İçinde es olan 5 harfli 113 kelime var. İçerisinde ES bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında es olan kelimeler listesine ya da Sonu es ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E S Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

ES, SE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

FESİH

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Verilmiş bir yargıyı kaldırma, bozma
    • "Fesih kararı."
  2. Dağıtma, dağıtılma
    • "Parlamentonun feshi."

KESON
...
DÜŞES

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Dükün karısı

ESTET

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Sanatsal ürünler arasında güzeli en üstün, en yüce değer sayan kişi

SESLİ

  1. [sıfat] Sesi olan, ses çıkaran
  2. [zarf] Ses çıkararak
  3. Ünlü

ADESE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Mercek
  2. Kovucuk
  3. Görüş derecesi, inceliği
    • "Evvelkilerle bu son görüşümüz arasındaki adese farklılıklarını ölçüyorum." (Yahya Kemal Beyatlı)

ESİRE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Dişi tutsak
  2. Cariye, dişi köle

PRESE

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [sıfat] Sıkıştırılmış, sıkılmış olan

MESUT

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Mutlu, sevinçli, ongun
    • "Bu eseri vücuda getiren bir milletin evladı, bir ordunun başkumandanı olduğumdan, ilelebet mesut ve bahtiyarım." (Atatürk)
    • "O olmasa ne kadar rahat edeceğim, ne kadar mesut olacağım!" (Hüseyin Cahit Yalçın)

KESEN

  1. [sıfat] Kesme işini yapan
  2. [isim] Bir şekli özellikle bir üçgenin kenarlarını kesen doğru

KODES

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Tutukevi, hapishane, karakol
    • "Belki kodese tıkarlar, hazır olsun." (Sait Faik Abasıyanık)

KAFES

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Hayvanlar için aralıklı tel, metal veya ağaç çubuklardan yapılmış taşınabilir bölme
    • "Kuş kafesi."
    • "O, ya birisini batırmak yahut da kafese koymak için ziyafet çekerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. Vahşi hayvanlar için demir çubuklarla yapılmış taşınabilir bölme
    • "Aslan kafesi."
  3. Çapraz çubuklarla ve aralıklı olarak yapılmış, pencerelere takılan siper
    • "Bahçeye, kafeslerde elenen solgun bir ışık vurmuş." (Yusuf Ziya Ortaç)
  4. Ahşap yapıların direk ve çatmalardan oluşan kaplama tahtaları dışında kalan iskeleti
  5. Hapishane
  6. Cami, tekke vb. yerlerde kadınlara ayrılan yer

BESNİ

  1. [isim] Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde genellikle kurutmalık olarak üretilen, sofralık olarak da tüketilen, ince kabuklu, beyaz renkli bir tür üzüm

KESER

  1. [isim] Tahta, ağaç yontmaya ve çivi çakmaya yarayan, kısa saplı, bir yanı keskin ağızlı çelik araç

ESNEK

  1. Bir dış gücün etkisi altında uzama, kısalma, eğrilme vb. biçim değişikliklerine uğradıktan sonra, etkinin kalkmasıyla eski biçimini alabilme özelliğinde olan, elastiki
    • "Çelik ve kauçuk çok esnek cisimlerdir."
  2. Değişik yorumlara elverişli
  3. Görüş ve tutumlarında katı olmayan

MESEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Örnek alınacak söz
    • "Büyük annemin sık sık kullandığı bir mesel belleğimde beliriyor." (Haldun Taner)
  2. Atasözü
  3. Eğitici hikâye veya masal

TESTİ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Geniş gövdeli, dar boğazlı, emzikli veya emziksiz olabilen, toprak, cam, metal vb. maddelerden yapılan su kabı
    • "Kamış duvarlı yığın yığın evler, tüten dumanlar, başlarında testilerle sudan dönen kızlar gördük." (Refik Halit Karay)
  2. [sıfat] Bu kabın alabileceği miktarda olan

DESTE

  1. [isim] Cinsleri aynı veya birbirine yakın olan şeylerin bir arada bağlanmışı, demet, bağlam
    • "Destenin en itibarlı kâğıtları, bilindiği gibi beyler yani aslar oluyor." (Haldun Taner)
  2. Kılıç, bıçak vb.nin elle tutulacak yeri, kabza
  3. Aynı cinsten onluk bir küme
  4. Yağlı güreşte pehlivanların ayrıldıkları derecelerden biri

ESKİZ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Taslak
    • "Fuayede eski afişler, eski oyunlarından dekor eskizleri var." (Haldun Taner)

SESÇİ

  1. [isim] Radyoda, televizyonda ses kaydı yapan ve yayın sırasında ses düzenini ayarlayan teknik görevli, tonmayster

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü