İçinde en olan 5 harfli 216 kelime var. İçerisinde EN bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında en olan kelimeler listesine ya da Sonu en ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E N Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EN, NE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DİREN
-
-
[isim]
Dirgen
-
[isim]
Dirgen
- PAYEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
Pagan
- "Avrupa kıtasında yaşayan milletlerden payen kalmış olanlar arasında Hristiyanlık IX. asır ile XI. asır arasında teessüs etti." (Falih Rıfkı Atay)
-
Pagan
- ŞÖLEN
-
Kelime Kökeni : Moğolca
-
[isim]
Ziyafet
- "Sizin şöleniniz, galiba, benimkinden daha masraflı olmuş..." (Refik Halit Karay)
-
Belli bir amaçla düzenlenen eğlence
- "Konuşmanın şurasına burasına espriler serpiştirerek size bir konuşma şöleni çekerdi."
-
Sanat gösterisi
-
Din töreni niteliğinde yemek toplantısı
-
[isim]
Ziyafet
- SEREN
-
-
[isim]
Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder
-
Konut kapılarında menteşe ve kilidin takıldığı düşey konumdaki kalın parça
-
[isim]
Yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağlanan gönder
- TREND
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Bakınız eğilim
-
[isim]
Bakınız eğilim
- BENDE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Kul, köle
- "Aynı zamanda, bu has ve vefakâr bendesine mim koymuştu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Lütuf buyurup vapura kadar geldiğinizden dolayı bendenizi minnettar ettiniz, efendim." (Refik Halit Karay)
- "Bendeniz cennet kuşu Tahir."
-
[isim]
Kul, köle
- GENİZ
-
-
[isim]
Ağız ve burun boşluğunun arka bölümü
- "Genzi iyice yanmıştı, konuşamıyordu, başını iki yana sarsarak niçin diye sordu." (Tarık Buğra)
- "Genzinden çıkardığı seslerle ağlama taklidi yapıyordu." (Osman Cemal Kaygılı)
-
[isim]
Ağız ve burun boşluğunun arka bölümü
- RUMEN
- ...
- ENCAM
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Son, işin sonu
- "Nereye varır bu işin encamı?" (Atilla İlhan)
-
Gelecek
- "Encamımız hayrolsun demekten başka elden ne gelir?" (Aka Gündüz)
-
[isim]
Son, işin sonu
- ENÖTE
-
-
[isim]
Çift yıldızlarda, yoldaşın başyıldıza göre çizdiği bağıl yörüngenin, başyıldıza en uzak noktası
-
[isim]
Çift yıldızlarda, yoldaşın başyıldıza göre çizdiği bağıl yörüngenin, başyıldıza en uzak noktası
- ASENA
- ...
- TANEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Birçok bitkisel maddede bulunan, deri tabaklamada, hekimlikte kullanılan, tadı buruk bir madde
-
[isim]
Birçok bitkisel maddede bulunan, deri tabaklamada, hekimlikte kullanılan, tadı buruk bir madde
- DESEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tahta, çini, kumaş, kâğıt vb. yüzeylerin üzerine yapılan çizim
-
Tahta, çini, kumaş, kâğıt vb. yüzeylerin üzerinde varlıkları, nesneleri belirli çizgilerle gösterme, tasvir
-
Görsel bir etki yaratmak amacıyla yapılmış çizgi resimlerin hepsi
-
Desen yapma sanatı
- "O, desen öğreniyor."
-
[isim]
Tahta, çini, kumaş, kâğıt vb. yüzeylerin üzerine yapılan çizim
- NEDEN
-
-
[isim]
Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
- "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor." (Atilla İlhan)
-
[zarf]
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılan bir söz; niçin
- "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?" (Haldun Taner)
-
Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
-
[isim]
Bir olayı ve durumu gerektiren, doğuran başka olay veya durum, sebep
- ASLEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kök veya soy bakımından
-
[zarf]
Kök veya soy bakımından
- ÇİTEN
-
-
[isim]
Saman taşımak için arabalara konulan ince dallardan örülmüş büyük sepet veya çit
-
Kuzu ağılı
-
[isim]
Saman taşımak için arabalara konulan ince dallardan örülmüş büyük sepet veya çit
- DENEK
-
-
[sıfat]
Üzerinde deney yapılan (canlı veya şey)
-
[sıfat]
Üzerinde deney yapılan (canlı veya şey)
- PRENS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Hükümdar ailesinden olan erkeklere verilen unvan
-
Bir prensliğin başında bulunan kimse
-
Bazı ülkelerde en yüksek soyluluk unvanı
-
[isim]
Hükümdar ailesinden olan erkeklere verilen unvan
- LEĞEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya plastikten yayvan kap
- "Adam, önündeki leğene eğilmiş, bardak yıkıyordu." (Necati Cumalı)
-
Gövdenin arka veya alt ucunda bulunan, bir yandan omurganın bel bölümüyle, öte yandan bacaklarla eklemlenen kemik çatı, havsala
-
[isim]
Genellikle, içinde bir şey yıkamak için kullanılan metal veya plastikten yayvan kap
- ANTEN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Boşlukta yayılan elektromanyetik dalgaları toplayarak bu dalgaların transmisyon hatları içerisinde yayılmasını sağlayan cihaz
-
Duyarga
-
Olta şamandırasının alt ve üst kısmında bulunan ince uçlar
-
[isim]
Boşlukta yayılan elektromanyetik dalgaları toplayarak bu dalgaların transmisyon hatları içerisinde yayılmasını sağlayan cihaz