İçinde ema olan 5 harfli 14 kelime var. İçerisinde EMA bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ema olan kelimeler listesine ya da Sonu ema ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
AM, EM, MA, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- KREMA
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Bir çeşit yumurtalı süt tatlısı
-
Sütün yüzünden toplanan yağlı katman
-
Kevgirden geçirilmiş sütle koyulaştırılmış çorba
-
[isim]
Bir çeşit yumurtalı süt tatlısı
- ULEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilginler
-
Sarıklı din bilginleri
- "Bursa uleması bütün memleketçe tanınır ve sevilirdi." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Bilginler
- KEMAH
- ...
- SEMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Diş köklerini kaplayan sert madde
-
Bir metalle temas durumunda ısıtılan ve yüksek sıcaklıkta ayrışarak taşıdığı elementlerden bir veya birçoğunu o metalin yüzeyine yayan madde
-
[isim]
Diş köklerini kaplayan sert madde
- MEMAT
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ölüm
- "Hayat memat meselesi."
-
[isim]
Ölüm
- EMARE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belirti, iz, ipucu
- "Fakat hepsinin yüzünde korku ve endişe emarelerini ayan beyan görmüştüm." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Belirti, iz, ipucu
- KEMAN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz
- "Açık sarı saçlı, zayıf bir kadın keman çalıyordu." (Ömer Seyfettin)
-
Yay
-
[isim]
Dört telli, çenenin altına dayayarak çalınan yaylı saz
- TEMAS
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değme, dokunma (I), dokunuş (I)
- "Etrafımda uçları birbirine temas etmiş hilallerden müteşekkil bir daire vardı." (Ömer Seyfettin)
-
Buluşup görüşme, ilişki kurma, münasebet
- "Her nevi halkla temas ve kaynaşma hâlinde bulunmalıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Şiiri iyi okuyanlarla fena okuyanlar arasındaki esaslı farka temas ettik." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Değinme, sözünü etme, bahsetme
- "O konuya hiç temas edilmedi."
-
Gidip gelme, ulaşım, bağlantı
- "İki şehir arasında temas kesildi."
-
Dokunma
-
[isim]
Değme, dokunma (I), dokunuş (I)
- CEMAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Toplayarak, toplam olarak, hepsini içine alarak
-
[zarf]
Toplayarak, toplam olarak, hepsini içine alarak
- EMAYE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Üzeri emayla kaplanmış olan
- "Emaye tencere."
-
[isim]
Fotoğrafçılıkta ışığa karşı hassas malzeme
-
[sıfat]
Üzeri emayla kaplanmış olan
- KEMAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik
-
En yüksek değer
- "Tozu kaldı ise bir paket al, saçak tütün iç. Bunun kemali altmış para!" (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Bilgi ve erdem bakımından olgunluk, yetkinlik, erginlik, eksiksizlik
- CEMAL
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yüz güzelliği
- "Sadakatinden dinî bir zevk duyuyor, cemaline tutkun kalmaktan temiz neşeler topluyordu." (Refik Halit Karay)
-
[isim]
Yüz güzelliği
- SEMAH
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Alevi ve Bektaşi topluluklarında yaygın olan ve müzik eşliğinde uygulanan tören nitelikli oyun
-
[isim]
Alevi ve Bektaşi topluluklarında yaygın olan ve müzik eşliğinde uygulanan tören nitelikli oyun
- SEMAİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Bir kurala bağlı olmayıp ancak işitmekle öğrenilen (söz)
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde iki basit usulden biri
-
Sekizer hece ölçüsüyle yazılmış olan halk şiiri türü
-
[sıfat]
Bir kurala bağlı olmayıp ancak işitmekle öğrenilen (söz)