İçinde fe olan 6 harfli 67 kelime var. İçerisinde FE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında fe olan kelimeler listesine ya da Sonu fe ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FEYYAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Çok verimli, gür
-
[sıfat]
Çok verimli, gür
- TEFEÜL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Fal açma, fala bakma
- "Kış geceleri divanlardan tefeül ederdik." (Ömer Seyfettin)
-
Uğur sayma, hayra yorma
-
[isim]
Fal açma, fala bakma
- MENFEZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Girecek veya geçecek yer, delik, açma
- "Atılan gülle ve lağımlardan kale duvarlarında geniş menfezler açıldı." (Orhan Seyfi Orhon)
-
Genellikle banyo ve tuvaletlerde bulunan, panjur gibi açılıp kapanan havalandırma penceresi
-
[isim]
Girecek veya geçecek yer, delik, açma
- SAHİFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sayfa
-
[isim]
Sayfa
- SFENKS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yunan mitolojisinde, geçen yolculara birtakım bilmeceler sorarak bilemeyenleri yuttuğuna inanılan efsanevi yaratık
-
Mısır'da eski Mısırlılar çağından kalma kadın başlı, aslan vücutlu heykel
- "Suat, bir sfenks sessizliğiyle her şeyden uzak yaşamayı yeğler görünmektedir." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Yunan mitolojisinde, geçen yolculara birtakım bilmeceler sorarak bilemeyenleri yuttuğuna inanılan efsanevi yaratık
- METFEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mezar, kabir, sin, makber
-
[isim]
Mezar, kabir, sin, makber
- SAFFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Temizlik, arılık
- "Gençlerin tecrübelerle yıpranmamış bir saffet içindeki yüzlerinde yorgunluk duyulmaz." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Temizlik, arılık
- KÜNEFE
-
-
[isim]
Sıcak yenilen bir çeşit peynirli tel kadayıf
-
[isim]
Sıcak yenilen bir çeşit peynirli tel kadayıf
- FERTİK
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[ünlem]
"Kaç, uzaklaş, sıvış" anlamında bir seslenme sözü
- "Bisiklete atlayınca haydi babam fertik!" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[ünlem]
"Kaç, uzaklaş, sıvış" anlamında bir seslenme sözü
- KADİFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş
-
[sıfat]
Bu kumaştan yapılmış, bu kumaşla kaplanmış
- "Camları kapanmış bir arabanın yumuşak kadife minderleri, o çıplaklığa karşı, zavallı adamı avunduruyordu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Yüzeyi belirli uzunlukta bırakılmış ham madde lifleriyle kaplı, parlak, yumuşak kumaş
- KÜFELİ
- ...
- SEFERİ
- ...
- FERSİZ
-
-
[sıfat]
Donuk, cansız (göz, ışık, yüz)
- "Eski yalıların birçoklarının görünüşlerinde ihtiyarların o durgun, dalgın, fersiz ve ölgün yüzlerindeki manalar peyda olmuştu." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[sıfat]
Donuk, cansız (göz, ışık, yüz)
- KEFERE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Müslüman olmayanlar, kâfirler
- "Kefereye aldırmayın, hâlden anlar heriflerdir." (Peyami Safa)
-
[isim]
Müslüman olmayanlar, kâfirler
- SOLFEJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Müzik ezgilerinin nota adları ile ses ve süre değerlerine uygun bir biçimde söylenmesi
-
Notaları değerlerine göre seslendirmeyi amaçlayan müzik çalışması
-
[isim]
Müzik ezgilerinin nota adları ile ses ve süre değerlerine uygun bir biçimde söylenmesi
- FETTAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Fitneli, karıştırıcı
-
Gönül ayartıcı, cilveli
- "Bunun için değil mi ki senin kadın tanıdıklarının hepsi fettandırlar." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Fitneli, karıştırıcı
- HURAFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dine sonradan girmiş yanlış inanç
-
[isim]
Dine sonradan girmiş yanlış inanç
- VAZİFE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ödev
- "Şimdi artık vazife bitmiş, gülüp eğlenmeye sıra gelmiştir." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Geçici Bakanlar Kurulu, seçim süresince ve yeni Meclis toplanıncaya kadar vazife görür." (Anayasa)
- "Biz burada beklemişiz, onun vazifesi mi?"
-
Görev
- "Nedim bugün vazifesine geç geldi." (Aka Gündüz)
-
Günlük ücret, yevmiye
-
[isim]
Ödev
- ATIFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İyilik, bağış, kayra, lütuf, ihsan, inayet
-
Karşılık beklemeden gösterilen sevgi
-
[isim]
İyilik, bağış, kayra, lütuf, ihsan, inayet
- KÜFEKİ
- ...