İçinde eğ olan 7 harfli 66 kelime var. İçerisinde EĞ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eğ olan kelimeler listesine ya da Sonu eğ ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EĞLENCE
-
-
[isim]
Eğlenme işi, sefahat
- "Biz bu işe tuhaf bir merakla eğlence şeklinde başladık." (Falih Rıfkı Atay)
-
Neşeli ve hoşça vakit geçirten şey veya kimse
- "Karıma göre en güzel eğlence, kırda yayan gezmek, kırların havasından istifade etmektir." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Eğlenme işi, sefahat
- EĞLEŞME
-
-
[isim]
Eğleşmek, oyalanmak işi, tevakkuf
-
[isim]
Eğleşmek, oyalanmak işi, tevakkuf
- EĞİRMEK
-
-
[-i]
Yün, pamuk vb.ni iğ ile büküp iplik durumuna getirmek
-
[-i]
Yün, pamuk vb.ni iğ ile büküp iplik durumuna getirmek
- ÖTLEĞEN
-
-
[isim]
Çalı bülbülü
-
[isim]
Çalı bülbülü
- DEĞİŞİK
-
-
Değiştirilmiş, muaddel
- "Yasanın değişik onuncu maddesi gereğince..."
-
Alışılmışın dışında bir özelliği bulunan
- "Değişik bir oda takımı."
-
Çeşitli, farklı
- "Değişik renkler."
-
[isim]
Yedek iç çamaşırı, giyecek
- "Hiç değişiğim kalmadı."
-
[isim]
Çok hastalık geçirerek gelişmemiş çocuk
-
Değiştirilmiş, muaddel
- BEĞENME
-
-
[isim]
Beğenmek işi
-
[isim]
Beğenmek işi
- GEĞİRME
-
-
[isim]
Geğirmek işi
-
[isim]
Geğirmek işi
- GÜNEĞİK
-
-
[isim]
Hindiba
-
[isim]
Hindiba
- DEĞİNTİ
-
-
[isim]
Temas
-
[isim]
Temas
- DEĞİRMİ
-
-
[sıfat]
Yuvarlak
- "Bir iki tane değirmi, büyücek yufka açmıştı." (Nabizade Nazım)
-
Eni boyuna eşit olan (kumaş)
-
[isim]
Yemeni, yazma, baş örtüsü, mendil
-
[sıfat]
Yuvarlak
- EĞDİRME
-
-
[isim]
Eğdirmek işi
-
[isim]
Eğdirmek işi
- EĞLENTİ
-
-
[isim]
Neşeli ve hoşça vakit geçirilen toplantı
- "Dün geceki heyecan bir eğlenti coşkunluğu idi." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Neşeli ve hoşça vakit geçirilen toplantı
- EĞİLMEK
-
-
[nsz]
Belirli bir yönle açı oluşturacak bir durum almak, bir yöne doğru çarpılmak:, dikliğini kaybetmek
- "Sofraya pilav gelince Aziz eğilerek kokladı." (Cahit Uçuk)
-
İnsan, bir işi yapmak için belini eğmek
- "Tenis oynarken yüz çeşit çeviklikler içinde eğilir, kalkar, sıçrar, koşar." (Refik Halit Karay)
-
Başkasının baskısını veya egemenliğini benimsemek, kabul etmek
- "Türk eğilmez."
-
[-e]
Bir işi önemseyip ele almak
- "Bir yandan ayrıntılara eğilirken, bir yandan da bunları alaylı bir süzgeçten geçirir." (Salâh Birsel)
-
[nsz]
Belirli bir yönle açı oluşturacak bir durum almak, bir yöne doğru çarpılmak:, dikliğini kaybetmek
- DEĞİRME
-
-
[isim]
Değirmek işi
-
[isim]
Değirmek işi
- BEĞENİŞ
-
-
[isim]
Beğenme
- "Eğer bu beğeniş ve güven gerçek bilgi ve ihtisasa dayansaydı, şüphesiz daha sağlam, daha verimli olurdu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Beğenme
- DEĞİŞİŞ
-
-
[isim]
Değişme işi veya biçimi
-
[isim]
Değişme işi veya biçimi
- GÜLEĞEN
-
-
[sıfat]
Güler yüzlü, çok gülen (kimse)
-
[sıfat]
Güler yüzlü, çok gülen (kimse)
- EĞLEMEK
-
-
[-i]
Durdurmak
- "Deveniz gidiyordu eğleyemedim / Kıratın boşanmış bağlayamadım." (Halk türküsü)
-
Oyalamak
- "Beni işler eğledi de vaktinde yetişemedim."
-
Avutmak
-
[-i]
Durdurmak
- EĞRİLİŞ
-
-
[isim]
Eğrilme işi veya biçimi
-
[isim]
Eğrilme işi veya biçimi
- EĞDİRİŞ
-
-
[isim]
Eğdirme işi veya biçimi
-
[isim]
Eğdirme işi veya biçimi