İçinde f olan 7 harfli 509 kelime var. İçerisinde F harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında f harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu f harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MUHALİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. Bir tutuma, bir görüşe, bir davranışa karşı olan, aykırı olan kimse
    • "Muhaliflerin, Mecliste ordu aleyhine açtıkları cereyan devam ediyordu." (Atatürk)
  2. [sıfat] Aykırı
    • "Fikrine, ümidine, arzusuna muhalif bir şeye rast gelince hemen bozulur." (Ömer Seyfettin)

FİZİKÇİ

  1. [isim] Fizik bilgini veya fizikle uğraşan kimse
  2. Fizik öğretmeni
  3. Fizik tedavisiyle uğraşan doktor

ODOGRAF
...
UFLAMAK

  1. [nsz] Acı, sızı duyarak uf demek

FISLAMA

  1. [isim] Fıslamak işi

ETRAFLI

  1. [sıfat] Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı
  2. [zarf] Ayrıntılı, eksiksiz, kapsayıcı bir biçimde

FİYATLI

  1. [sıfat] Fiyatı olan
  2. Pahalı

FİZİKEN
...
FOSİLLİ

  1. [sıfat] İçinde fosil bulunan

TEFARİK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle kırmızı, beyaz ve mor kumaştan dikilen, gömlek ve şalvardan oluşan, kol ağızları, paça kenarları ile şalvarın yanları işlenmiş kadın giysisi
  2. 60-100 cm yüksekliğinde, büyük yapraklı ve beyaz çiçekli bir bitki (Pogostemon patchouly)

UFALAMA

  1. [isim] Ufalamak işi

ATFEDİŞ
...
İSRAFİL
...
NÜFUSÇU

  1. [isim] Nüfus memuru

TEFRİKA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gazete veya dergilerde çıkan, birbirini tamamlayan yazılardan oluşan dizi
    • "Geçen yılki turnesini, gazetelerdeki tefrikalardan işitmeyen kalmadı." (Haldun Taner)
  2. [sıfat] Bu biçimde yayımlanan
  3. Birbirine kötülük etmeye kadar varan sürekli anlaşmazlık, ikilik
    • "Türkler arasına tefrika ve nifak koymak için de hürriyet vermişti." (Hüseyin Cahit Yalçın)

ZİYAFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Eğlenmek veya bir olayı kutlamak amacıyla birçok kimsenin bir araya gelerek yedikleri yemek, şölen, toy
    • "Resmî ziyafetlerin ve büyük düğünlerin yemeklerini hep ona ısmarlamak âdet olmuştur." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "O gece telgrafçı, gümrükçü, liman çavuşu, müdür beye bir ziyafet vermek istemişlerdi." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Orkestra tam bir müzik ziyafeti çekti."

FARKSIZ

  1. [sıfat] Farkı olmayan
    • "Kâğıt para ile altın arasındaki kıymetin hemen hemen farksız denebileceği bir tarihte..." (Halit Fahri Ozansoy)

FİTNESS
...
KESAFET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çokluk, sıklık
  2. Yoğunluk
    • "Dağ, bütün kesafeti ve bütün heybetiyle benim üstüme yürüyor gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  3. Saydam olmama durumu, bulanıklık

KILIFLI

  1. [sıfat] Kılıfı olan veya kılıf içinde bulunan

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü