kesin olarak tespit edebilmek için, bu noktaları tepe olarak kabul ederek bir alanı üçgenlere bölme işi
- ÜZENGİ
-
-
[isim]
Eyerin iki yanında asılı bulunan ve hayvana binildiğinde ayakların basılmasına yarayan, altı düz demir halka
- "İyi süvarilik gururuyla ayaklarını üzengiden çıkarmış, dizginleri bırakmış." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Eyerin iki yanında asılı bulunan ve hayvana binildiğinde ayakların basılmasına yarayan, altı düz demir halka
- EDİLGİ
-
-
[isim]
Dışarıdan gelip bir şeyde belli bir değişiklik yapan iş veya bu işin sonucu, infial
-
[isim]
Dışarıdan gelip bir şeyde belli bir değişiklik yapan iş veya bu işin sonucu, infial
- FRENGİ
-
-
[isim]
Genellikle cinsel birleşmelerle bulaşan, tedavi edilmediğinde inme, körlük, delilik vb. sonuçlara kadar varan, döle de geçerek vücutça ve akılca sakat bir soyun yetişmesine yol açan hastalık, yenirce, sifilis
-
[isim]
Genellikle cinsel birleşmelerle bulaşan, tedavi edilmediğinde inme, körlük, delilik vb. sonuçlara kadar varan, döle de geçerek vücutça ve akılca sakat bir soyun yetişmesine yol açan hastalık, yenirce, sifilis
- GERGİ
-
-
[isim]
Perde
-
İp, kayış, tel vb.ni gerginleştirme işinde kullanılan araç
-
[isim]
Perde
- GROGİ
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Boksta rakibinin yumruklarıyla çok sarsılmış ancak hâlâ ayakta durabilen boksör
-
[sıfat]
Sendelemiş
-
[isim]
Boksta rakibinin yumruklarıyla çok sarsılmış ancak hâlâ ayakta durabilen boksör
- SERGİ
-
-
[isim]
Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer
- "Bir karpuz sergisi açabilmek için projeler yapmakta idi." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Şehir Galerisi'nde açtığı ilk sergide, yalnız zevkine ve hünerine değil, sabrına da şaştım." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Halkın gezip görmesi, tanıması için uygun biçimde yerleştirilmiş ürünlerin, sanat eserlerinin tümü
- "Resim, heykel, seramik, el işleri sergisi ne olursa gidiyorum." (Haldun Taner)
-
Bir yerin, bir ülkenin veya çeşitli ülkelerin kendine özgü tarım, sanayi vb. ürünlerini tanıtmak için bunların uygun bir biçimde gösterildiği yer, meşher
-
Yaygı, kilim
-
[isim]
Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer
- SEZGİ
-
-
[isim]
Sezme yeteneği, feraset
- "Kaynana, yaman halk kadını sezgisi ile teşhisi koymuştur." (Haldun Taner)
-
Gerçeğin deneye veya akla vurmadan doğrudan doğruya kavranması
-
[isim]
Sezme yeteneği, feraset
- ÇELGİ
-
-
[isim]
Alna bağlanan yazma, yemeni
-
[isim]
Alna bağlanan yazma, yemeni
- BENGİ
-
-
[sıfat]
Sonu olmayan, hep kalacak olan, ölümsüz, ebedî
-
[sıfat]
Sonu olmayan, hep kalacak olan, ölümsüz, ebedî
- BİLGİ
-
-
[isim]
İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat
- "Bildiği ahbaplardan Sami Bey hakkında bilgi edinme ve tanışma yolu bulmak." (Refik Halit Karay)
- "Sormuş, soruşturmuş, ailesi ve çevresine ilişkin bir sürü bilgi toplamıştı." (Atilla İlhan)
-
Öğrenme, araştırma veya gözlem yolu ile elde edilen gerçek, malumat, vukuf
- "Babası, önce ona, Mazlume ve ailesi hakkında birçok bilgi vermişti." (Halide Edip Adıvar)
-
İnsan zekâsının çalışması sonucu ortaya çıkan düşünce ürünü, malumat, vukuf
-
Genel olarak ve ilk sezi durumunda zihnin kavradığı temel düşünceler
-
Bilim
- "Doğa bilgisi."
-
Kurallardan yararlanarak kişinin veriye yönelttiği anlam
-
[isim]
İnsan aklının erebileceği olgu, gerçek ve ilkelerin bütünü, bili, malumat
- YERGİ
-
-
[isim]
Bir kimseyi, bir toplumu, bir düşünceyi, bir nesneyi, bir göreneği yermek için yazılmış yazı veya söylenmiş söz, hicviye, hiciv, satir
- "Bize okuduğu yergilerde onun şahsına dokunur bir şey yoktu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Bir kimseyi, bir toplumu, bir düşünceyi, bir nesneyi, bir göreneği yermek için yazılmış yazı veya söylenmiş söz, hicviye, hiciv, satir
- VERGİ
-
-
[isim]
Kamu hizmetlerine harcanmak için hükûmetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para
- "Önce vergiyi kolay tahsil etmenin vesilesini hazırlasınlar." (Burhan Felek)
- "Güzeli hiç zorlamadan ortaya koyabilmek herhâlde amatörlere vergi olsa gerek." (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
-
Bir kimsenin doğuştan sahip olduğu iyi nitelik
-
[isim]
Kamu hizmetlerine harcanmak için hükûmetin, yerel yönetimlerin yasalara göre doğrudan doğruya veya bazı malların fiyatlarının üstüne koyarak dolaylı yoldan herkesten topladığı para