İçinde ey olan 6 harfli 73 kelime var. İçerisinde EY bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ey olan kelimeler listesine ya da Sonu ey ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EY, YE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MEYDAN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Alan, saha
    • "Yüz binlerce asker sokakları, meydanları, kırları dolduruyordu." (Ömer Seyfettin)
    • "Bu hareket, daha ileride kim bilir ne boğuşmalara meydan açacaktır?" (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Ona ağız açmaya meydan bırakmadım." (Reşat Nuri Güntekin)
    • "Bu beladan kurtulabilmek için bir çare düşünmeye meydan kalmadan Ali, bir gece kasabaya girdi." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Yarışma, eğlence veya karşılaşma yeri
    • "Şehir kapılarının önündeki meydanlarda davul zurna çalınıyor, cirit, bar oynanıyordu." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
    • "Askerlikte hasta olduğu meydana çıktı."
    • "Savaş hukukuna uygun fiiller sonucu meydana gelen ölümler ... dışında kişinin yaşama hakkına ... dokunulamaz." (Anayasa)
  3. Bulunulan yer ve çevresi, ortalık
    • "Kileri kilitlemezdi, paraları meydanda dururdu." (Ömer Seyfettin)
    • "Altınyaprak Şirketi bizim son ekmek kapımızdı, bundan sonra iş bulabileceğim şüpheli, kardeşlerim daha meydana çıkmış sayılmaz." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Fırsat, imkân veya vakit
  5. Mevlevi tekkelerinde ayin yapılan yer

DEYYUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Karısının veya kendisine çok yakın bir kadının iffetsizliğine göz yuman (kimse)
  2. [ünlem] (de'yyus) Bir sövgü sözü

BEYGİR

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] At
  2. Sadece yük taşımakta veya araba çekmekte kullanılan at
  3. Atlama beygiri

NEREYE

  1. [zarf] Hangi yere?
    • "Kitabı nereye koydun?"

AĞABEY

  1. [isim] Büyük erkek kardeş, aka
    • "Ağabeyi ile fısıl fısıl konuştular, birlikte sevindiler." (Refik Halit Karay)
  2. [ünlem] Saygı ve sevgi göstermek üzere yaşça büyük olan erkeklere söylenen bir seslenme sözü
    • "Geçmiş olsun ağabey, ne oldu sana böyle?" (Osman Cemal Kaygılı)

ULUBEY
...
BEYLİK

  1. [isim] Bey olma durumu
  2. Bir çeşit küçük ve ince asker battaniyesi
  3. [sıfat] Devletle ilgili, devlete özgü olan, devlet malı olan, mirî
  4. [sıfat] Herkesin kullandığı, herkesin bildiği
    • "Çaresiz yine güneyde beylik bir tatil köyüne gideceğiz." (Haldun Taner)
  5. [sıfat] Basmakalıp
    • "Aramızdaki konuşmalar, beylik konuşmalar sınırını aşmamıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  6. Rahat yaşama
  7. Merkeze tam bağlı olmayarak bir beyin yönetimi altındaki ülke, emirlik, emaret, mirlik
    • "Sonunda bütün bu beylikler Osmanlı İmparatorluğu'nun bayrağı altında toplandı." (Cahit Uçuk)
  8. Hükûmet
    • "Beylikten alacaklı olmak."

ÜVEYİK

  1. [isim] Güvercinlerden, korularda yaşayan, eti için avlanan, boz renkli bir kuş (Streptopelia turtur)

SEYYİE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kötülük
  2. Yanlış veya kötü bir davranış sonucu karşılaşılan kötü durum

PEYDAH

  1. [sıfat] Peyda

MEYYAL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Eğilimli, eğimli
    • "Kuraldı, semizliğe meyyal bir bünyedeydi." (Yahya Kemal Beyatlı)

ÖDEYİŞ
...
BEYDAĞ
...
BEYKOZ
...
ZEYTİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Zeytingillerden, Akdeniz ülkelerinde yetişen, 10-20 m yüksekliğinde, dalları dikensiz, yaprakları karşılıklı, küçük ve gümüş renginde, uzun ömürlü bir ağaç (Olea europaea)
  2. Bu ağacın tazeyken yeşil, sonradan kararan, yüksek besin değeri taşıyan yağlı meyvesi
  3. [sıfat] Bu ağaçtan yapılmış, bu ağaçla kaplanmış
    • "Zeytin baston."

ZEYBEK

  1. [isim] Batı Anadolu efesi
    • "Bizim de kalbimizi kımıldatır yerinden / Toprağa diz vuruşu dağ gibi bir zeybeğin" (Faruk Nafiz Çamlıbel)
  2. Ege yöresine özgü bir müzik veya oyun türü, zeybek havası

EŞEYLİ

  1. [sıfat] Erkek veya dişi eşeyden birine sahip olan, diğer eşey olmadan üreyemeyen cinsliği olan

KONSEY

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Yönetim görevi yüklenmiş kimselerden oluşan topluluk
  2. Bazı sorunları görüşüp tartışmak için toplanan meclis
    • "Millî Güvenlik Konseyi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi."

SEYRET

  1. beklenmedik bir şey olacağını anlatan bir söz
    • "Kitapçı vitrinlerinde kendi eserlerini gördükçe durup hayran hayran seyrediyor." (Haldun Taner)
    • "Sen şimdi curcunayı seyret!"

MARLEY

  1. [isim] Yapılarda döşeme gereci olarak kullanılan plastik madde

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü