İçinde em olan 7 harfli 328 kelime var. İçerisinde EM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında em olan kelimeler listesine ya da Sonu em ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

EM, ME

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KIDEMCE

  1. [zarf] Bir işte deneyim ve süre bakımından, kıdeme göre

ÖRKLEME

  1. [isim] Hayvanların yere çakılan bir kazığa uzun bir iple bağlanarak belirli bir daire içerisinde otlamalarına izin verilen ve bu alandaki yem tamamen otlandıktan sonra kazığın yeri değiştirilmek suretiyle devam edilen bir otlatma sistemi

PEYLEME

  1. [isim] Peylemek işi

ÇİTLEME

  1. [isim] Çitlemek işi

EKLEMEK

  1. [-i] Bir şeyi ekle tamamlamak, ulamak, ilave etmek
    • "Bahçeye doğru bir çıkma mutfak yaptırmış, bu koca balkonu eklemiştir." (Tarık Buğra)
  2. [-i] Bir şeyi ek olarak kullanmak
    • "Bu kumaşı örtüye eklemeli."

GİZEMLİ

  1. [sıfat] Gizem niteliğinde olan veya içinde gizem bulunan, esrarengiz
    • "Düşünüyorum da gizemli bir korkudan başka pek bir şey anımsamıyorum." (Nezihe Meriç)

KIDEMLİ

  1. [sıfat] Bir işte eski ve deneyimi çok olan
  2. [isim] Sınıf temsilcisi, mümessil

PÜFLEME

  1. [isim] Püflemek işi

TEMASLI
...
TÜMLEME

  1. [isim] Tümlemek işi

TÜNEMEK

  1. [nsz] Kuşlar, kanatlı evcil hayvanlar, uyumak için bir dala veya sırığa konmak
    • "Bir sene evvel kargaların tünediği çınara, şimdi bir bülbül konmuş ötüyordu." (Ömer Seyfettin)
  2. Tabure, yüksekçe iskemle vb. üzerine oturmak
    • "Athena, gidip taburelerden birine tünedi." (Atilla İlhan)

EMEKTAR

Kelime Kökeni : Türkçe

  1. [sıfat] Bir görevde uzun süre kalıp o işe emeği geçmiş olan (kimse)
    • "Raşit çocuk, emektar hizmetçimiz ve sütannemin oğluydu." (Reşat Nuri Güntekin)
  2. Çok kullanılmış, eski
    • "Emektar makinenin tozlarını silip masaya yerleşmeye karar verdim." (Çetin Altan)

SEMERLİ

  1. [sıfat] Semeri olan (yük hayvanı)

KEREMPE

  1. [isim] Denize doğru uzanan taşlık burun
  2. Dağın en yüksek yeri

KÜTLEME

  1. [isim] Kütlemek işi

KÜKREME

  1. [isim] Kükremek işi

ÖZLEMLİ

  1. [sıfat] Özlemi olan, özleyen, hasretli
    • "Yaşamayı belirleyen her şeye özlemliydi toprak." (Burhan Günel)

DÖŞEMEK

  1. [-i] Bir tabanı, tahta, karo, mermer vb. yapı gereçleriyle kaplamak
  2. Kumaş, halı vb.ni bir yeri iyice örtecek biçimde sermek
    • "Yufkayı tepsiye döşedi. Salona halı döşedik."
  3. Bir ev veya dairenin oturulabilir duruma gelmesi için gerekli eşyayı oraya yerleştirmek
    • "On parça eşya ile döşeyip süslenmiş yaz evi..." (Reşat Nuri Güntekin)
  4. Boru, kablo vb. yerleştirmek
    • "Bir taraftan da raylarımızı döşüyorduk." (Falih Rıfkı Atay)

ELLEMEK

  1. [-i] Elle dokunmak, elle karıştırmak
    • "Görüyorsunuz, ben hiçbirini ellemiyor, hiçbirini açmıyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)

ZEMHERİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kara kış

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü