İçinde f olan 6 harfli 445 kelime var. İçerisinde F harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında f harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu f harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- FARSÇA
- ...
- DEFTER
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Genellikle hafif bir kapak içerisinde, yazı yazmak için bir araya tutturulmuş kâğıt yaprakları
- "Nikâh memurunun masasında, biraz sonra imzalayacakları defter vardı." (Suat Derviş)
- "Bir defterler tutardı, bayılırdık." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Ondan vazgeçiniz artık. O buranın defterinden silindi gibi bir şey oldu." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
- "Sevmek, inanmak, bağlanmak gibi şeyler defterinde yoktu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Genellikle hafif bir kapak içerisinde, yazı yazmak için bir araya tutturulmuş kâğıt yaprakları
- FECAAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çok acıklı, yürekler acısı durum
- "Balkan Harbinin fecaatlerinden sonraki hadiseler de malumunuzdur." (Etem İzzet Benice)
-
[isim]
Çok acıklı, yürekler acısı durum
- FİNANS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Para, mal
-
Mali işler
-
[isim]
Para, mal
- FONDAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İçinde likör, tatlı veya hoş kokulu maddeler bulunan, ağızda kolayca eriyen bir tür şekerleme
- "Çilek, muz, menekşe kokulu fondanlar..." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[isim]
İçinde likör, tatlı veya hoş kokulu maddeler bulunan, ağızda kolayca eriyen bir tür şekerleme
- KEFEKİ
-
-
[isim]
Yapılarda kullanılan açık renkli, delikli, hafif, işlenmesi kolay, ateşe dayanıklı bir tür taş
-
Diş taşı
-
[isim]
Yapılarda kullanılan açık renkli, delikli, hafif, işlenmesi kolay, ateşe dayanıklı bir tür taş
- TEKLİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yapması için birinden bir iş isteme
- "Bilmem ne dağındaki petrol arama kampında bir iş teklif etmişlerdi." (Orhan Veli Kanık)
-
İncelenmek veya kabul edilmek için bir şey sunma, önerme, öneri
- "Elbise değiştirmek teklifini bir kere de ben tekrar ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Yapması için birinden bir iş isteme
- FARİKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir şeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan durum veya öge, ayırmaç
-
[isim]
Bir şeyi benzerlerinden ayırt etmeye yarayan durum veya öge, ayırmaç
- FUKARA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Yoksul, fakir
- "Biriktirdiği bütün parasını sadaka olarak fukaraya verir." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[isim]
Derviş
- "Bir Bektaşi fukarası."
-
Zavallı
- "Bu karışık ve çok fukara bir kumpanyaydı." (Halide Edip Adıvar)
-
[sıfat]
Yoksul, fakir
- MEVKUF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Vakfedilmiş
-
Tutuklu
- "... şirketin başlıca müdürleri orada mevkuf." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Vakfedilmiş
- OOSFER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yumurta hücresi
-
[isim]
Yumurta hücresi
- SELFİE
- ...
- ALÜFTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
İffetsiz, oynak, cilveli (kadın)
-
[sıfat]
İffetsiz, oynak, cilveli (kadın)
- İKTİFA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yetinme
- "Daha ziyade, ufak bir kazançla iktifa edecek küçük esnaf kalabalığı vardı." (Hüseyin Cahit Yalçın)
-
[isim]
Yetinme
- EPİFİT
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Üst bitken
-
[isim]
Üst bitken
- MASRUF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Sarf edilmiş, harcanmış
-
[sıfat]
Sarf edilmiş, harcanmış
- TEDFİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gömme
-
[isim]
Gömme
- ÜFÜRÜM
- ...
- İFTİRA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir kimseye kasıtlı ve asılsız suç yükleme, kara çalma, bühtan
- "Kim bilir sizi de buraya hangi iftira ile tıktılar?" (Haldun Taner)
- "On para yememiştir fakat etrafı adama iftira etmiştir." (Burhan Felek)
- "Elin nur topu gibi kızına iftira atmak doğru mu?" (Aka Gündüz)
- "On parmağınızda on kara, iftira üstüne iftira çalıyorsunuz." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bir kimseye kasıtlı ve asılsız suç yükleme, kara çalma, bühtan
- TEFECİ
-
-
[isim]
El altından yüksek faizle ödünç para veren kimse, faizci, murabahacı
- "Silah zoruyla elde edemediğini bir tefeci taktiğiyle pişmiş armut gibi gövdeye indirmeyi umuyordu." (Tarık Buğra)
-
[isim]
El altından yüksek faizle ödünç para veren kimse, faizci, murabahacı