İçinde fena olan 7 kelime var. İçerisinde FENA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında fena olan kelimeler listesine ya da Sonu fena ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
FENALAŞTIRMAK
FENALAŞTIRMA
FENAFİLLAH, FENALAŞMAK
FENALAŞMA
FENALIK
FENA
A E F N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
FENA
3 Harfli Kelimeler
FAN, FEN
2 Harfli Kelimeler
AF, AN, EN, FA, FE, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FENALAŞTIRMAK
-
-
[-i]
Fenalaşmasına sebep olmak, fena duruma getirmek
-
[-i]
Fenalaşmasına sebep olmak, fena duruma getirmek
- FENALAŞTIRMA
-
-
[isim]
Fenalaştırmak işi durumu
-
[isim]
Fenalaştırmak işi durumu
- FENALAŞMAK
-
-
[nsz]
Kötü bir duruma girmek
- "İş fenalaştı."
-
Hastanın durumu ağırlaşmak
-
Ansızın bayılacak gibi olmak
- "Kendisini tam Cemile'nin karşısında görünce fenalaştı." (Mithat Cemal Kuntay)
-
[nsz]
Kötü bir duruma girmek
- FENAFİLLAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Allah'ın varlığı içinde yok olma
-
[isim]
Allah'ın varlığı içinde yok olma
- FENALAŞMA
-
-
[isim]
Fenalaşmak işi
- "Mebrure, Hatice'nin böyle birdenbire fenalaşmasından ürkerek ayağa kalktı." (Peyami Safa)
-
[isim]
Fenalaşmak işi
- FENALIK
-
-
[isim]
Kötülük, şer
- "Bu alçaklar sana her fenalığı yapabilirler." (Aka Gündüz)
- "Bilmeyerek sütnineciğime ve kendime büyük bir fenalık etmiştim." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Ben biraz fenalık geçirdim de eczaneden rica ettik." (Burhan Felek)
-
Rahatsızlık veren şey
- "Fenalık iki tarafın ağaçlık, sık orman oluşu..." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Kötülük, şer
- FENA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
İyi nitelikte olmayan, kötü
- "Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir." (Burhan Felek)
- "Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum duygusu kapladı." (Peyami Safa)
-
Üzücü
- "Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki..." (Halide Edip Adıvar)
- "Bu koku beni fena etti."
-
İstenilen ve gereken nitelikte olmayan (kimse)
- "Fena bir öğrenci."
-
Hoşa gitmeyen, rahatsız edici
- "Fena günler yaşadığına inanmak için bin şahit lazım." (Refik Halit Karay)
-
Davranışları toplumun ahlak anlayışına uymayan
- "Siz fena adamsınız, odanıza geldiğime bin kere pişman oldum." (Peyami Safa)
-
[zarf]
Çok
- "Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
İyi nitelikte olmayan, kötü