İçinde gi olan 5 harfli 52 kelime var. İçerisinde Gİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gi olan kelimeler listesine ya da Sonu gi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- YEYGİ
-
-
[isim]
Hayvanlar için saklanan kışlık yiyecek, yem
- "Akşama doğru Gökbel'den kurtulmuşlardı ama yeygi işleri yine ters gitti." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[isim]
Hayvanlar için saklanan kışlık yiyecek, yem
- GİYSİ
-
-
[isim]
Her türlü giyim eşyası, giyecek, elbise, libas, urba
- "Hanımlar, tatil köylerinde son moda giysiler giyiyorlar." (Çetin Altan)
-
[isim]
Her türlü giyim eşyası, giyecek, elbise, libas, urba
- GİDER
-
-
[isim]
Bir iş için harcanan paranın bütünü, masraf
- "Böylece temizleyici giderlerinden tasarruf ettiklerini sanırım." (Haldun Taner)
-
Binalarda ortak kullanımla ilgili atık suların merkezî kanalizasyona iletilmesini sağlayan boru hattı
-
Gelecekte sağlanacak değerler karşılığı yapılan harcamalar
-
[isim]
Bir iş için harcanan paranın bütünü, masraf
- GİDİŞ
-
-
[isim]
Gitme işi
- "Böyle birdenbire gidişine şaştım."
-
Gitme biçimi, tempo
- "Bu gidişle ancak akşama varırız."
-
Tutum, durum, davranış
- "Bu gidişle söyleyeceği de yok galiba!" (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Gitme işi
- GİYİT
-
-
[isim]
Giysi
-
[isim]
Giysi
- ELGİN
-
-
[sıfat]
Yabancı, gurbette yaşayan, garip
-
[sıfat]
Yabancı, gurbette yaşayan, garip
- GİRME
-
-
[isim]
Girmek işi
-
[isim]
Girmek işi
- GİZEM
-
-
[isim]
Sır
-
[isim]
Sır
- GİTAR
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Genellikle altı telli, telleri iki parmak arasında çekilerek çalınan bir çalgı
-
[isim]
Genellikle altı telli, telleri iki parmak arasında çekilerek çalınan bir çalgı
- İNGİN
-
-
[sıfat]
Engin (II), münhat
- "İngin yerlere gittim mi daha bir iyilik, daha bir ferahlık duyuyorum kendimde." (Nurullah ataç)
-
[isim]
Nezle
- "Burun ingini. Göğüs ingini. Bağırsak ingini."
-
[sıfat]
Engin (II), münhat
- DİZGİ
-
-
[isim]
Basım için harfleri, kelimeleri, satırları, sayfalar oluşturacak biçimde düzenleme, tertip
-
[isim]
Basım için harfleri, kelimeleri, satırları, sayfalar oluşturacak biçimde düzenleme, tertip
- BEZGİ
-
-
[isim]
Süs, bezek
-
[isim]
Süs, bezek
- BİNGİ
-
-
[isim]
Kemerler üzerine oturtulmuş kubbe ile kemerlerin arasını kapatan üçgen biçimindeki kubbe parçalarından her biri
-
[isim]
Kemerler üzerine oturtulmuş kubbe ile kemerlerin arasını kapatan üçgen biçimindeki kubbe parçalarından her biri
- EZGİN
-
-
[sıfat]
Paraca durumu bozuk olan (kimse)
-
Çok cefa görmüş (kimse)
- "Emir, hüküm altında yetişmiş bir sığıntı olduğunu çekingen, ezgin tavrıyla daima belli ederdi." (Refik Halit Karay)
-
Çürük, ezik (meyve)
-
Üzüntü veren
- "Bir gece önce çadırın kenarında dinlediğimiz o ezgin, baygın nağmeyi tutturdu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[sıfat]
Paraca durumu bozuk olan (kimse)
- GİTTİ
-
-
geçmiş zaman kipindeki fiillerden sonra gelerek istenmeyen bir şeyin yapıldığını, yapılacağını, istenen bir şeyin olmadığını veya olmayacağını anlatan bir söz
- "Bu parayı verelim gitsin. İmzanı atıver gitsin."
- "Çolak Mehmet adında birini kapının arkasında ölmüş buldular ancak sayılan bir adam değildi, gömdüler gitti." (Memduh Şevket Esendal)
-
geçmiş zaman kipindeki fiillerden sonra gelerek istenmeyen bir şeyin yapıldığını, yapılacağını, istenen bir şeyin olmadığını veya olmayacağını anlatan bir söz
- SERGİ
-
-
[isim]
Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer
- "Bir karpuz sergisi açabilmek için projeler yapmakta idi." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Şehir Galerisi'nde açtığı ilk sergide, yalnız zevkine ve hünerine değil, sabrına da şaştım." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Halkın gezip görmesi, tanıması için uygun biçimde yerleştirilmiş ürünlerin, sanat eserlerinin tümü
- "Resim, heykel, seramik, el işleri sergisi ne olursa gidiyorum." (Haldun Taner)
-
Bir yerin, bir ülkenin veya çeşitli ülkelerin kendine özgü tarım, sanayi vb. ürünlerini tanıtmak için bunların uygun bir biçimde gösterildiği yer, meşher
-
Yaygı, kilim
-
[isim]
Alıcının görmesi, seçmesi için dizilmiş şeylerin tümü ve bu nesnelerin serildiği yer
- GİDON
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yönelteç
- "Ne tarafa doğru meyil varsa gidonu o tarafa kıracaksınız ki bisiklet doğrulsun!" (Burhan Felek)
-
Komodorlara özgü çıması çatal biçiminde kesilmiş sancak, fors
-
[isim]
Yönelteç
- GİRİŞ
-
-
[isim]
Girme işi veya biçimi
- "Fakülteye her girişimde ilk selamlaştığım o olurdu." (Haldun Taner)
-
Bir yapıda içeri geçilen yer, methal, antre
- "Evin girişi pek dar."
-
Bir eserin konusunu tanıtarak kolay kavranmasını sağlayan, ön sözden sonra yer alan bölüm, methal
-
Bir anlatımda gelişme bölümüne hazırlık yapmayı sağlayan bölüm, girizgâh
-
Bir bilime hazırlık amacıyla yazılan eser
- "Dil bilimine giriş."
-
Bir müzik parçasında baştaki bölüm, methal
-
[isim]
Girme işi veya biçimi
- BENGİ
-
-
[sıfat]
Sonu olmayan, hep kalacak olan, ölümsüz, ebedî
-
[sıfat]
Sonu olmayan, hep kalacak olan, ölümsüz, ebedî
- GİYME
-
-
[isim]
Giymek işi
-
[isim]
Giymek işi