İçinde gal olan 6 harfli 18 kelime var. İçerisinde GAL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında gal olan kelimeler listesine ya da Sonu gal ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A G L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ALG
2 Harfli Kelimeler
AL, LA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TERGAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Terilen
-
[sıfat]
Bu iplikten yapılmış
- "Tergal kumaş."
-
[isim]
Terilen
- TIGALA
-
-
[isim]
Hekimlikte kullanılan, sütleğengillerden bir bitkinin verdiği zamk ve öz su
-
[isim]
Hekimlikte kullanılan, sütleğengillerden bir bitkinin verdiği zamk ve öz su
- MAZGAL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kale duvarlarında iç yanı geniş, dış yanı dar delik
-
Yağmur sularını kanalizasyon şebekesine çekmek için kullanılan üzeri parmaklıklı demirle kapatılmış delik
-
[isim]
Kale duvarlarında iç yanı geniş, dış yanı dar delik
- GALAGO
- ...
- ÇANGAL
-
-
[isim]
Ayakta güreşirken karşı güreşçinin koltuğu altından bir kolu sokarak bir ayakla o güreşçinin bir bacağına çengel taktıktan sonra onu öne doğru eğip başı üzerinden atma oyunu
-
[isim]
Ayakta güreşirken karşı güreşçinin koltuğu altından bir kolu sokarak bir ayakla o güreşçinin bir bacağına çengel taktıktan sonra onu öne doğru eğip başı üzerinden atma oyunu
- GAGALI
-
-
[sıfat]
Gagası olan
-
[isim]
Gagaburun
-
[sıfat]
Gagası olan
- GALEBE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yengi
- "Böyle giderse tamamıyla galebe ümit ettiğini haber veriyordu." (Peyami Safa)
- "Kocanın münasebeti her türlü cazibesini kaybettiği gün rakibine galebe çaldığına emin olabilirsin." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Üstünlük, çokluk
- "Abdülhak Hamit'in Kemal'e galebesi şerrin hayra galebesi demekti." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Kadıncağızın gönlü gence kayıyordu. Fakat neticede akıl ve mantık tarafı galebe çaldı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yengi
- KİGALİ
- ...
- GALETA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Fırında iyice pişirilerek kurutulan çeşitli biçimde unlu yiyecek
-
[isim]
Fırında iyice pişirilerek kurutulan çeşitli biçimde unlu yiyecek
- ARGALİ
-
-
[isim]
Yaban koyunu
-
[isim]
Yaban koyunu
- MANGAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Isınmaya, bir şey pişirmeye yarayan, sac, bakır veya pirinçten, türlü biçimlerde üstü açık ayaklı ocak, korluk
- "Masanın solunda küçük bir sac mangal yaz kış sürekli olarak yanardı." (Salâh Birsel)
- "Sen bana iyi baksana, bende mangal gibi yürek var!" (Orhan Kemal)
-
[isim]
Isınmaya, bir şey pişirmeye yarayan, sac, bakır veya pirinçten, türlü biçimlerde üstü açık ayaklı ocak, korluk
- GALYOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Başı ve kıçı çok yuvarlak, gulet tipinde, altı düz bir gemi
-
[isim]
Başı ve kıçı çok yuvarlak, gulet tipinde, altı düz bir gemi
- GALİBA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Görünüşe göre, sanılır ki, anlaşılan
- "Benim adımı işitince şöyle bir durdu, galiba beni tanımış olacak." (Memduh Şevket Esendal)
-
[zarf]
Görünüşe göre, sanılır ki, anlaşılan
- GALYUM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Atom numarası 31, atom ağırlığı 69,72, yoğunluğu 5,9 olan, 29,8 °C'de eriyen, çok seyrek bulunan, alüminyumu andıran bir element (simgesi Ga)
-
[isim]
Atom numarası 31, atom ağırlığı 69,72, yoğunluğu 5,9 olan, 29,8 °C'de eriyen, çok seyrek bulunan, alüminyumu andıran bir element (simgesi Ga)
- KANGAL
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Tel, kurşun boru gibi uzun ve bükülebilir şeylerin halka biçiminde sarılmasıyla yapılan bağ
-
Bu biçimde bükülmüş şeylerin her bir halkası
- "Beş arkadaş, boyunlarına tel ve ip kangalları geçirmiş..." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Tel, kurşun boru gibi uzun ve bükülebilir şeylerin halka biçiminde sarılmasıyla yapılan bağ
- GALERİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yapının birçok bölümünü aynı katta birbirine bağlayan içten veya dıştan yapılmış geniş geçit
- "Loşluğunu ışıklar bile gidermeyen koyu mavi bir uzun galeriye girdik." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Sanat eserlerinin veya herhangi bir malın sergilendiği salon
- "Hilmi Bey'in evi, bir sanat ve ihtişam galerisi değildi." (Samiha Ayverdi)
-
Maden ocaklarında açılan yer altı yolu
-
Otomobil alınıp satılan yer
-
[isim]
Bir yapının birçok bölümünü aynı katta birbirine bağlayan içten veya dıştan yapılmış geniş geçit
- GALLER
- ...
- SİGALA
-
-
[isim]
Sığla
-
[isim]
Sığla