İçinde enk olan 6 harfli 15 kelime var. İçerisinde ENK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında enk olan kelimeler listesine ya da Sonu enk ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E K N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EK, EN, KE, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- RENKLİ
-
-
[sıfat]
Beyaz dışında başka rengi veya renkleri olan
- "Havaya renkli fişekler atıyordu." (Peyami Safa)
-
Neşeli, canlı, ilgi çekici
- "Renkli bir toplantı."
- "Aşırı renkli ve hareketli ise onu yolculukla dengeleyin, frenleyin." (Haldun Taner)
-
Kendine özgü, ilginç, çarpıcı nitelikleri olan (kimse)
- "Renkli bir politikacı."
-
[isim]
Doğadaki renkleri olduğu gibi görüntüye aktarmayı gözeten film
-
[sıfat]
Beyaz dışında başka rengi veya renkleri olan
- TENKİT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eleştirme, eleştiri
- "Bir sanat eserini tenkit ne güç iştir." (Ahmet Muhip Dranas)
- "Bir kitabı tenkit edebilmek için ilk şart o kitabı başından sonuna kadar okumaktır." (Orhan Veli Kanık)
-
Eleştiri
-
[isim]
Eleştirme, eleştiri
- RENKÇİ
-
-
[isim]
Işığı, gölgeyi ve biçimleri renk yoluyla veren ressam
-
Renklendiren kimse
-
[isim]
Işığı, gölgeyi ve biçimleri renk yoluyla veren ressam
- TENKİL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Uzaklaştırma
-
Herkese örnek olacak bir ceza verme
-
Düşman veya zararlı kimseleri topluca ortadan kaldırma
-
[isim]
Uzaklaştırma
- FİLENK
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Ağır cisimleri bir yerden bir yere kaydırmak ve özellikle deniz teknelerini karaya çekmek için bunların altına sürülen yuvarlak ağaç
-
[isim]
Ağır cisimleri bir yerden bir yere kaydırmak ve özellikle deniz teknelerini karaya çekmek için bunların altına sürülen yuvarlak ağaç
- SFENKS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Yunan mitolojisinde, geçen yolculara birtakım bilmeceler sorarak bilemeyenleri yuttuğuna inanılan efsanevi yaratık
-
Mısır'da eski Mısırlılar çağından kalma kadın başlı, aslan vücutlu heykel
- "Suat, bir sfenks sessizliğiyle her şeyden uzak yaşamayı yeğler görünmektedir." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Yunan mitolojisinde, geçen yolculara birtakım bilmeceler sorarak bilemeyenleri yuttuğuna inanılan efsanevi yaratık
- MİHENK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Denek taşı
-
Birinin değerini, ahlakını anlamaya yarayan ölçüt
-
[isim]
Denek taşı
- HEVENK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir ipe, bir çubuğa geçirilmiş, dizilmiş veya birbirine bağlanmış yaş meyve ve sebze bağı
- "Tavanda hevenk hevenk üzümler, elmalar, armutlar, ayvalar sarkıyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Bir ipe, bir çubuğa geçirilmiş, dizilmiş veya birbirine bağlanmış yaş meyve ve sebze bağı
- TENKİS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Azaltma, eksiltme
- "Şu hâlde kadroları niye tenkis etmiyoruz?" (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Azaltma, eksiltme
- DENKÇİ
-
-
[isim]
Denk işleri ile uğraşan veya denk yapan kimse
-
[isim]
Denk işleri ile uğraşan veya denk yapan kimse
- MENKUL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir yerden bir yere taşınabilen (mal)
-
Ağızdan ağıza geçerek gelmiş, söylenegelmiş
- "Kerameti kendinden menkul şeyhler gibi bu armağanlar onların eksik olan kabiliyetlerinin bir çeşit icazeti oluyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Taşınır
-
[sıfat]
Bir yerden bir yere taşınabilen (mal)
- ÇELENK
-
-
[isim]
Çiçek, dal ve yapraklarla yapılmış halka
- "Uçaktaki elli iki delegenin boyunlarına genç kızlar çelenk geçirdiler." (Haldun Taner)
-
Kadınların başlarına taktıkları mücevher veya madenden yapılmış sorguç
-
[isim]
Çiçek, dal ve yapraklarla yapılmış halka
- CENKÇİ
-
-
[sıfat]
Savaşçı, kavgacı
-
[sıfat]
Savaşçı, kavgacı
- KEPENK
-
-
[isim]
İş yeri, pencere, kapı vb. yerleri kapamak için kullanılan, türlü biçimlerde sac levha, demir veya tahta kanat
- "Akşamüstü, bütün kepenkler indikten sonra sokağa çıktık." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Belediye çavuşu çarşıyı ve arastaları dolaşmış, esnafa kepenk kapattırmıştır." (Tarık Buğra)
-
[isim]
İş yeri, pencere, kapı vb. yerleri kapamak için kullanılan, türlü biçimlerde sac levha, demir veya tahta kanat
- PELENK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pars
-
[isim]
Pars