İçinde elmek olan 30 kelime var. İçerisinde ELMEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında elmek olan kelimeler listesine ya da Sonu elmek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
ALIŞILAGELMEK
BİLİNEGELMEK
ALIŞAGELMEK
ÇIKAGELMEK, SÜREGELMEK
DİNCELMEK, GENCELMEK, OLAGELMEK, SERTELMEK, SEYRELMEK, TÜMSELMEK, VAZGELMEK, YÜKSELMEK
ÇÖKELMEK, ÇÖMELMEK, DİKELMEK, DİNELMEK, DÖNELMEK, DÜZELMEK, GENELMEK, İNCELMEK, KÖRELMEK, ŞENELMEK, YÖNELMEK, YÜCELMEK
ÇELMEK, DELMEK, GELMEK, YELMEK
ELMEK
E E K L M Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
5 Harfli Kelimeler
EKLEM, ELMEK, KELEM, MELEK
4 Harfli Kelimeler
EKME, ELEK, ELEM, EMEK, EMEL, KELE, KEME, LEKE, MEKE
3 Harfli Kelimeler
EKE, ELK, KEL, KEM
2 Harfli Kelimeler
EK, EL, EM, KE, LE, ME
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ALIŞILAGELMEK
-
-
[-e]
Alışılmış olmak
-
[-e]
Alışılmış olmak
- BİLİNEGELMEK
-
-
[nsz]
Önceden beri bilinmek
-
[nsz]
Önceden beri bilinmek
- ALIŞAGELMEK
-
-
[-e]
Alışılmış olmak
-
[-e]
Alışılmış olmak
- SÜREGELMEK
-
-
[nsz]
Başlangıcından beri aynı biçimde sürmek, devam etmek
-
[nsz]
Başlangıcından beri aynı biçimde sürmek, devam etmek
- ÇIKAGELMEK
-
-
[nsz]
Beklenmedik bir zamanda gelmek
- "Hey gidi Miralay Ferit, hiç değişmez, çıkınında biraz üzüm, biraz incir, ağzında acı tatlı türlü savaş anısı, böyle çıkagelir." (Atilla İlhan)
-
[nsz]
Beklenmedik bir zamanda gelmek
- DİNCELMEK
-
-
[nsz]
Dinçleşmek
-
[nsz]
Dinçleşmek
- YÜKSELMEK
-
-
[nsz]
Yükseğe çıkmak
- "Derenin sağ tarafında yükselen tepenin yamaçları daha hafif eğimli, daha genişti." (Necati Cumalı)
-
Fiyat, çoğalmak, artmak
-
Aşaması artmak
-
Unvan, rütbe vb. ilerlemek
-
Güçlenmek, şiddetlenmek
- "Sağdan soldan nargile gurultularının yükseldiği işitiliyordu." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Yüce duruma gelmek, yücelmek
- "Benim gözümde bu davranışıyla yükseldi."
-
[nsz]
Yükseğe çıkmak
- SEYRELMEK
-
-
[nsz]
Seyrekleşmek
-
[nsz]
Seyrekleşmek
- TÜMSELMEK
-
-
[nsz]
Tümsek olmak
-
[nsz]
Tümsek olmak
- OLAGELMEK
-
-
[nsz]
Sürmek, süregelmek, devam etmek
- "Bu Doğu'da da olmuştur, Batı'da da olmuştur ve olagelmektedir." (Burhan Felek)
-
[nsz]
Sürmek, süregelmek, devam etmek
- SERTELMEK
-
-
[nsz]
Direnci artmak
-
Sert, öfkeli bir durum almak, sertleşmek
-
[nsz]
Direnci artmak
- VAZGELMEK
-
-
[-den]
Vazgeçmek
-
[-den]
Vazgeçmek
- GENCELMEK
-
-
[nsz]
Gençleşmek
-
[nsz]
Gençleşmek
- İNCELMEK
-
-
[nsz]
İnce duruma gelmek
- "Sahnede siyah organtin tuvaletiyle beli incelmiş, göğsü kabarmış." (Refik Halit Karay)
-
Zayıflamak
- "İstasyonda mavi gözleri solmuş, incelmiş bir nefer Hasan'ı karşıladı." (Halide Edip Adıvar)
-
Sıvı, koyu durumdan akışkan duruma gelmek, akışkanlığı artmak
-
Davranışları incelik kazanmak, kibarlaşmak
- "Avrupa görmüş, incelmiş bir delikanlıya kızların nasıl içi gitmesin." (Haldun Taner)
-
[nsz]
İnce duruma gelmek
- GENELMEK
-
-
[nsz]
Genişlemek
-
[nsz]
Genişlemek
- ŞENELMEK
-
-
[nsz]
Boş bir yer, insanların yerleşmesiyle yurt durumuna gelmek, meskûn olmak
-
Sevinmek, keyiflenmek, neşelenmek
-
Bitki gelişmek, büyümek, serpilmek
-
[nsz]
Boş bir yer, insanların yerleşmesiyle yurt durumuna gelmek, meskûn olmak
- ÇÖKELMEK
-
-
[nsz]
Bir sıvının içinde erimiş olan katı bir madde bir ayıracın yardımıyla sıvı dibine çökmek, teressüp etmek
-
[nsz]
Bir sıvının içinde erimiş olan katı bir madde bir ayıracın yardımıyla sıvı dibine çökmek, teressüp etmek
- DÜZELMEK
-
-
[nsz]
Düz duruma gelmek, düzleşmek
- "Burada toprak basıla basıla düzelmiş."
-
Kötü, bozulmuş bir durumdayken düzenli duruma gelmek
- "İşler düzeldi. Vapur seferleri düzeldi."
-
Soğuk ve yağış azalmak
-
Hasta iyileşmek
- "Sen merak etme, yavrucak yakında düzelir." (Halikarnas Balıkçısı)
-
[nsz]
Düz duruma gelmek, düzleşmek
- KÖRELMEK
-
-
[nsz]
Keskinliğini yitirmek
- "Bıçak köreldi."
-
Suyu çekilmek
- "Kuyu köreldi."
-
Ateş veya ışık sönecek duruma gelmek
-
Değer, önem veya yeteneğini yitirmek
-
Soyu tükenmek
- "Bu aile köreldi."
-
Bir organ beslenemeyerek küçülmek, dumura uğramak
-
[nsz]
Keskinliğini yitirmek
- YÖNELMEK
-
-
[-e]
Belli bir yön tutmak, yüzünü belli bir yöne doğru çevirmek, teveccüh etmek
-
Amaç olarak benimsemek
- "Şiire veda etti ve sanatın başka bir bölümüne yöneldi, hikâye ve romana." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
Hedef almak
- "Suçlamalar bana yöneldi."
-
[-e]
Belli bir yön tutmak, yüzünü belli bir yöne doğru çevirmek, teveccüh etmek