İçinde en olan 5 harfli 216 kelime var. İçerisinde EN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında en olan kelimeler listesine ya da Sonu en ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DENET
-
-
[isim]
Denetleme işi, teftiş
-
Laboratuvar işlemi tamamlanmış bir filmin herhangi bir eksiği olup olmadığını anlamak için dağıtımcıya verilmeden önce incelenmesi
-
[isim]
Denetleme işi, teftiş
- DÜZEN
-
-
[isim]
Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem
- "Onun kendi yaşayışına yeni bir düzen vermesi gerekiyordu." (Tarık Buğra)
- "Yatak odasını düzene sokmakla meşguldü." (Refik Halit Karay)
-
Soyut ve somut nesnelerin bir sıraya, bir hedefe, bir amaca göre sıralanması
- "Ağaçlarla evler arasında bir düzen kurmadıkça bir şehrin tadı tuzu kalır mı?" (Bedri Rahmi Eyuboğlu)
- "Şu sazıma bir düzen ver." (Âşık Ali İzzet Özkan)
-
Yerleştirme, tertip
- "Evin en bozuk düzeninde bile hastalığa mahsus birtakım aletler vardır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Bir devletin belli başlı ilkeleri bakımından yönetimde tuttuğu yol, yönetim biçimi, rejim
-
Bir kimseye, bir kuruluşa karşı toplu olarak alınan gizli karar, dolap, komplo
-
Topluca ve gizlice yürütülen herhangi bir plan, dolap, komplo
-
Dolap, hile
- "Hile, düzen dağarcığından elbette yeni bir şey bulup çıkaracak." (Ercüment Ekrem Talu)
-
Müzik aletlerinde ses ayarı, akort
-
Toplumsal bir yapı içinde ögelerin bütüne, bütünün ögelere ve ögelerin birbirlerine göre ilişkileri
- "Orta hâlli ailelerin kurduğu bu düzende herkesin bacası tüten, kapısı çalınan bir evi var." (Nezihe Meriç)
-
Alet edevat takımı
-
Bez dokuma tezgâhı
-
[isim]
Belli yöntem, ilke veya yasalara göre kurulmuş olan durum, uyum, nizam, sistem
- KESEN
-
-
[sıfat]
Kesme işini yapan
-
[isim]
Bir şekli özellikle bir üçgenin kenarlarını kesen doğru
-
[sıfat]
Kesme işini yapan
- TÖREN
-
-
[isim]
Bir toplulukta, üyelerin belli bir olayı, kişiyi veya değeri ayırt edip sembolleştirmesi, bunların anlam ve öneminin güçlendirilmesi amaçlarıyla düzenlenen hareket dizisi, merasim
- "Töreni daha uzaktan izleyen annelerle babalar da sevinçle el çırpıyorlardı." (Çetin Altan)
-
Anma, kutlama, nişan, evlenme, ölüm gibi sebeplerle yapılan toplantı, merasim, seremoni
-
[isim]
Bir toplulukta, üyelerin belli bir olayı, kişiyi veya değeri ayırt edip sembolleştirmesi, bunların anlam ve öneminin güçlendirilmesi amaçlarıyla düzenlenen hareket dizisi, merasim
- DENGE
-
-
[isim]
Bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâli, muvazene, balans
- "İnsan başka türlü düşünmez: aklına danışır, duygularını dinler, ikisi arasında dengeyi sağlayacak bir yol bulmaya çalışır." (Azra Erhat)
- "Sular dizimize çıktı, göğsümüze, derken ayaklarımız kaydı, dengemizi kaybettik." (Mahmut Yesari)
-
Zihinsel ve duygusal uyum, istikrar
- "Ruhsal denge."
-
Siyasi güçlerin, yetkilerin birbirini sınırlayacak biçimde dağıtılması
-
Ekonomik hayatın uyumlu düzeni
-
Birbirini ortadan kaldıran güçlerin sonucu olan durma hâli
-
[isim]
Bir nesnenin veya bir insanın devrilmeden durma hâli, muvazene, balans
- BENCE
-
-
[zarf]
Bana göre, benim düşüncemce
- "Bence büyük bir hizmet görmüş oldu." (Burhan Felek)
-
[zarf]
Bana göre, benim düşüncemce
- ENKAZ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yıkıntı, döküntü, çöküntü
- "Enkaz hâlini bulmuş olan o bina az zaman içinde, boyalı, badanalı, yepyeni meydana çıktı." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yıkıntı, döküntü, çöküntü
- ETENE
-
-
[isim]
Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ, son, eş, döl eşi, meşime, plasenta
-
Meyve yaprağında yumurtacıkların bağlı olduğu bölüm
-
[isim]
Memelilerde ana ile dölüt arasında kan alıp verme işini sağlayan organ, son, eş, döl eşi, meşime, plasenta
- DENLİ
-
-
[edat]
"Kadar" anlamında üstünlük derecesini belirten bir söz
- "Ne denli uğraşsanız boştur, nesir yazarının da şair kadar saygıya layık olduğuna kimseyi inandıramazsınız." (Nurullah ataç)
-
[edat]
"Kadar" anlamında üstünlük derecesini belirten bir söz
- ÖZENÇ
-
-
[isim]
İstek
-
İmrenme
-
[isim]
İstek
- POLEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Çiçek tozu
-
[isim]
Çiçek tozu
- GÖCEN
-
-
[isim]
Tavşan yavrusu
-
Kedi, köpek yavrusu
-
Domuz yavrusu
-
[isim]
Tavşan yavrusu
- TENGE
-
-
[isim]
Kazakistan para birimi
-
[isim]
Kazakistan para birimi
- PEREN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ülker yıldızı
-
[isim]
Ülker yıldızı
- MESEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Sanat ve bilim adamlarını koruyan kimse
- "Anacığı Sait Faik'in tek meseni, en anlayışlı dostu, sır yoldaşı oldu dünyada." (Haldun Taner)
-
[isim]
Sanat ve bilim adamlarını koruyan kimse
- STENT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Tıkanmak üzere olan damarın içine konan araç
-
[isim]
Tıkanmak üzere olan damarın içine konan araç
- SENİR
-
-
[isim]
İki dağ arasındaki sırt
-
[isim]
İki dağ arasındaki sırt
- BENLİ
-
-
[sıfat]
Ben (I) bulunan
- "Tılsımı çözmek için kadının sırtı benli olmalı imiş." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Ben (I) bulunan
- ÇELEN
-
-
[isim]
Ev saçağı
-
[isim]
Ev saçağı
- GENEL
-
-
[sıfat]
Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi
- "Genel seçim. Genel tarih."
-
Ayrıntıları göz önüne alınmayarak bütünü bakımından ele alınan
- "Genel bir sıralama yapmak gerekirse denebilir ki dünyada en iyisi mutlu, dengeli bir evliliktir." (Haldun Taner)
-
Yetkisi ve sorumluluğu çok olan
- "Genel başkan. Genel müdür."
-
Herkesin yararlanabileceği (yer, nesne)
- "Genel kitaplık."
-
Bir genelleme sonucunda elde edilen
- "Genel düşünce."
-
[sıfat]
Bir şeye veya bir kimseye özgü olmayıp onun bütün benzerlerini içine alan, umumi