İçinde est olan 7 harfli 30 kelime var. İçerisinde EST bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında est olan kelimeler listesine ya da Sonu est ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E S T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
SET
2 Harfli Kelimeler
ES, ET, SE, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TESTİCİ
-
-
[isim]
Testi yapan veya satan kimse
-
[isim]
Testi yapan veya satan kimse
- GESTALT
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Psikolojik olayların bir bütün veya biçim olduğunu savunan görüş
-
Biçim, boy, durum, yapı
-
[isim]
Psikolojik olayların bir bütün veya biçim olduğunu savunan görüş
- KESTERE
-
-
[isim]
Kitre
-
[isim]
Kitre
- ŞİKESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kırılmış, kırık
-
Yenilmiş, yenik düşmüş
-
Gücenmiş, kırgın, kederli
-
[sıfat]
Kırılmış, kırık
- MAJESTE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Devlet başkanları için kullanılan san
-
esk. Hükümdarlara verilen san
-
[isim]
Devlet başkanları için kullanılan san
- MESTLİK
- ...
- GESTAPO
-
Kelime Kökeni : Almanca
-
[isim]
Almanya'da Hitler döneminde kurulan gizli, siyasi polis örgütü
-
[isim]
Almanya'da Hitler döneminde kurulan gizli, siyasi polis örgütü
- VABESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bağlı
- "Düşünmemek, biraz değil birçok içmeye vabeste idi." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Bağlı
- DESTANİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Destansı
- "Selma Hanım onu seyrederken, âdeta destani bir rüyaya dalmış gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Destansı
- SERMEST
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sarhoş
- "O okurdu, ben dinlerdim; o muharebe hikâyeleriyle sermest olurdum." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Sarhoş
- RESTORE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Eski durumuna veya ilk biçimine getirilmiş
-
[sıfat]
Eski durumuna veya ilk biçimine getirilmiş
- PRESTİJ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Saygınlık, itibar
- "Prestijinizi kaybedersiniz diye mesajlar, mektuplar gönderiyorlardı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Saygınlık, itibar
- KESTANE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kayıngillerden, ılıman iklimlerde yetişen, 25-30 m kadar boylanabilen, kerestesi doğramacılıkta kullanılan bir orman ağacı (Castanea sativa)
-
Bu ağacın yenebilen kabuklu meyvesi
-
Kestane rengi
-
[isim]
Kayıngillerden, ılıman iklimlerde yetişen, 25-30 m kadar boylanabilen, kerestesi doğramacılıkta kullanılan bir orman ağacı (Castanea sativa)
- ŞAYESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Uygun, yakışır
-
[sıfat]
Uygun, yakışır
- KERESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç
- "Dağdan kestim kereste / Kuş besledim kafeste." (Halk türküsü)
-
Ayakkabı yapımında kullanılan gereç
-
Kaba saba kimse, kalas
- "Gözünü oyarım vallahi kereste!" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tomrukların boyuna biçilmesiyle elde edilen ve marangozlukla inşaatta kullanılan nitelikli ağaç
- DERDEST
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yakalama, tutma, ele geçirme
- "Bu iddiayla yola çıktılar mı Millî Kongre'yi basarlar, Esat Paşa'yı derdest ederler." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Görülmekte olan
- "Derdest dava."
-
[isim]
Yakalama, tutma, ele geçirme
- VARESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kurtulmuş
- "Endişeden vareste."
- "... Türkçeyi bilmek için aruza aşina olmaktan vareste kalamaz." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Kurtulmuş
- ESTETİK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi, güzel duyu, bedii, bediiyat
- "Boğaziçi'nin, Sarayburnu yarımadasını, tarihî üslup ve estetiklerini korumak için çok iyi hazırlanmış projeler var." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Güzellik duygusu ile ilgili olan
-
[sıfat]
Güzellik duygusuna uygun olan
- "Estetik duygu. Estetik bir yapı."
-
Güzelliği ve güzelliğin insan belleğindeki ve duygularındaki etkilerini konu olarak ele alan felsefe kolu, güzel duyu, bedii
-
[sıfat]
Kusurlu bir organı düzeltmek veya güzelleştirmek amacıyla uygulanan (yöntemler)
- "Estetik cerrahi."
-
[isim]
Sanatsal yaratının genel yasalarıyla sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal bilimi, güzel duyu, bedii, bediiyat
- ESTONYA
- ...
- BESTECİ
-
-
[isim]
Beste yapan kimse, bestekâr, kompozitör
- "Başarılı örnekleri, pek çok Türk bestecisinin gözünü açtı." (Haldun Taner)
-
[isim]
Beste yapan kimse, bestekâr, kompozitör