İçinde es olan 6 harfli 124 kelime var. İçerisinde ES bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında es olan kelimeler listesine ya da Sonu es ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ES, SE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KESRET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çok olma durumu, çokluk

TESHİN

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Isıtma

ESİRME

  1. [isim] Esirmek işi

VERESE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mirasçılar

VESTON

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Erkek ceketi
    • "İçinden koca bir dolaba sığmayacak bir sürü esvaplar çıkmış: Çift sıra düğmeli vestonlar, yuvarlak vestonlar, kukuletalı seyahat paltoları..." (Abdülhak Şinasi Hisar)

ESRİME

  1. [isim] Sarhoş olma işi

ÖZCESİ

  1. [zarf] Özet olarak, kısacası, sözün özü, sözün kısası

ESKİCE

  1. Biraz eski, çok yeni olmayan
    • "Biraz eskicelerinden seçilmiş olmakla beraber bana yakıştığını küçük kızı bile itiraf etti." (Memduh Şevket Esendal)

HESABİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Hesabını iyi bilen, eli sıkı, hesaplı

TESHİL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kolaylaştırma

EBESİZ

  1. [sıfat] Ebesi olmayan
  2. [zarf] Ebe bulunmaksızın, ebe olmaksızın
    • "Ebesiz doğurdum, dedi, ebe hekim demektir. Ben hasta mıyım?" (Ömer Seyfettin)

MESKUN
...
MESANE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] İdrar torbası

KESENE

  1. [isim] Sözleşme, yazılı anlaşma
  2. [sıfat] Götürü, toptan
    • "Şimdi bu, kesene işlerine girişiyor, mekteplere ekmek veriyor. Trabzonlu bir ortakla bir eskici koltukçu dükkânı işletiyor." (Memduh Şevket Esendal)

MESABE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Derece, değer, rütbe

TESPİT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyi sağlam bir biçimde yerleştirme, yerinden oynamaz duruma getirme, saptama
  2. Bir durumu kuşkuya düşürmeyecek biçimde gösterme
    • "Hayal meyal seçtiklerini isabetle tespit edemezler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
  3. Belirleme

KESMEK

  1. [-i] Bıçak, makas vb. bir araçla bir şeyi ikiye ayırmak, parçalamak, doğramak
    • "İpi kesmek."
    • "Zaman zaman iddiacılığını da bırakamazdı, bu böyledir diye kesip atardı." (Haldun Taner)
  2. Dibinden ayırmak
    • "Ağaçları kesmek. Dalları kesmek."
    • "Mantıki söylenmiş, müdellel söylenmiş, her cihetten işi kesip atmıştı." (Memduh Şevket Esendal)
  3. Düzgün parçalara ayırmak
    • "Eti kesmek. Patatesi kesmek."
    • "Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?" (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Kesici bir araçla yaralamak
    • "Nasıl sol elimle sağ elimi kesip biçeceğim?" (Reşat Nuri Güntekin)
  5. [nsz] Ucunu almak
    • "Saç kesmek. Tırnak kesmek."
  6. [nsz] Hayvanın başını gövdesinden ayırmak, boğazlamak
    • "Koyun kesmek. Tavuk kesmek."
  7. Son vermek, gidermek
    • "Bu ilaç baş ağrısını keser."
  8. Ara vermek
    • "Bu üç zavallı bizden rahatsız oldular ve derslerini keserek çekildiler." (Memduh Şevket Esendal)
  9. Bir şeyden yoksun bırakmak, vermemek
    • "Yardımı kestiler. Ücreti ödemeyince telefonu kestiler."
  10. Akımı durdurmak
    • "Şimdi belediye ile anlaşamayan müteşebbis cereyanı kesmiş." (Sait Faik Abasıyanık)
  11. Belirtmek, kararlaştırmak
    • "Gününü daha kesmedik."
  12. [-den] Verilecek şeyin bir bölümünü alıkoyup vermemek
    • "Ücretinden beş lira kesmişler."
  13. Para basmak
  14. Azaltmak, güçleştirmek
    • "Rüzgâr geminin yolunu kesiyor."
  15. İskambil kâğıtlarında destenin üzerinden bir bölümünü kaldırıp öte yana koymak
  16. Geçişi önlemek
    • "Yolu kesmek."
  17. [nsz] Susmak
    • "Kes artık yeter!"
  18. Hasta organı ameliyatla almak
  19. Bölmek, ayırmak
    • "Bulvarı kesen küçük sokaklardan biri."
  20. Yazıyı, filmi kısaltmak
  21. [nsz] Uydurmak, yalan söylemek
  22. Rüzgâr, soğuk vb. çok etkili olmak
    • "Rüzgâr yüzümü kesiyor."
  23. Birini yermek, kötülemek
  24. Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak
  25. Oyuncuyu takım kadrosuna almamak

TESTİS

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Er bezi

BESLEK

  1. [isim] Besleme, hizmetçi, ahretlik

DALFES

  1. [isim] Üstünde sarık bulunmayan, sarıksız fes

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü