İçinde g olan 6 harfli 517 kelime var. İçerisinde G harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında g harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu g harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DARGIN
-
-
[sıfat]
Darılmış olan, küskün
- "Hasan Ağa büyük oğlu ile dargındı." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bu olaydan sonra benimle aylarca dargın durdu." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Soğuk, ilgisiz
- "Annem, bahçe kapısında beni iki dargın kelime ile karşıladı." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Darılmış olan, küskün
- OTOGAZ
- ...
- UGANDA
- ...
- GİTSİN
-
-
emir kiplerinden sonra gelerek buyrulan işin yapılmasından sorunun kapanması istendiğini anlatan bir söz
- "Bu parayı verelim gitsin. İmzanı atıver gitsin."
- "Çolak Mehmet adında birini kapının arkasında ölmüş buldular ancak sayılan bir adam değildi, gömdüler gitti." (Memduh Şevket Esendal)
-
emir kiplerinden sonra gelerek buyrulan işin yapılmasından sorunun kapanması istendiğini anlatan bir söz
- GÜLGUN
- ...
- TASGİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Küçültme, ufak duruma getirme
-
[isim]
Küçültme, ufak duruma getirme
- YORGUN
-
-
[sıfat]
Çalışma vb. sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan
- "Gurbetten gelmişim yorgunum hancı / Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş." (Bekir Sıtkı Erdoğan)
- "Ben de uykusuzluktan yorgun düşmek üzereyim, yatacağım." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Çalışma vb. sebeplerle beden veya zihin etkinliği yavaşlayan, yorulmuş olan
- BİGANE
- ...
- EGZAMA
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mayasıl
-
[isim]
Mayasıl
- KATGÜT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Ameliyatlarda yaraları dikmek için kullanılan, bağırsaktan yapılmış iplik
-
[isim]
Ameliyatlarda yaraları dikmek için kullanılan, bağırsaktan yapılmış iplik
- EPİLOG
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Son deyiş
-
[isim]
Son deyiş
- GAYZER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kaynaç
-
[isim]
Kaynaç
- GAZEKİ
-
-
[isim]
Cepken altına giyilen kolsuz bir çeşit giysi
-
[isim]
Cepken altına giyilen kolsuz bir çeşit giysi
- İMGECİ
-
-
[isim]
İmgeyi öne alan, imgeye önem veren kimse, düşünce vb
-
[isim]
İmgeyi öne alan, imgeye önem veren kimse, düşünce vb
- SAYGIN
-
-
[sıfat]
Saygı gören, sayılan, hatırlı, itibarlı, muteber
- "A. Ş. Hisar, Türk romanında saygın yerini haklı olarak almıştır." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Saygı gören, sayılan, hatırlı, itibarlı, muteber
- DURGUN
-
-
[sıfat]
Sakin
- "Deniz masmavi, hava durgun, her taraf ılıktı." (Refik Halit Karay)
-
Neşesiz, keyifsiz, sessiz
- "Öteki durgun bir Anadolu köylüsü idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
Canlı olmayan, sönük, hareketsiz
- "Harp hemen tesirini gösterdi. Piyasa durgun." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Sakin
- GEZMEK
-
-
[nsz]
Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek
- "Tek başına buralarda gezdiği hâlde aradığını bulamıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
- "Seher hep Bayram'ın sinirine dokunanlarla gezip tozdu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Bir yerde dolaşmak, yürümek
- "Kunduralarını çıkarır, satar, yalın ayak gezerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Gitmek, başvurmak
-
Bulunmak
- "Şapkam burada ne geziyor?"
-
[-i]
Bir yeri görüp incelemek
-
Hasta ayağa kalkmak
- "Oğlum iyileşti, yavaş yavaş gezmeye başladı."
-
Herhangi bir biçimde gezinmek
- "Bu giysiyle gezemem."
-
[-i]
Bir yerde gezi yapmak
- "Geçen yaz Batı Anadolu'yu gezdik."
-
[nsz]
Hava alma, hoş vakit geçirme vb. amaçlarla bir yere gitmek, seyran etmek
- İMGELİ
-
-
[sıfat]
İmgeye dayanan, imgesi olan
-
[sıfat]
İmgeye dayanan, imgesi olan
- GAFLET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dalgınlık, dikkatsizlik, boş bulunma, aymazlık, dalgı, ihtiyatsızlık
-
[isim]
Dalgınlık, dikkatsizlik, boş bulunma, aymazlık, dalgı, ihtiyatsızlık
- GÖMMEK
-
-
[-i]
Yerin altına koyarak üstünü toprakla örtmek
-
Bir ölüyü toprağın içine yerleştirmek, defnetmek
- "Kızı artık uyuduğu yere temelli gömmeye hazırlanıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[-i]
Bir cenazeyi kaldırmak
- "Onu bugün gömdük."
-
[-i]
Birinin cenaze törenine katılmak
-
Bir nesnenin içine yerleştirmek, batırmak
- "Ben annemin çarşafına kafamı gömdüm." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-i]
Birinden daha çok yaşamak
- "Sen bu sağlam bünye ile daha pek çok kimseyi gömersin."
-
[-i]
Yerin altına koyarak üstünü toprakla örtmek