İçinde es olan 7 harfli 222 kelime var. İçerisinde ES bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında es olan kelimeler listesine ya da Sonu es ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ES, SE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- EKSPRES
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yalnız belirli duraklarda duran, büyük iskelelere uğrayan tren, otobüs veya gemi
- "Paris'e ekspres sabah altı buçukta hareket ediyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
İvedilikle, çabuk yapılan
- "Ekspres temizleme."
-
[isim]
Yalnız belirli duraklarda duran, büyük iskelelere uğrayan tren, otobüs veya gemi
- TESAHUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Benimseme, sahip çıkma
-
Arkadaşlık etme
-
[isim]
Benimseme, sahip çıkma
- VABESTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Bağlı
- "Düşünmemek, biraz değil birçok içmeye vabeste idi." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Bağlı
- GROTESK
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Eski Çağ Roma yapılarında bulunan tuhaf, gülünç figürlerden oluşmuş süsleme üslubu
-
Kaba gülünçlüklerden, tuhaf ve olmayacak şakalaşmalardan yararlanan, karşıt görüntüleri, bağdaşmaz durumları şaşırtıcı biçimde birleştiren güldürü biçimi
- "Yerleşik yönetim kadrolarına dayanarak gerçekleştirilen bu değişim, grotesk örnekler sunmakta gecikmedi." (Tomris Uyar)
-
[isim]
Eski Çağ Roma yapılarında bulunan tuhaf, gülünç figürlerden oluşmuş süsleme üslubu
- İADESİZ
-
-
[sıfat]
İadesi olmayan
-
[sıfat]
İadesi olmayan
- KESTANE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kayıngillerden, ılıman iklimlerde yetişen, 25-30 m kadar boylanabilen, kerestesi doğramacılıkta kullanılan bir orman ağacı (Castanea sativa)
-
Bu ağacın yenebilen kabuklu meyvesi
-
Kestane rengi
-
[isim]
Kayıngillerden, ılıman iklimlerde yetişen, 25-30 m kadar boylanabilen, kerestesi doğramacılıkta kullanılan bir orman ağacı (Castanea sativa)
- HESAPÇI
-
-
[sıfat]
Hesabını iyi bilen, tutumlu
-
Çıkarını kollayan, davranışlarını buna göre düzenleyen (kimse)
- "İşi tıkırında insanlar her zaman uyumlu, aynı zamanda da hesapçı kişilerdir." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Hesabını iyi bilen, tutumlu
- LEKESİZ
-
-
[sıfat]
Lekesi olmayan, tertemiz
- "Ayşe'nin güneşli yanık ayakları, lekesiz pembe halıya gömülüyordu." (Cahit Uçuk)
-
Namuslu
-
[sıfat]
Lekesi olmayan, tertemiz
- RESİTAL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tek bir sanatçının tek bir çalgı ile verdiği konser
- "Piyano resitali."
-
Oyuncunun tek başına gösterdiği başarılı etkinlik
-
[isim]
Tek bir sanatçının tek bir çalgı ile verdiği konser
- BÖYLESİ
-
-
[zamir]
Bunun gibisi, bu biçimde olanı
- "Doğrusu Hazreti Halit'in türbedarları arasında bile böylesi zor bulunur." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zamir]
Bunun gibisi, bu biçimde olanı
- HESAPLI
-
-
[sıfat]
Satın alınabilen, bütçeye uygun, ekonomik
- "Hesaplı bir alışveriş."
-
Parasını ölçülü harcayan, tutumlu
- "Hesaplı adam."
-
Ayrıntılarıyla düşünülüp tasarlanmış, planlı, rasyonel
- "Servetini, bu çalışması, bu hesaplı yaşayışıyla yaptığı kanısındaydı." (Necati Cumalı)
-
Ölçülü davranan, ölçülü
- "Sana şu aşağıda yazacaklarıma ciddi, hesaplı, zeki olmayı kararlaştırdığım sabahların birinde başlamıştım." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Satın alınabilen, bütçeye uygun, ekonomik
- MESTANE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[zarf]
Sarhoş gibi, kendinden geçmişçesine
- "Bir de yağmur sesi var ki Sabahattin ona da âşıkane, mestane kulak kabartır." (Salâh Birsel)
-
[zarf]
Sarhoş gibi, kendinden geçmişçesine
- MÜENNES
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Dişil
-
[sıfat]
Dişil
- YÖRESEL
-
-
[sıfat]
Belli bir yöre ile ilgili, yerel, mahallî, mevzii, lokal
-
[sıfat]
Belli bir yöre ile ilgili, yerel, mahallî, mevzii, lokal
- TEESSÜF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Acınma, yazıklanma, yerinme
- "İdraksiz, şuursuz geçen günlerimiz için teessüfler edeceksiniz." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Acınma, yazıklanma, yerinme
- VADESİZ
-
-
[sıfat]
Vadesi olmayan
-
Süresi sınırlandırılmamış
-
[sıfat]
Vadesi olmayan
- ZEDESİZ
-
-
[sıfat]
Zedelenmemiş
-
[sıfat]
Zedelenmemiş
- ESRARLI
-
-
[sıfat]
Gizli yönleri bulunan, ne olduğu anlaşılamayan, akıl erdirilemeyen, esrarengiz
- "Aldırmadı, aynı esrarlı ve bir parça alaycı inatla devam etti." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[sıfat]
Gizli yönleri bulunan, ne olduğu anlaşılamayan, akıl erdirilemeyen, esrarengiz
- KESAFET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çokluk, sıklık
-
Yoğunluk
- "Dağ, bütün kesafeti ve bütün heybetiyle benim üstüme yürüyor gibiydi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Saydam olmama durumu, bulanıklık
-
[isim]
Çokluk, sıklık
- KESİNME
-
-
[isim]
Kesinmek işi veya durumu
-
[isim]
Kesinmek işi veya durumu