İçinde fası olan 20 kelime var. İçerisinde FASI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında fası olan kelimeler listesine ya da Sonu fası ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
GÜNDÜZSEFASI
AKŞAMSEFASI
GECESEFASI, KAFASIZLIK, VEFASIZLIK
FASILASIZ, KAFASIZCA, VEFASIZCA
FASIKLIK, FASILALI, MUNFASIL
CEFASIZ, KAFASIZ, SEFASIZ, ŞİFASIZ, SOFASIZ, VEFASIZ
FASILA
FASIK, FASIL
A F I S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
ASI, FAS, FIS, SAF
2 Harfli Kelimeler
AF, AS, FA, IS
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GÜNDÜZSEFASI
-
-
[isim]
Kahkaha çiçeği
-
[isim]
Kahkaha çiçeği
- AKŞAMSEFASI
-
-
[isim]
İki çeneklilerden, gece açan küçük kokulu çiçekleri olan, otsu bir bitki, gece sefası (Mirabilis jalapa)
-
[isim]
İki çeneklilerden, gece açan küçük kokulu çiçekleri olan, otsu bir bitki, gece sefası (Mirabilis jalapa)
- VEFASIZLIK
-
-
[isim]
Vefasız olma durumu, hakikatsizlik
- "... boynunu bükmüş, vefasızlığıma için için ağlıyordu." (Halit Fahri Ozansoy)
-
[isim]
Vefasız olma durumu, hakikatsizlik
- KAFASIZLIK
-
-
[isim]
Kafasız olma durumu, anlayışsızlık, kavrayışsızlık
- "Çalıkuşu'nun kafasızlığı malum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Kafasız olma durumu, anlayışsızlık, kavrayışsızlık
- GECESEFASI
-
-
[isim]
Akşamsefası
-
[isim]
Akşamsefası
- FASILASIZ
-
-
[sıfat]
Kesintisiz
-
Durmadan, ara vermeden, biteviye
- "Biraz durursa yere yıkılacağını sanarak fasılasız yürüyordu." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Kesintisiz
- KAFASIZCA
- ...
- VEFASIZCA
- ...
- MUNFASIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Ayrı duran, ayrılmış, ayrık
-
[sıfat]
Ayrı duran, ayrılmış, ayrık
- FASILALI
-
-
[sıfat]
Aralı, aralıklı, kesintili
- "Tren seyrek ve fasılalı ağaçların arasından geçiyordu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Aralı, aralıklı, kesintili
- FASIKLIK
- ...
- CEFASIZ
- ...
- ŞİFASIZ
-
-
[sıfat]
Şifası olmayan
- "Şifasız bir dert."
-
[sıfat]
Şifası olmayan
- KAFASIZ
-
-
[sıfat]
Kafası olmayan
-
Düşünüşü, anlayışı ve kavrayışı kıt olan, anlayışsız, kavrayışsız
-
[sıfat]
Kafası olmayan
- SOFASIZ
- ...
- SEFASIZ
-
-
[sıfat]
Şenliği, eğlencesi olmayan
-
[sıfat]
Şenliği, eğlencesi olmayan
- VEFASIZ
-
-
[sıfat]
Vefası olmayan, sevgisi çabuk geçen, hakikatsiz
- "Yıllar yârlerden, yârler yıllardan vefasız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Vefası olmayan, sevgisi çabuk geçen, hakikatsiz
- FASILA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Aralık, ara, kesinti
- "Kısa bir fasıladan sonra kadının sesi tekrar işitildi." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Birer kart göndererek baş ağrılarından dolayı bu kabullere fasıla verdiğini bildirmişti." (Peyami Safa)
-
[isim]
Aralık, ara, kesinti
- FASIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Allah'ın emirlerini tanımayan, sapkın, günah işleyen
-
Kötülük eden, fesatçı
-
[sıfat]
Allah'ın emirlerini tanımayan, sapkın, günah işleyen
- FASIL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bölüm, kısım, devre
- "Kitabı kapadı, biraz durdu, sonra tekrar açarak o faslı sonuna kadar bir hamlede okudu." (Peyami Safa)
-
Dönem, devre
- "Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç / Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Belli bir sürede yapılan iş, karşılaşılan durum veya olay
- "Fazla olarak arada bir patronu çekiştirmek, dedikodu yapmak faslı da kapanacak." (Halide Edip Adıvar)
-
Peşrev, nakış, şarkı, saz semaisi vb. parçaların belli bir sıraya göre çalınıp söylenmesi
- "Radyo ince sazdan sultaniyegâh faslına başlamış." (Atilla İlhan)
-
Orta oyununa başlamadan önce saz takımının çaldığı köçek havası ve curcuna
-
Osmanlı ve Arap tiyatrosunda oyunun perde bölümü
-
[isim]
Bölüm, kısım, devre