İçinde en olan 5 harfli 216 kelime var. İçerisinde EN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında en olan kelimeler listesine ya da Sonu en ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- LENTO
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boyunduruk
-
[isim]
Boyunduruk
- PRENS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hükümdar ailesinden olan erkeklere verilen unvan
-
Bir prensliğin başında bulunan kimse
-
Bazı ülkelerde en yüksek soyluluk unvanı
-
[isim]
Hükümdar ailesinden olan erkeklere verilen unvan
- GENİZ
-
-
[isim]
Ağız ve burun boşluğunun arka bölümü
- "Genzi iyice yanmıştı, konuşamıyordu, başını iki yana sarsarak niçin diye sordu." (Tarık Buğra)
- "Genzinden çıkardığı seslerle ağlama taklidi yapıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Ağız ve burun boşluğunun arka bölümü
- YENİK
-
-
[isim]
Bir hayvanın veya böceğin bir şeyi yiyerek onda bıraktığı iz
- "Boynunda pire yenikleri vardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
Yenmiş, aşınmış
- "Önümüzde sakat ve her tarafı yenik masacıklar duruyor." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Bir hayvanın veya böceğin bir şeyi yiyerek onda bıraktığı iz
- TENGE
-
-
[isim]
Kazakistan para birimi
-
[isim]
Kazakistan para birimi
- GELEN
-
-
[sıfat]
Gelme işini yapan (kimse veya nesne)
-
Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın)
-
[sıfat]
Gelme işini yapan (kimse veya nesne)
- DİREN
-
-
[isim]
Dirgen
-
[isim]
Dirgen
- KENDİ
-
-
[zamir]
İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat
- "Kendi ülkemizde kendimizi yok edeceklerdi." (Ruşen Eşref Ünaydın)
- "Ertesi sabah beni balığa çıkarken uyandırmayacaklardı. Bırakacaklardı kendi hâlime." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bizim gibi dış âlemle münasebetleri aksamış, kendi içine çekilip kendi yağıyla kavrulmak zorunda kalmıştı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Kendi kanatlarınla uçmayı öğreninceye dek yanından ayrılır mıyım senin yavrum?" (Turan Oflazoğlu)
-
Kişiler üzerinde direnilerek durulduğunu anlatan bir söz
- "Kendisi gelsin. Kendimiz görmeliyiz."
- "Sonunda kendine gelen İnce Memed hemen abasını soyundu." (Yahya Kemal)
- "O hayalleri kuran da o hatıralara kendini bırakan da bugünkü ben değil miyim?" (Nurullah ataç)
- "Onlar benim dostlarım, kendimi onların yanında dağıtmış olmam çok vahim değil." (Ayşe Kulin)
-
Bir işte başkalarının etkisi bulunmadığını belirten bir söz
- "Kendi yapacağı işi bırakır, âleme öğüt vermeye kalkar." (Burhan Felek)
- "Pencere kenarında, uzun bir mindere kendini bıraktı, gözlerini kapadı, öylece kaldı." (Peyami Safa)
- "Kendini, çiğ ve yakıcı ışık çerçevesi içinde bulur bulmaz, ter boğmasına uğradı." (Atilla İlhan)
- "Geçen sene bir buçuk şişe içti, biraz kendini toparladı." (Memduh Şevket Esendal)
-
"Kendisi, kendileri" biçiminde bazen saygı duygusuyla veya söz konusu olanları amaçlayarak o ve onlar yerine kullanılan bir söz
- "Kendileri evde yoklar mı?"
- "Kendimi bildim bileli hep bu bozuk makine seslerini duyarım." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[zamir]
İyelik ekleri alarak kişilerin öz varlığını anlatmaya yarayan dönüşlülük zamiri, zat
- ZATEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Doğrusu, doğrusunu isterseniz, esasen, zati
- "Başımıza ne gelirse hep bu herkese uymaktan gelir zaten..." (Necati Cumalı)
-
[zarf]
Doğrusu, doğrusunu isterseniz, esasen, zati
- GÖNEN
-
-
[isim]
Ekilecek toprağın sulandırılması
-
Nem, rutubet
-
[sıfat]
Nemli (toprak)
-
[isim]
Ekilecek toprağın sulandırılması
- STENT
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Tıkanmak üzere olan damarın içine konan araç
-
[isim]
Tıkanmak üzere olan damarın içine konan araç
- YENGİ
-
-
[isim]
Yenme işi, utku, zafer, galibiyet, galebe
-
[isim]
Yenme işi, utku, zafer, galibiyet, galebe
- CENUP
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Güney
-
[isim]
Güney
- ENDAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Vücut, beden, boy bos
- "Yıldız'a sezdirmeden genç kızın endamına bakakaldı." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Vücut, beden, boy bos
- PENYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dokumacılıkta özel araçla apresi yapılmış bir tür ince kumaş
-
Bu kumaştan yapılmış üst giysisi
-
[isim]
Dokumacılıkta özel araçla apresi yapılmış bir tür ince kumaş
- FENOL
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boyacılıkla, plastik maddelerin ve bazı ilaçların yapımında kullanılan, çoğunlukla maden kömürünün katranından çıkarılan benzinin oksijenli türevi, asit fenik
-
[isim]
Boyacılıkla, plastik maddelerin ve bazı ilaçların yapımında kullanılan, çoğunlukla maden kömürünün katranından çıkarılan benzinin oksijenli türevi, asit fenik
- ERDEN
-
-
[sıfat]
Bakire
- "Bu cinayetleri işlemiş olanların iç dünyalarında erden kalmış yığınla insani zenginlik belirir." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Bakire
- GEVEN
-
-
[isim]
Baklagillerden, çok yıllık, bazı türlerinden kitre denilen zamk çıkarılan, dikenli bir çalı, keven (Astragalus)
-
[isim]
Baklagillerden, çok yıllık, bazı türlerinden kitre denilen zamk çıkarılan, dikenli bir çalı, keven (Astragalus)
- KETEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ketengillerden, çiçekleri mavi renkte ve beş taç yapraklı, lifleri dokumacılıkta kullanılan bir bitki (Linumusitatissimum)
-
[sıfat]
Bu bitkinin liflerinden yapılmış (dokuma vb.)
- "Saçları, yüzü, bolerosu, keten elbisesi, hepsi vücuduna yapışmış." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Ketengillerden, çiçekleri mavi renkte ve beş taç yapraklı, lifleri dokumacılıkta kullanılan bir bitki (Linumusitatissimum)
- PAZEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dokuması kalın, sık ve yumuşak, bir tür pamuklu bez
-
[isim]
Dokuması kalın, sık ve yumuşak, bir tür pamuklu bez