İçinde f olan 4 harfli 153 kelime var. İçerisinde F harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında f harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu f harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

SEFA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Gönül rahatlığı, rahatlık, kaygısız ve sakin olma
    • "Her şahsa kendi ismiyle sefa geldin derdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Şöyle bir iki parça, sağlam nevinden irat ve akar edinip efendi efendi yan gel, sefana bak." (Ercüment Ekrem Talu)
    • "Uzun yıllar cefasını çektiği Yokuş'un sefasını sürecekti artık." (Yusuf Ziya Ortaç)
  2. Eğlence, zevk, neşe
    • "Beni tam manasıyla mesut eden de asıl bu çeşit tatil sefalarıydı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

DEFİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Taraflardan birinin kendisine açılan davada borçtan kurtulmak için başvurduğu her türlü yol

FERÇ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dişi canlılarda üreme organının dış bölümü, vulva

AMFİ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Amfiteatr

FİJİ
...
ATIF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yöneltme, çevirme
  2. İlişkili bulma
  3. Gönderme

FAKR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yoksulluk, fukaralık

TUFA
...
FOTO

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Işık

FLAŞ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Fotoğraf çekiminde ışık yeterli olmadığında bir görüntüyü net almak için kullanılan çok kısa süreli ve güçlü parıltı
  2. Fotoğraf çekiminde güçlü parıltıya gereksinim duyulduğunda kullanılan lamba
  3. [sıfat] İletişimde üstünlüğü, önceliği olan, önemli (haber)
  4. [sıfat] Gösterişe, ilgiye düşkün
  5. [sıfat] Ünlü, gözde
    • "O günlerin şimdi çoğu unutulmuş flaş imzaları arasında bile ilgiyi hemen çeken iki şair." (Tomris Uyar)

URFA
...
SÜLF

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Kükürt

FENA

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] İyi nitelikte olmayan, kötü
    • "Rüşvet aslında fena şeydir fakat daha fenası rüşvet ayıplığını kaybetmişliktir." (Burhan Felek)
    • "Bütün bu hatıraların yerini bir tek duygu, fena bir duygu, fenayım, fena oluyorum duygusu kapladı." (Peyami Safa)
  2. Üzücü
    • "Bu savaş yılları o kadar fena ve ağır felaketler öğretmişti ki..." (Halide Edip Adıvar)
    • "Bu koku beni fena etti."
  3. İstenilen ve gereken nitelikte olmayan (kimse)
    • "Fena bir öğrenci."
  4. Hoşa gitmeyen, rahatsız edici
    • "Fena günler yaşadığına inanmak için bin şahit lazım." (Refik Halit Karay)
  5. Davranışları toplumun ahlak anlayışına uymayan
    • "Siz fena adamsınız, odanıza geldiğime bin kere pişman oldum." (Peyami Safa)
  6. [zarf] Çok
    • "Tenis oynarken bileğim burkuldu, berbat, fena acıyor." (Peyami Safa)

FERZ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Satranç oyununda vezir

FARZ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Müslümanlıkta, özür olmadıkça yapılması zorunlu, yapılmaması günah sayılan ibadet
    • "Peki, farz edelim ki esas itibarıyla arzunu kabul ettim." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bunun üzerine, işe bir son vermek farz oldu."
    • "Vapurun kahvecisi Kefalonyalı denilen ve kötü bir insan farz olunan biriydi." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Yapmak zorunda kalınan şey, boyun borcu

NEFT

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Organik maddelerin ayrışmasından oluşan tutuşur sıvıların birçoğu
  2. Çoğunlukla boyacılıkta kullanılan, petrol türevlerinden bir çeşit mineral yağ, neft yağı

ESEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üzüntü, kaygı, tasa
    • "Ötekilerin yüzünde, onunki gibi esefle karışmamış, bambaşka bir öfke vardı." (Tarık Buğra)
  2. Acınma, üzülme
  3. Yerinme

FOŞA

  1. [isim] Tombul fındık grubunda standart bir fındık çeşidi

FLİT

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Sinek, sivrisinek vb. böcekleri öldürmek için püskürtülen ilaç
  2. Bu ilacı havaya püskürten araç

FAÇA

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] İskambil destesinin en altındaki kâğıt
  2. Yüz, çehre, surat
  3. Giysi
  4. Yüklü geminin bordasındaki su düzeyi ile boş geminin bordasındaki su düzeyi arasında kalan bölüm

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü