İçinde f olan 3 harfli 62 kelime var. İçerisinde F harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında f harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu f harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

GAF

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yersiz, beceriksiz, zamansız söz veya davranış, patavatsızlık, pot
    • "Gerçekçi olmayışı yüzünden, bugün bize tarihî gaf olarak görülen atılımlarla, bu çizgi hayli gölgelenmiştir." (Haldun Taner)
    • "Sesinde ve tavrında hiçbir değişiklik olmamasına rağmen bir gaf yaptığımı zannederek kulaklarıma kadar kızardım." (Reşat Nuri Güntekin)

FÖY

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Kısa bilgileri içeren belge

MUF
...
RAF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Üstüne öteberi koymak için duvara veya bir dolabın içine birbirine paralel olarak tutturulmuş, genellikle geniş, uzun tahta veya metal levha
    • "Yemek paketini, raflarda yer bulamadığı için masa üstüne koydu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Anayasayı rafa kaldırarak keyfî, gelişigüzel sınırlar çizmeye kalkışmak, bu yaygaraları koparanların başlıca özelliğidir." (Necati Cumalı)

PUF

  1. [isim] Arkalıksız, alçak, yumuşak, ayakları gözükmeyen oturacak
    • "Aynanın önündeki kumaş kaplı, arkalıksız, kabarık, yumuşacık pufa oturmuş." (Refik Halit Karay)
  2. Kaba, kabartılmış, yumuşak minder

KOF

  1. [sıfat] Kuruyarak veya çürüyerek içi boşalmış olan
    • "Kof ceviz."
  2. Boş, değersiz, bilgisiz, yetkisiz (kimse)
    • "Bunlar medeni milletlerin lügat kitaplarına süs olsun diye yazılmış fantazyalı kof lakırtılardır." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  3. Güçsüz, dermansız
    • "Kof adam."

FOK

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Etçiller takımının fokgiller familyasından, 1-2 m boyunda, postu değerli, memeli deniz hayvanı, ayı balığı (Phoca)

EFE

  1. [isim] Yiğit, özellikle Batı Anadolu köy yiğidi, zeybek
  2. Ağabey
  3. Kabadayı
  4. Kaptan

FİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Filgillerin hortumlular takımından, Afrika ve Asya'nın sıcak bölgelerinde yaşayan, çok iri, kalın derili hayvan (Elephas)
  2. Satrançta çapraz hareket ettirilen taş

FEN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Fizik, kimya, matematik ve biyolojiye verilen ortak ad
    • "Fen fakültesi."
  2. Fizik, kimya, matematik ve biyolojiden elde edilen verileri iş ve yapım alanında uygulama, teknik
    • "Edison, bilimden çok fenne hizmet etmiştir."
  3. Bilim, bilgi
    • "Hocalar dinde, hekimler fende ayıp yok, derlerdi." (Falih Rıfkı Atay)
  4. Hile, hilekârlık
    • "Erkeğin en budalası yine karısını aldatmak fennini bulur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)

LAF

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Söz, lakırtı
    • "Ben lafımı bitirmeden o atıldı."
    • "Aralarından bir tanesi ille de laf anlatacağım diye çene patlatıp duruyormuş." (Çetin Altan)
    • "Tabii Hayri Efendi'yle biraz laf atacak belki de biraz işten güçten bahsedecekti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
    • "Şimdi unutup laf mı çıkarıyorsun?" (Ömer Seyfettin)
  2. Sonuçsuz, yararı olmayan söz
    • "Onun söyledikleri laftan ibaret."
    • "Yakınındaki erkeği kime benzetirse onun lisanından bir şarkı ile laf atıyor." (Falih Rıfkı Atay)
    • "Kocasının erkek kardeşinin sütkardeşi imişsiniz, ben sizi hiç görmedimdi fakat bu evde lafınız geçerdi." (Peyami Safa)
  3. Konuşma
    • "Seyircilerin alışılmış sululuklarından, laf atmalardan kaçındıklarını söyledi." (Tarık Buğra)
  4. Konu, mevzu, bahis
    • "Lafı değiştirdi."
  5. [ünlem] "Öyle şey olamaz, bu sözün hiçbir değeri yok" anlamlarında hafifseme yollu kullanılan bir söz
    • "Şunu yapacakmış, bunu yapacakmış, laf!"
  6. Dedikodu

RUF

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Çatı, dam

TEF

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Zilli bir kasnağa geçirilmiş kursak zarından oluşan çalgı
    • "Davul değişmiş, tef değişmiş, kemençe bambaşka bir çalgı olmuştu." (Tarık Buğra)
    • "Sonradan anlaşıldı ki adam hükûmeti tefe koymuş." (Talât Halman)

FES

  1. [isim] Şapka yerine kullanılan, kırmızı, kalın çuhadan yapılmış, tepesinde püskülü olan, silindir biçiminde başlık

SİF

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] İthalatta bir malın bedeli, sigortası ve navlunu giderleriyle birlikte olmak üzere maliyeti

FÖN

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sıcak, kuru ve sert esen bir tür rüzgâr
  2. Bu rüzgârı veren bir aletle saçı kurutup biçim vererek tarama

PAF
...
FAZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Elektrik geriliminde evre

DEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Savma
    • "Rakı içmesi doğru bir hareket değildi amma sırf defigam etmek için olduktan sonra ehemmiyeti kalmazdı." (Reşat Nuri Güntekin)

LEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İçine sokma, iliştirme

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü