İçinde em olan 4 harfli 38 kelime var. İçerisinde EM bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında em olan kelimeler listesine ya da Sonu em ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EM, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bayrak
- "Kara elmas sözü de taş kömürüne alem olmuştur." (Burhan Felek)
-
Minare, kubbe, sancak direği vb. yüksek şeylerin tepesinde bulunan, madenden yapılmış ay yıldız veya lale biçiminde süs, ayça
-
[isim]
Bayrak
- ACEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde mi notasına yakın bir perde
-
[isim]
Klasik Türk müziğinde mi notasına yakın bir perde
- KEME
-
-
[isim]
Büyük sıçan
-
Domalan
-
[isim]
Büyük sıçan
- SEME
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Sersem, ahmak, alık
-
[sıfat]
Sersem, ahmak, alık
- DEMO
-
-
[isim]
Gösteri
-
[isim]
Gösteri
- KREM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Tene yumuşaklık vermek veya güneş, yağmur vb. dış etkilerden korunmak için sürülen koyu kıvamlı madde
-
[sıfat]
Bu kıvamda hazırlanmış olan
- "Krem deterjan."
-
Açık saman rengi
-
[sıfat]
Bu renkte olan
- "Vücutlarının yumuşaklığını gösteren açık renk, krem veya beyaz elbiseler içinde..." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
[isim]
Tene yumuşaklık vermek veya güneş, yağmur vb. dış etkilerden korunmak için sürülen koyu kıvamlı madde
- EMET
- ...
- EMİŞ
-
-
[isim]
Emme işi veya biçimi
- "Çatlaklar sanki yerin dibine kadar iniyordu. Toprağın suyu öyle bir emişi vardı." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Emme işi veya biçimi
- NEMA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Büyüme, gelişme, çoğalma
-
Faiz, ürem
-
[isim]
Büyüme, gelişme, çoğalma
- EHEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
Çok önemli
-
Çok önemli
- EMİN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Güvenli
- "Gizli kitapları ve notları yok etmemiş yahut daha emin bir yere kaldırmamıştım." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Onları kimsenin görmediğine emin olunca pervasız konuşmaya başladılar." (Mahmut Yesari)
-
Sakıncasız, emniyetli, tehlikesiz
- "Dağlar hiçbir zaman emin değildir." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Şüphesi olmayan
- "Pek büyük bir serveti olduğundan emin idiler." (Halit Ziya Uşaklıgil)
-
[isim]
Osmanlı İmparatorluğu'nda bazı devlet görevlerindeki sorumlu kişi
- "Şehremini."
-
[sıfat]
Güvenli
- EMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Radyoaktif cisimlerde ölçü birimi
-
[isim]
Radyoaktif cisimlerde ölçü birimi
- EMİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Buyruk, komut, talimat, ferman
- "Validen sert bir emir aldım." (Reşat Nuri Güntekin)
- "Eczaneye, doğru eczaneye, diye emir verdi." (Haldun Taner)
-
İstek
- "İkide birde dönüp benden bir emrim olup olmadığını soruyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bu daireyi büro olarak onun emrine verdiler."
-
Orta Anadolu'da şarap yapımı için üretilen, orta kalın kabuklu, beyaz renkli, kısa ve karışık budanan bir tür üzüm
-
[isim]
Buyruk, komut, talimat, ferman
- NEMF
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Böceklerin kurtçuk durumdan yetişkin duruma geçerken aldıkları özel biçim
-
[isim]
Böceklerin kurtçuk durumdan yetişkin duruma geçerken aldıkları özel biçim
- TEMA
-
Kelime Kökeni : Yunanca
-
[isim]
Asıl konu, temel motif
- "Tablonun teması. Anıtın teması, Kurtuluş Savaşı'ydı."
-
Öğretici veya edebî bir eserde işlenen konu, düşünce, görüş
-
Bir besteyi oluşturan temel motif
-
[isim]
Asıl konu, temel motif
- ÜREM
-
-
[isim]
Faiz, getiri
-
[isim]
Faiz, getiri
- EMME
-
-
[isim]
Emmek işi
-
Boruda akan sıvının oluşturduğu çekiş
-
Bir deponun böyle bir çekilme ile doldurulması işlemi
-
Soğurma
-
Petrol ile ilgili işlemlerde bir akışkanın çekilişi
-
[isim]
Emmek işi
- ÖDEM
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Dokularda genellikle yüzde, ellerde, ayaklarda ve bazı iç organlarda aşırı miktarda sıvı birikmesi
-
[isim]
Dokularda genellikle yüzde, ellerde, ayaklarda ve bazı iç organlarda aşırı miktarda sıvı birikmesi
- MEME
-
-
[isim]
Yavrularını emzirmek için, memelilerin göğsünde türlü biçim ve sayıda bulunan, meme başı denilen çıkıntıları olan organ, bicik, emcek, emcik
- "Genç kadın arkasını dönerek göğsünü açtı ve özenle meme vermeye başladı." (Aka Gündüz)
-
Bazı araçların meme başına benzeyen bölümü
- "Tam topu şişirmiş, memesini bağlıyordu." (Rıfat Ilgaz)
-
Vücudun herhangi bir yerinde oluşmuş küçük çıkıntı
- "O, sağ elinin parmaklarını bükerek kulak memesinin altına koymuş, ağzı açıktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Ateşli silahların veya bazı patlayıcıların ateşlendiği çıkıntı
- "Tüfek memesi."
-
Gemi çıpasında kolların birleştiği şişkin yer
-
[isim]
Yavrularını emzirmek için, memelilerin göğsünde türlü biçim ve sayıda bulunan, meme başı denilen çıkıntıları olan organ, bicik, emcek, emcik
- ADEM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Yokluk
- "Ne civarda bir köy var ne bir evin hayali / Sonun ademdir diyor insana yolun hâli." (Faruk Nafiz Çamlıbel)
-
[isim]
Yokluk