İçinde ell olan 7 harfli 32 kelime var. İçerisinde ELL bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ell olan kelimeler listesine ya da Sonu ell ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E L L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEMELLİ
-
-
[sıfat]
Herhangi bir nitelikte temeli olan
- "Sağlam temelli bir yapı."
-
Geçici olmayan, sürekli, kalıcı, devamlı, daimî
- "Sermet Muhtar, Akşam gazetesinin temelli imzalarından biri oldu." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[zarf]
(te'melli) Sürekli olarak
-
[zarf]
Büsbütün, tamamen
-
[sıfat]
Herhangi bir nitelikte temeli olan
- ÜÇTELLİ
-
-
[isim]
Üç teli olan saz
-
[isim]
Üç teli olan saz
- ELLİLİK
-
-
İçinde elli tane bulunan
- "Ellilik paket."
-
Elli yaşında olan
- "Ellilik bir kadının elinde kocaman bir çanta ile geldiğini gördük." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Elli kuruş veya elli lira değerinde para
-
İçinde elli tane bulunan
- ELLENME
-
-
[isim]
Ellenmek işi
-
[isim]
Ellenmek işi
- RİMELLİ
-
-
[sıfat]
Rimel sürülmüş (kirpik)
- "Kirpikleri rimelli..." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Rimel sürülmüş (kirpik)
- MÜELLİF
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kitap yazan veya kitap hazırlayan, bir eseri ortaya koyan ve eserin sahibi olan kimse, yazar
-
[isim]
Kitap yazan veya kitap hazırlayan, bir eseri ortaya koyan ve eserin sahibi olan kimse, yazar
- REELLİK
- ...
- ÇEPELLİ
-
-
[sıfat]
İçinde sap, taş, toprak vb. yabancı madde bulunan
- "Çepelli buğday."
-
[sıfat]
İçinde sap, taş, toprak vb. yabancı madde bulunan
- TECELLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma
- "Bu tecellilerin yalnız bir tanesi doğru..." (Hüseyin Cahit Yalçın)
- "Hacca gitmek emeli onun kalbinde ateşli bir iştiyak tarzında tecelli etmişti." (Memduh Şevket Esendal)
-
Tanrı'nın insanlarda ve doğada görünmesi
-
Alın yazısı, kader
- "Ne yaman tecellisi varmış!"
-
[isim]
Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma
- TESELLİ
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Avunma, avuntu, avunç
- "Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile / Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Uyanınca işin hakikat olmadığını anlayıp teselli buldu." (Haldun Taner)
- "Ne de olsa kadın kısmı teselli etmesini daha iyi bilirdi." (Haldun Taner)
- "Zehra Hanım, Tevfik'in ebesiydi ve onu çok severdi, arkasını sıvadı, teselli verdi." (Halide Edip Adıvar)
-
Piyangoda büyük ikramiyeyi kaybeden en yakın numaralara yapılan ödeme
- "Teselli ikramiyesi."
-
[isim]
Avunma, avuntu, avunç
- ELLETME
-
-
[isim]
Elletmek işi
-
[isim]
Elletmek işi
- BELLEME
-
-
[isim]
Bellemek işi
-
[isim]
Bellemek işi
- YELLEME
-
-
[isim]
Yellemek işi
-
[isim]
Yellemek işi
- ELLEŞME
-
-
[isim]
Elleşmek işi
-
[isim]
Elleşmek işi
- ELLEMEK
-
-
[-i]
Elle dokunmak, elle karıştırmak
- "Görüyorsunuz, ben hiçbirini ellemiyor, hiçbirini açmıyorum." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[-i]
Elle dokunmak, elle karıştırmak
- ELLEYİŞ
- ...
- MECELLE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kitap
-
Fıkıh hükümleriyle bu konudaki türlü içtihadı bir araya getiren, Tanzimattan sonra hazırlanmış olan, yasa yerine kullanılan eser
-
[isim]
Kitap
- MÜCELLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Parlatılmış, parlak
- "Mücella mermer tezgâhın sathında hafif bir çizgi bile yoktu." (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Parlatılmış, parlak
- ZEBELLA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çok iri yarı kimse
-
[isim]
Çok iri yarı kimse
- ENGELLİ
-
-
[sıfat]
Engeli olan, mânialı
-
Vücudunda eksik veya kusuru olan
-
[sıfat]
Engeli olan, mânialı