İçinde f olan 7 harfli 509 kelime var. İçerisinde F harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında f harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu f harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FAGOSİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yutar hücre
-
[isim]
Yutar hücre
- FANİLİK
- ...
- KEFESİZ
-
-
[sıfat]
Kefesi olmayan
-
[sıfat]
Kefesi olmayan
- LİFLEME
-
-
[isim]
Liflemek işi
-
[isim]
Liflemek işi
- FORSEPS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bazı güç doğumlarda çocuğun başını tutup dışarı çekmeye yarayan araç
-
[isim]
Bazı güç doğumlarda çocuğun başını tutup dışarı çekmeye yarayan araç
- LAMELİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dolambaçlı
-
Eğri büğrü, çarpık
-
[sıfat]
Dolambaçlı
- MİSAFİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Konuk
- "Bir değil, birkaç misafiri dahi ağırlayabiliriz." (Mahmut Yesari)
- "Onu, evin çocuklarıyla bir odada misafir etmişlerdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Cemile sekiz, on gün çiftlikte misafir kalacaktı." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Aklına esince atına atlar ve Rüstem Bey'e beş on gün misafir olur." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Gözün saydam tabakasında herhangi bir sebeple oluşan beyaz leke
-
[isim]
Konuk
- SINIFLI
-
-
[sıfat]
Sınıfı olan
-
[sıfat]
Sınıfı olan
- FREZECİ
-
-
[isim]
Teknik resme veya modele uygun her çeşit parçayı freze tezgâhında yapabilen işçi
-
Freze işleri yapılan dükkân
-
[isim]
Teknik resme veya modele uygun her çeşit parçayı freze tezgâhında yapabilen işçi
- KESAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çokluk, sıklık
-
Yoğunluk
- "Dağ, bütün kesafeti ve bütün heybetiyle benim üstüme yürüyor gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Saydam olmama durumu, bulanıklık
-
[isim]
Çokluk, sıklık
- FİLOLOG
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Filoloji ile uğraşan bilgin
-
[isim]
Filoloji ile uğraşan bilgin
- KATAFOT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dışarıdan gelen bir ışığın etkisiyle geceleyin ışıklı görünen reflektör
-
[isim]
Dışarıdan gelen bir ışığın etkisiyle geceleyin ışıklı görünen reflektör
- PORTFÖY
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Para cüzdanı
- "Elindeki portföyü yazıhanenin üzerine atar." (Ömer Seyfettin)
-
Banka, simsar veya bir aracı kuruluşun kendi elinde tuttuğu, istediği gibi tasarruf ettiği menkul değerler toplamı
-
[isim]
Para cüzdanı
- FERASET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Anlayış, seziş, sezgi
- "Diplomatça bir ferasetle söylemek istediğini anlayıveriyordum." (Aka Gündüz)
-
Zekâ
-
[isim]
Anlayış, seziş, sezgi
- FIKRAMA
-
-
[isim]
Fıkramak işi veya durumu
-
[isim]
Fıkramak işi veya durumu
- FLÖRTLÜ
- ...
- NESKAFE
- ...
- UFALTMA
-
-
[isim]
Ufaltmak işi
-
[isim]
Ufaltmak işi
- DEFATEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Ansızın
-
Birden, aniden
- "Sönük bakan gözleri defaten parladı." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Ansızın
- KAFESLİ
-
-
[sıfat]
Kafesi olan veya kafes biçiminde olan
-
[sıfat]
Kafesi olan veya kafes biçiminde olan