İçinde en olan 6 harfli 324 kelime var. İçerisinde EN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında en olan kelimeler listesine ya da Sonu en ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- GLÜTEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Katı cisimlerin parçalarını birbirine yapıştıran bir tür madde
-
Tahıl unlarından nişasta çıkarıldıktan sonra geri kalan albüminli madde
-
[isim]
Katı cisimlerin parçalarını birbirine yapıştıran bir tür madde
- RECMEN
- ...
- YENİCİ
-
-
[sıfat]
Yenen, üstün gelen, mağlup eden
-
[sıfat]
Yenen, üstün gelen, mağlup eden
- SEĞMEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bayram günlerinde, düğünlerde törene yerli giysilerle, atlı ve silahlı olarak katılan yiğit
-
[isim]
Bayram günlerinde, düğünlerde törene yerli giysilerle, atlı ve silahlı olarak katılan yiğit
- CENGEL
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Otlarla ve sık ağaçlarla örtülü geniş Hindistan ormanı, cangıl
-
[isim]
Otlarla ve sık ağaçlarla örtülü geniş Hindistan ormanı, cangıl
- KÖKTEN
-
-
[sıfat]
Yüzeyde kalmayıp derine inen, asıl konuyu da içine alan, köklü, cezrî, radikal
- "Kökten bir değişiklik."
-
[sıfat]
Yüzeyde kalmayıp derine inen, asıl konuyu da içine alan, köklü, cezrî, radikal
- BÜZGEN
-
-
[isim]
Kasılarak vücuttaki herhangi bir deliği açan veya kapayan çember biçimindeki kasların genel adı
-
[isim]
Kasılarak vücuttaki herhangi bir deliği açan veya kapayan çember biçimindeki kasların genel adı
- KENTET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Beşli
-
[isim]
Beşli
- KEPENK
-
-
[isim]
İş yeri, pencere, kapı vb. yerleri kapamak için kullanılan, türlü biçimlerde sac levha, demir veya tahta kanat
- "Akşamüstü, bütün kepenkler indikten sonra sokağa çıktık." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Belediye çavuşu çarşıyı ve arastaları dolaşmış, esnafa kepenk kapattırmıştır." (Tarık Buğra)
-
[isim]
İş yeri, pencere, kapı vb. yerleri kapamak için kullanılan, türlü biçimlerde sac levha, demir veya tahta kanat
- ENFÜSİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Nesnelerin gerçeğine değil, ferdin düşünce ve duygularına dayanan, öznel
-
[isim]
Nesnelerin gerçeğine değil, ferdin düşünce ve duygularına dayanan, öznel
- CENNET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Dinî inanışlara göre dünyada iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt
- "Cennet cennet dedikleri birkaç köşkle birkaç huri / İsteyene ver sen anı, bana seni gerek seni." (Yunus Emre)
- "Bu cennet gibi yerler gözümde zindan kesiliyor." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Herhangi bir şeyden fazlasıyla bulunan yer
- "Kitap cenneti."
-
[sıfat]
Çok güzel, huzur veren (yer)
- "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda?" (Mehmet Akif Ersoy)
-
[isim]
Dinî inanışlara göre dünyada iyilik yapanların, günahsızların, öldükten sonra sonsuz bir mutluluğa kavuşacakları yer, uçmak, behişt
- MONDEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Toplum yaşamı ile ilgili
-
Yüksek sosyete yaşamını seven
- "Cigaralarından birini yakmaya davranmıştı; Abdi Bey, monden bir telaşla, ateş yetiştirdi." (Atilla İlhan)
-
[sıfat]
Toplum yaşamı ile ilgili
- NARENÇ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Turunç
-
[isim]
Turunç
- CENTER
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız merkez
-
[isim]
Bakınız merkez
- ZECREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Yasaklayarak
-
Zorla
-
Eziyet ederek
-
[zarf]
Yasaklayarak
- LAFZEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Sözün gelişine, söylenişine, yapısına göre, yazılı olmayarak
- "Şantajcılıkla şarlatanlık arasında lafzen ve maddeten benzerlik var." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
Sözün gelişine, söylenişine, yapısına göre, yazılı olmayarak
- NEOJEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Üçüncü zamanın bölündüğü dört büyük devirden son ikisi olan pliyosen ile miyoseni birden kavrayan sistem
-
[sıfat]
Bu sistemle ilgili
-
[isim]
Üçüncü zamanın bölündüğü dört büyük devirden son ikisi olan pliyosen ile miyoseni birden kavrayan sistem
- BENLİK
-
-
[isim]
Bir kimsenin öz varlığı, kişiliği, onu kendisi yapan şey, kendilik, şahsiyet
- "Küçük veya büyük çapta ama mutlaka dürüst, namuslu bir iş adamı olmak hırsı bütün benliğini sardı." (Tarık Buğra)
-
Kendi kişiliğine önem verme, kişiliğini üstün görme, kibir, gurur
-
[isim]
Bir kimsenin öz varlığı, kişiliği, onu kendisi yapan şey, kendilik, şahsiyet
- ELENSE
- ...
- BİRDEN
-
-
[zarf]
Bir defada
-
Ansızın
- "Birden döndüm ve tahminimde haklı olduğumu anladım." (Refik Halit Karay)
-
Birlikte, beraberce, hepsi bir arada
- "Şimdi, ikisi birden gülmekten kırılıyorlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Çabucak
-
[zarf]
Bir defada