İçinde fe olan 7 harfli 82 kelime var. İçerisinde FE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında fe olan kelimeler listesine ya da Sonu fe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- AFERİST
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dalavereci
-
[isim]
Dalavereci
- ZARAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Zariflik
- "Sadece zarafetinizin, güzelliğinizin karşıdan hayranı olmuştum." (Samim Kocagöz)
-
[isim]
Zariflik
- KESAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çokluk, sıklık
-
Yoğunluk
- "Dağ, bütün kesafeti ve bütün heybetiyle benim üstüme yürüyor gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Saydam olmama durumu, bulanıklık
-
[isim]
Çokluk, sıklık
- FELAKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela
- "İnsanların korkması icap eden en büyük felaket, kötü ahlaktır." (Samiha Ayverdi)
-
[sıfat]
Çok kötü
- "Felaket bir yazı."
-
[sıfat]
Şaşırtıcı, hayrete düşürücü
- "Bu kız felaket."
-
[isim]
Büyük zarar, üzüntü ve sıkıntılara yol açan olay veya durum, yıkım, bela
- FELSEFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Varlığın ve bilginin bilimsel olarak araştırılması
- "Felsefe diliyle söylersek her ozan bir fenomendir yani olgudur." (Necati Cumalı)
- "Sana su şehirlerinin felsefesini yaptım." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
Bir bilimin veya bilgi alanının temelini oluşturan ilkeler bütünü
- "Tarih felsefesi. Hukuk felsefesi."
- "Saldırmak onun içgüdülerinden biridir ve yöntemi çekiçle felsefe yapmaktır." (Salâh Birsel)
-
Bir filozofun, bir felsefe okulunun, bir çağın öğretisi
- "Sokrates felsefesi."
-
Dünya görüşü
- "Yargılarınızı, felsefenizi kendinize saklayıp oyununuza tek özdeyiş katmayacaksınız." (Haldun Taner)
-
Bir konuda soyut düşünüş
- "Uzun felsefelerden sonra Mediha'yı benden çok sevdiğini anlatıyor." (Halide Edip Adıvar)
-
[isim]
Varlığın ve bilginin bilimsel olarak araştırılması
- KÜFESİZ
- ...
- KEFENLİ
-
-
[sıfat]
Kefene sarılmış
-
[zarf]
Kefene sarılarak
-
[sıfat]
Kefene sarılmış
- TEFENNİ
- ...
- KAFESÇİ
-
-
[isim]
Kafes yapan veya satan kimse
-
Birini aldatarak çıkar sağlayan kimse
-
[isim]
Kafes yapan veya satan kimse
- EFEMİNE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Kadınsı
-
Kadınsı
- MUAREFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karşılıklı birbirini tanıma, tanışma, tanışıklık
- "Sizi tanıdığım günden beri aramızda muarefenin alabileceği şekiller üstünde her gün düşünüyorum." (Peyami Safa)
-
[isim]
Karşılıklı birbirini tanıma, tanışma, tanışıklık
- FERASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlayış, seziş, sezgi
- "Diplomatça bir ferasetle söylemek istediğini anlayıveriyordum." (Aka Gündüz)
-
Zekâ
-
[isim]
Anlayış, seziş, sezgi
- FERİŞTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Melek
-
[isim]
Melek
- FEVKANİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Üstte, üstteki
-
[sıfat]
Üstte, üstteki
- FEDAİCE
-
-
[zarf]
Fedai gibi, fedai olarak
- "Nerede bu şehri fedaice benimsemiş, onun hâkim hüviyetini gizlemiş..." (Samiha Ayverdi)
-
[zarf]
Fedai gibi, fedai olarak
- FERDASI
- ...
- FERMENE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Türlü nakışlarla işlemeli, önü kavuşmayan, yeleğe benzeyen bir giysi
-
[isim]
Türlü nakışlarla işlemeli, önü kavuşmayan, yeleğe benzeyen bir giysi
- TUFEYLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Asalak
-
Salaş, virane, yıkık
- "Onu tamir ve takviye ettirdiler, etrafını kaplayan tufeyli yapıları yıktırarak ortaya çıkardılar." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Asalak
- ATFETME
-
-
[isim]
Atfetmek işi, isnat
-
[isim]
Atfetmek işi, isnat
- DEFETME
-
-
[isim]
Defetmek işi
-
[isim]
Defetmek işi