İçinde eri olan 6 harfli 53 kelime var. İçerisinde ERİ bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eri olan kelimeler listesine ya da Sonu eri ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E R İ Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
ER, RE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GALERİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Bir yapının birçok bölümünü aynı katta birbirine bağlayan içten veya dıştan yapılmış geniş geçit
- "Loşluğunu ışıklar bile gidermeyen koyu mavi bir uzun galeriye girdik." (Ruşen Eşref Ünaydın)
-
Sanat eserlerinin veya herhangi bir malın sergilendiği salon
- "Hilmi Bey'in evi, bir sanat ve ihtişam galerisi değildi." (Samiha Ayverdi)
-
Maden ocaklarında açılan yer altı yolu
-
Otomobil alınıp satılan yer
-
[isim]
Bir yapının birçok bölümünü aynı katta birbirine bağlayan içten veya dıştan yapılmış geniş geçit
- MAŞERİ
- ...
- ÖNERİŞ
-
-
[isim]
Önerme işi veya biçimi
-
[isim]
Önerme işi veya biçimi
- VERİCİ
-
-
[isim]
Veren, verme yanlısı kimse
- "Cahilden kral olur ama tarihe vesika verici olmaz." (Aka Gündüz)
-
Çıkar gözetmeksizin her türlü yardımı yapan, esirgemeyen kimse
-
Elektromanyetik dalgalar yardımıyla işaret, ses ve görüntü iletmeye yarayan cihazların genel adı
- "Anten olursa verici istasyonları da kurulabilir." (Falih Rıfkı Atay)
-
Başkasına aktarılmak üzere kan, doku veya organ veren kimse, donör
-
[isim]
Veren, verme yanlısı kimse
- DERİCİ
-
-
[isim]
Dericilik yapan kimse
-
[isim]
Dericilik yapan kimse
- ERİGEN
-
-
[sıfat]
Çabuk eriyip dağılan
-
[sıfat]
Çabuk eriyip dağılan
- GERİLİ
-
-
[sıfat]
Gerilmiş olan
-
[sıfat]
Gerilmiş olan
- GÖÇERİ
-
-
[sıfat]
Sürekli yer değiştiren, göç etmekten hoşlanan
-
[sıfat]
Sürekli yer değiştiren, göç etmekten hoşlanan
- ERİVAN
- ...
- BECERİ
-
-
[isim]
Elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet
-
Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği, maharet
-
Vücudun, yapılması güç alıştırmalara yatkın olması durumu
-
[isim]
Elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet
- ERİMEK
-
-
[nsz]
Katı cisim sıvı içine karışarak sıvı durumuna geçmek
- "Şeker suda erir."
- "O zaman da ben kahır yüzünden eriyip bitmiş olacağım." (Peyami Safa)
-
Katı cisim ısı etkisiyle sıvı duruma gelmek
- "Yüzündeki karlar eriyince beyaz, yuvarlak bir yüz meydana çıkmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Dokumalar aşınıp incelerek dağılmak
-
Çok zayıflamak
- "Günden güne eriyen Kerime'yi, o tek kardeşimi kurtarabilirim ümidiyle size koştum." (Aka Gündüz)
-
Utancından çok sıkılmak
-
Yok olmak, bitmek, tükenmek
- "Güzel hayatımız da bir göz açıp kapayışta eridi." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Katı cisim sıvı içine karışarak sıvı durumuna geçmek
- BERİKİ
-
-
[sıfat]
Beride olan
- "Beriki ev."
-
[zamir]
Beride olan şey veya kimse
- "Fakat berikiler onu işitmemiş gibi masaya oturdular." (Peyami Safa)
-
[sıfat]
Beride olan
- ÖZVERİ
-
-
[isim]
Bir amaç uğruna veya gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey için kendi çıkarlarından vazgeçme, fedakârlık
- "Özveri, kadında ille çocuk doğurmakla da başlamaz." (Haldun Taner)
-
[isim]
Bir amaç uğruna veya gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şey için kendi çıkarlarından vazgeçme, fedakârlık
- İÇERİK
-
-
[isim]
Bir şeyin içinde bulunanların bütünü, muhteva, mazruf
- "Eğitimin yalnız yöntemlerini değil, içeriğini de gözden geçirmek, düzeltmek gerekmektedir."
-
Sözlü veya yazılı anlatımda verilmek istenen öz, düşünce, duygu ve imgelerin bütünü
-
Bir kelimenin veya kavramın anlamı
-
Herhangi bir ruhsal süreç veya düşünsel işlevi oluşturan ögelerin bütünü
-
[sıfat]
Bir cümle veya yargıda açıkça söylenmemekle birlikte var olduğu anlaşılabilen, zımni
-
[isim]
Bir şeyin içinde bulunanların bütünü, muhteva, mazruf
- ERİTEN
-
-
İçinde katı bir madde eriyebilen veya katı bir maddeyi eritebilen (sıvı)
-
İçinde katı bir madde eriyebilen veya katı bir maddeyi eritebilen (sıvı)
- ERİŞTE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
İnce şeritler hâlinde kesilip kurutulmuş hamur
-
Deniz yosunu
-
[isim]
İnce şeritler hâlinde kesilip kurutulmuş hamur
- GÜDERİ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle geyik veya keçi derisinden yapılmış yumuşak ve mat meşin
-
[sıfat]
Bu meşinden yapılmış
- "Arka cebinden büyük bir güderi tabaka çıkarmıştı." (Mahmut Yesari)
-
[isim]
Genellikle geyik veya keçi derisinden yapılmış yumuşak ve mat meşin
- BATERİ
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Orkestrada vurmalı çalgı takımı, davul
-
[isim]
Orkestrada vurmalı çalgı takımı, davul
- ERİŞME
-
-
[isim]
Erişmek işi
-
[isim]
Erişmek işi
- ENBERİ
-
-
[isim]
Çift yıldızlarda, yoldaşın başyıldıza göre çizdiği bağıl yörüngenin, başyıldıza en yakın noktası
-
[isim]
Çift yıldızlarda, yoldaşın başyıldıza göre çizdiği bağıl yörüngenin, başyıldıza en yakın noktası