İçinde est olan 9 harfli 34 kelime var. İçerisinde EST bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında est olan kelimeler listesine ya da Sonu est ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E S T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SET
2 Harfli Kelimeler
ES, ET, SE, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ESTİRİLME
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Estirilmek işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Estirilmek işi
                    
                    
 - SİNESTEZİ
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Duyum ikiliği
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Duyum ikiliği
                    
                    
 - ESTETİKÇİ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Estetikle uğraşan kimse
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Estetikle uğraşan kimse
                    
                    
 - KESTANECİ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kestane kebabı yapan veya satan kimse
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kestane kebabı yapan veya satan kimse
                    
                    
 - HAKPEREST
 - 
    
Kelime Kökeni : Arapça
- 
                        [sıfat]
                    
                        Haksever
                    
                    
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Haksever
                    
                    
 - DESTANSAL
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Destanla ilgili, destana özgü
                    
                    
 - 
                    
                        Destan kahramanına benzer
                    
                    
- "O da işine gelen bu destansal kişiliğe takılıp başa geçiyor." (Haldun Taner)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Destanla ilgili, destana özgü
                    
                    
 - MESTÇİLİK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Mest yapma veya satma işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Mest yapma veya satma işi
                    
                    
 - TESTLEMEK
 - ...
 - POLYESTER
 - 
    
Kelime Kökeni : İngilizce
- 
                        [isim]
                    
                        Tahta üzerine sürüldüğünde koruyucu, parlak bir katman oluşturan poliasidin doymamış alkollere veya glikollere etkimesiyle elde edilen kimyasal madde
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Tahta üzerine sürüldüğünde koruyucu, parlak bir katman oluşturan poliasidin doymamış alkollere veya glikollere etkimesiyle elde edilen kimyasal madde
                    
                    
 - DESTELEME
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Destelemek işi
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Destelemek işi
                    
                    
 - PROTESTAN
 - ...
 - DESTANLIK
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Destan olabilecek nitelikte olan
                    
                    
- "Bende bir romanlık değil, kaç destanlık dert var." (Falih Rıfkı Atay)
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Destan olabilecek nitelikte olan
                    
                    
 - KERESTELİ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        İri yapılı
                    
                    
- "Keresteli adam."
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        İri yapılı
                    
                    
 - KESTİRTME
 - ...
 - ABDESTLİK
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Abdest alınacak yer
                    
                    
 - 
                    
                        Abdest alınırken giyilen ve kolsuz hırkaya benzeyen bir tür giyecek
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Abdest alınacak yer
                    
                    
 - DESTROYER
 - 
    
Kelime Kökeni : Fransızca
- 
                        [isim]
                    
                        Muhrip
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Muhrip
                    
                    
 - TESTERELİ
 - 
    
- 
                        [sıfat]
                    
                        Testere biçiminde dişleri olan
                    
                    
- "Testereli bıçak."
 
 
 - 
                        [sıfat]
                    
                        Testere biçiminde dişleri olan
                    
                    
 - KESTİRMEK
 - 
    
- 
                        [-i]
                    
                        Kesme işini yaptırmak
                    
                    
- "Tartışmayı kestirip atmak bana hiçbir zaman kolay görünmemiştir." (Melih Cevdet Anday)
 
 - 
                    
                        Akıl yolu ile gerçeğe yakın bir yargıya varmak, tahmin etmek
                    
                    
- "Ben bu kadar şeyi kestiremez miyim?" (Memduh Şevket Esendal)
 
 - 
                    
                        Kesilmesini sağlamak, kesilmesine yol açmak
                    
                    
- "Bebeğin sütünü limon sıkarak kestirdi."
 
 - 
                    
                        Karar vermek
                    
                    
- "Söze nereden, nasıl başlayacağımı kestiremiyorum." (Haldun Taner)
 
 - 
                        [nsz]
                    
                        Kısa bir süre uyumak, şekerleme yapmak
                    
                    
- "Rahmi peykenin köşesine büzülmüş, kestiriyordu." (Burhan Felek)
 
 - 
                    
                        Anlamak, farkına varmak
                    
                    
- "Bu çocuk zaten hâlâ durumunu kestirememiştir." (Burhan Felek)
 
 
 - 
                        [-i]
                    
                        Kesme işini yaptırmak
                    
                    
 - BESTELEME
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Bestelemek işi
                    
                    
- "O zaman her opereti İsmail Hakkı Bey'in bestelemesi lazımdı." (Haldun Taner)
 
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Bestelemek işi
                    
                    
 - KERESTECİ
 - 
    
- 
                        [isim]
                    
                        Kereste satan kimse
                    
                    
 
 - 
                        [isim]
                    
                        Kereste satan kimse