İçinde eme olan 7 harfli 172 kelime var. İçerisinde EME bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eme olan kelimeler listesine ya da Sonu eme ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EM, ME

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EŞELEME

  1. [isim] Eşelemek işi
    • "Anadolu'yu ana yurt saymaya, topraklarımızın tarihini onunla eşelemeye Atatürk ile başlamışız." (Sabahattin Eyuboğlu)

GİZLEME

  1. [isim] Gizlemek işi

KÜLLEME

  1. [isim] Küllemek işi
  2. Bir mantarın yaptığı bağ hastalığı

SÖZLEME
...
BELEMEK

  1. [-i] Çocuğu kundaklamak
  2. Beşiğe yatırıp bağlamak
  3. Bulamak, bulaştırmak

DİLEMEK

  1. [-i] Birinden bir şeyin yapılmasını istemek, rica etmek, arzu etmek
    • "Yalnız bu hususta beni bağışlamanızı dilerim." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Duygu, düşünce, dilediğim gibi yaşamak özgürlüğümü korumak isterim." (Necati Cumalı)
  2. [nsz] Biri için bir dilekte bulunmak
    • "Karadakiler her lisandan hayırlı yolculuklar dilediler." (Refik Halit Karay)
  3. Kendi düşünce, görüş ve isteğini yapmak

TÜREMEK

  1. [nsz] Oluşmak, ortaya çıkmak, meydana çıkmak, parçalanıp çoğalmak, üremek
    • "Halide Hanım'ın hikâyesinden sonra türeyen bugünkü Turan lokantaları, Turan berberleri, Turan ocakları bütün payitahtı sarmış." (Yahya Kemal Beyatlı)
  2. Bir kökten çıkmak

EMEKSİZ

  1. [sıfat] Emek harcanmadan elde edilen, kolay, zahmetsiz

HİÇLEME

  1. [isim] Hiçlemek durumu

ÇİSEMEK

  1. [nsz] Çiselemek

DİPLEME

  1. [isim] Diplemek işi

SÖYLEME

  1. [isim] Söylemek işi
    • "O zamana kadar hamallık, boyacılık, müvezzilik ve söylemesi ayıp hırsızlık yapmıştı." (Sait Faik Abasıyanık)

DEFLEME

  1. [isim] Deflemek işi

YÖNSEME

  1. [isim] Belli bir amaca veya sonuca yönelen, faaliyete dönüşmeyen etki gücü, temayül
    • "Günün belirli saatlerindeyse ezan sesi gizemci yönsemelere çağırıp durur." (Selim İleri)

BEKLEME

  1. [isim] Beklemek işi
    • "Pencere kapandıktan sonra aynı hareketsizlik ve bekleme devam etti." (Nahid Sırrı Örik)

ÇEMENLİ

  1. [sıfat] Çemeni olan veya çemen sürülmüş olan

MAHKEME

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir yargıçtan veya bazen savcı ve yargıçlardan oluşan bir kurulun, yargı görevini yerine getirdikleri yer, yargı yeri, yargıevi
    • "Korkma, ona zırnık vermem. İcap ederse mahkemeye düşeriz." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Duruşma
    • "Mahkeme tam yedi yıl sürdü."

TEMENNİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir şeyin gerçekleşmesini dileme
    • "Temenni edelim ki ömürleri damat beyin boyu gibi uzun olsun." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Dilek
    • "Bu temenni son günlerde dilinden düşmez olmuştu." (Memduh Şevket Esendal)

ÜTÜLEME

  1. [isim] Ütülemek işi

İŞLEMEK

  1. [-i] Bir şeye emek vererek onu daha elverişli bir duruma getirmek
  2. [nsz] İnce ve süslü şeyler yapmak, nakışlamak
    • "Para için işlemediğini iddia eden bu fakir ihtiyar, şüphesiz, sanatının âşığıydı." (Memduh Şevket Esendal)
  3. [-e] İçine girmek, etkilemek, nüfuz etmek
    • "O uzun ve derin bakış genç adamın ta yüreğine kadar işlemişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  4. [nsz] İyi çalışmak, müşterisi bol olmak
  5. Durağan durumdan hareketli duruma geçmek, çalışmak
  6. Herhangi bir konuyu ele alarak incelemek, öğretmek
  7. Düşüncelerini herhangi birine etki yaparak benimsetmek
    • "Ali Rıza Bey bu ilk çocuğu ile, bir çiçek meraklısı, bahçesiyle oynar gibi oynamış, onu ancak kendi hayalinde yaşayan mükemmel insan maddelerine göre işlemişti." (Reşat Nuri Güntekin)
  8. [-den] İşlek, etkin durumda olmak
    • "Lütfügiller büyücek bahçelerinin ana yola açılan kapısından işlerlerdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  9. [nsz] Çıban, olgunlaşma yolunda olmak
  10. [nsz] Yara, kapanmamak
  11. [nsz] Gidip gelmek
    • "Şimdi otomobillerin, otobüslerin işledikleri asfalt caddeden bir zamanlar ne kervan ne insan geçerdi." (Sermet Muhtar Alus)
  12. Hesapları, kayıtları düzenli olarak tutmak veya gereken yere aktarmak
    • "Tayın çizelgelerini düzenliyorum, ambar defterini işliyorum." (Erhan Bener)
  13. Herhangi bir ürünü satışa sunulmadan önce birtakım işlemlerden geçirmek

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü