İçinde emek olan 8 harfli 100 kelime var. İçerisinde EMEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında emek olan kelimeler listesine ya da Sonu emek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E K M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
EKME, EMEK, KEME, MEKE
3 Harfli Kelimeler
EKE, KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EM, KE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KÖHNEMEK
-
-
[nsz]
Eskimek, modası geçmek
-
Geçersiz bir duruma gelmek, çağ dışı kalmak
-
[nsz]
Eskimek, modası geçmek
- FİŞLEMEK
-
-
[-i]
Fiş üzerine yazmak
-
Bir işle ilgili konuda fiş açmak
-
Güvenlik kuruluşu, bir kişi hakkında dosya açmak
-
[-i]
Fiş üzerine yazmak
- YEĞLEMEK
-
-
[-i]
Diğerlerinden daha üstün görüp bir şeye yönelmek, yeğ tutmak, tercih etmek
- "Arkadaşlarının nüfuzlu yerlerde bulunmasına karşın o hep kenarda kalmayı yeğledi." (Haldun Taner)
-
[-i]
Diğerlerinden daha üstün görüp bir şeye yönelmek, yeğ tutmak, tercih etmek
- GEZLEMEK
-
-
[-i]
Bir yeri ölçmek
-
Bir hedefi vurmak için silaha gerekli doğrultuyu vermek, nişan almak
-
Okun gezini kirişe yerleştirmek
-
[-i]
Bir yeri ölçmek
- ÇEMREMEK
-
-
[-i]
Kolunu veya paçalarını sıvamak, eteğini toplamak
-
[-i]
Kolunu veya paçalarını sıvamak, eteğini toplamak
- GEVŞEMEK
-
-
[nsz]
Sertlik ve gerginliği bozulmak
- "Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti." (Aka Gündüz)
-
Çözülmek
- "Boynuna dolanan kolları gevşedi."
-
Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek
- "Poker lafını işitmesin, eli ayağı gevşiyor." (Atilla İlhan)
-
Sevmek, hoşlanmak
-
Para piyasasında değer yitirmek
-
[nsz]
Sertlik ve gerginliği bozulmak
- DEMLEMEK
-
-
[-i]
Çayı kaynar suyun içine attıktan sonra renk ve koku vermesi için bir süre bekletmek
-
[-i]
Çayı kaynar suyun içine attıktan sonra renk ve koku vermesi için bir süre bekletmek
- KEŞLEMEK
-
-
[nsz]
Aldırış etmemek, önem vermemek, ciddiye almamak
-
[nsz]
Aldırış etmemek, önem vermemek, ciddiye almamak
- ÖRKLEMEK
-
-
[-i]
Hayvanları otlamaları için uzun bir iple çayıra bağlamak, örüklemek
-
[-i]
Hayvanları otlamaları için uzun bir iple çayıra bağlamak, örüklemek
- KÜLLEMEK
-
-
[-i]
Genellikle ateşin üzerini külle örtmek
-
Bir acıyı, bir sıkıntıyı unutturmak
-
[-i]
Genellikle ateşin üzerini külle örtmek
- ÜTÜLEMEK
-
-
[-i]
Ütü ile buruşukluklarını gidermek
- "Bir erkek, hizmetçisini sevse ondan daha iyi kimsenin çamaşır ütüleyemeyeceğine inanır." (Refik Halit Karay)
-
Alevde tüylerini veya kabuğunu yakıp gidermek
- "Çakmak kıvılcım çıkardı, çıkarmasıyla pof diye gaz parladı ve zaten seyrek olan kirpiklerimi ütüledi." (Burhan Felek)
-
[-i]
Ütü ile buruşukluklarını gidermek
- DÜŞLEMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi, bir kimseyi, bir durumu istenilen biçimde tasarlamak, zihinde canlandırmak
-
[-i]
Bir şeyi, bir kimseyi, bir durumu istenilen biçimde tasarlamak, zihinde canlandırmak
- SÖYLEMEK
-
-
[-i]
Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak
- "Bu konak için de yine senelerden beri aynı şeyi söylerim." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Bir vakitler aralarında su sızmayan hatun kişiler şimdi birbirlerini çekemiyorlar, birbirlerinin arkasından söylemediklerini bırakmıyorlardı." (Haldun Taner)
-
Bir düşünceyi ileri sürmek, ortaya atmak
- "Hececiler kendilerinden sonra yeni bir edebî neslin yetişmediğini söylüyorlar." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Yapılmasını istemek
- "Biraz sonra nazırın yine beni istediğini söylediler." (Falih Rıfkı Atay)
-
[nsz]
Türkü, şarkı vb. okumak
- "Kanto söyler gibi hareketler ve taklitlerle söylediği şarkılar pek eğlenceli şeylerdi." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[nsz]
Yazmak, düzmek
- "Şiir söylemek."
-
[-e]
Haber vermek
- "Benim burada nasıl yaşadığımı görenler gidip babama da söylerler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[-i]
Önceden bildirmek, tahmin etmek
- "Bir değil iki tane olduğunu size söylemiştim." (Refik Halit Karay)
-
[nsz]
Herhangi bir şeyi bildirmek, anlatmak, demek istemek, hatırlatmak
- "Ne söyler bu türküler / Ay karanlık gecelerde yüzen gemiler." (Necati Cumalı)
-
[-i]
Düşündüğünü veya bildiğini sözle anlatmak
- CEPLEMEK
-
-
[-i]
Kazanmak, cebine indirmek
- "Kalkıp cevabını veriyor; bilirse ne âlâ, beş bin kâğıdı cepledi demektir." (Atilla İlhan)
-
[-i]
Kazanmak, cebine indirmek
- FİTLEMEK
-
-
[-i]
Birini, başkasına karşı kışkırtmak, fitnelemek
-
[-i]
Birini, başkasına karşı kışkırtmak, fitnelemek
- KEKLEMEK
-
-
[-i]
Kandırmak
-
[-i]
Kandırmak
- KÖZLEMEK
-
-
[-i]
Et, sebze, meyve, hamur vb.ni köz üzerinde pişirmek
-
[-i]
Et, sebze, meyve, hamur vb.ni köz üzerinde pişirmek
- OJELEMEK
- ...
- KİŞNEMEK
-
-
[nsz]
At, bağırır gibi yüksek ses çıkarmak
- "Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı / Bir dakika araba yerinde durakladı." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[nsz]
At, bağırır gibi yüksek ses çıkarmak
- BENZEMEK
-
-
[-e]
İki kişi veya nesne arasında birbirini andıracak kadar ortak nitelikler bulunmak, andırmak
- "Ona göre işlemeyen, kurulmuş, bozulmuş bir saat hastalanmış bir insana benzerdi." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
Sanısını uyandırmak, gibi görünmek
- "Bu zavallı çokça içmişe benziyor, gözleri buğulanmış, biraz da kaymış." (Memduh Şevket Esendal)
-
[-e]
İki kişi veya nesne arasında birbirini andıracak kadar ortak nitelikler bulunmak, andırmak