İçinde ey olan 5 harfli 67 kelime var. İçerisinde EY bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ey olan kelimeler listesine ya da Sonu ey ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E Y Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EY, YE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

MEYVE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bitkilerde çiçeğin döllenmesinden sonra yumurtalığın gelişmesiyle oluşan tohumları taşıyan, genellikle yenebilen organ, yemiş
    • "Oğlu Hakan'ın doğduğu yıl meyveye duran dut, en doğurgan dönemindeydi." (Muzaffer Uyguner)
  2. Ürün, sonuç, kâr
    • "Mektebimizin şapirografla basılan haftalık Fidan'ında, en güzel meyve benim imzamdır." (Yusuf Ziya Ortaç)

SEYİS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ata bakan, tımar eden kimse, at bakıcısı

GEYİK

  1. [isim] Geyikgillerden, erkeklerinin başında uzun ve çatallı boynuzları olan memeli hayvan (Cervus elaphus)
  2. Karısının veya bir kadın yakınının ihanetine uğramış erkek

TEYEL

  1. [isim] Seyrek ve eğreti dikiş

MEYAN

  1. [isim] Meyan kökü

MEYUS

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Üzgün
    • "Ağır ve meyus adımlarla yürüdü." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Müsteşar yanında böyle kalmak onu meyus ediyordu." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Bir ümidin çıkmaması, insanın ikinci defa meyus olması demektir." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Karamsar
    • "Odaya girince Remzi'yi şaşkın ve meyus bir hâlde gördüm." (Memduh Şevket Esendal)

TEYZE

  1. [isim] Annenin kız kardeşi, ana yarısı
    • "İhtiyar halaların, teyzelerin, bütün bu hısım akrabanın fikrini sorduk." (Memduh Şevket Esendal)
  2. [ünlem] Anne yaşıtı kadınlara söylenen bir seslenme sözü

EYVAN

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Teras, sundurma, ayvan
  2. Bir tarafı dışarıya açık olan oda, ayvan

DİKEY

  1. [sıfat] Başka bir doğru ile kesiştiğinde onunla birlikte dik açı oluşturan (doğru çizgi), amudi
    • "a, b doğrusuna c noktasından dikey bir doğru indirilince 90 derecelik açı oluşur."
  2. [zarf] Dik olarak

BİTEY

  1. [isim] Bitki örtüsü

SEYİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir topluluğun ileri gelen kişisi
  2. Hz. Muhammed'in soyundan olan kimse

EYVAH

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [ünlem] Beklenmedik, kötü, hoşa gitmeyen bir haber veya olay karşısında duyulan acınma, üzülme sözü
    • "Eyvah, ne yer ne yâr kaldı!" (Abdülhak Hamit Tarhan)

EYLÜL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yılın otuz gün süren, dokuzuncu ayı

YEREY

  1. [isim] Arazi
  2. Yer kabuğunun oluşumu bakımından ele alınan herhangi bir parçası
    • "Üçüncü zaman yereyleri."

NEYÇE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Küçük ney
  2. Dokumacıların kullandığı küçük kamış

SEYEK

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tavla oyununda zarlardan birinin üçlü, öbürünün birli gelmesi, üç bir

ZEYİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Ek
  2. Bir yazıya ek olarak katılan parça
  3. Bir eseri tamamlamak için sonradan yazılan ek eser

PEYKE

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Genellikle eski iş yerlerinde ve evlerde bulunan, duvara bitişik alçak, tahta sedir, kerevet
    • "Tıpkı köyünde bir kahvenin peykesi üstüne oturur gibi oturuyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

BEYİN

  1. [isim] Kafatasının üst bölümünde beyin zarı ile örtülü, iki yarım yuvar biçiminde sinir kütlesinden oluşan, duyum ve bilinç merkezlerinin bulunduğu organ, dimağ
    • "Kızgın güneşin altında bütün gün beynim kaynıyor." (Orhan Kemal)
    • "Akşam eve gelip de heykelin başını boyun yerinden çatlamış ve güzelim mermer başlığı tuzla buz olmuş görünce beynim sıçradı." (Haldun Taner)
    • "Beyni sulanan bu ayyaş, iğrenç mahluku onlara anlatmakta ne fayda olabilirdi." (Mahmut Yesari)
    • "Bu satırları okuyunca Mustafa beyninden vurulmuşa döndü." (Erhan Bener)
  2. Muhakeme, usa vurma
  3. Bir şeyi yönetmede önemli görevi olan kimse
  4. Akıl, anlayış
  5. Bilgisi, eğitimi, düşüncesi yüksek düzeyde olan kimse
    • "Türkiye'nin yetiştirdiği en değerli beyinlerden biridir." (Haldun Taner)

BEYZİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Yumurta biçiminde, söbe, oval
    • "Beyzi gözlüklerinin ardında, çipil gözleri, rahatsız edici bir çabuklukla açılır kapanır." (Atilla İlhan)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü