İçinde elek olan 5 harfli 9 kelime var. İçerisinde ELEK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında elek olan kelimeler listesine ya da Sonu elek ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E K L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
ELEK, KELE, LEKE
3 Harfli Kelimeler
EKE, ELK, KEL
2 Harfli Kelimeler
EK, EL, KE, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TELEK
-
-
[isim]
Kuşların gövde, kanat ve kuyruğunda bulunan, uçma, örtü ve kuyruk telekleri olarak üçe ayrılan, çeşitli renklerde kalın eksenli tüy
-
[isim]
Kuşların gövde, kanat ve kuyruğunda bulunan, uçma, örtü ve kuyruk telekleri olarak üçe ayrılan, çeşitli renklerde kalın eksenli tüy
- YELEK
-
-
[isim]
Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi
- "Sağ elini yelek cebine attı." (Ömer Seyfettin)
-
Okun yay kirişine takılan bölümündeki tüy
- "Ok yeleği."
-
Kuş kanadının büyük tüyü, telek
-
[isim]
Ceket altına giyilen kolsuz ve kısa giysi
- MELEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte
- "Kimi tarafları pek ince delikanlılar melek gibi kızları övüyorlardı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Terbiyeli, uysal kimse
- "Yanlarındaki kızlar ise sahici birer melekti." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Annem melekler gibi iyi kadındır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığına ve nurdan olduğuna inanılan manevi varlık, ferişte
- KELEK
-
-
[isim]
Olgunlaşmamış, ham kavun
-
Irmaklarda işleyen ve şişirilmiş tulumlar üzerine kurulan bir çeşit sal
-
[sıfat]
Yer yer çıplaklığı veya boşluğu olan
- "Kelek mısır."
-
[sıfat]
Kılsız
- "Kelek tulum."
-
[sıfat]
Aptal
-
[isim]
Olgunlaşmamış, ham kavun
- SELEK
-
-
[sıfat]
Cömert
-
[sıfat]
Cömert
- FELEK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gök, gökyüzü, sema
- "Oyuna bir de kalender, feleğin çemberinden geçmiş ihtiyar komiser koyacaksınız." (Haldun Taner)
- "Bir gün burada koyu ateş renginde bir hotoz görmüştür ki feleğini şaşırmıştır." (Salâh Birsel)
- "Desenize ki işimiz iş; felekten öyle bir gün çalacağız." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Dünya, âlem
-
Talih, baht, şans
- "Felek oyun etmişti onlara, yiğitlerden ikisi uyuya kaldı." (Cemil Meriç)
-
Askerî mızıkada zilli bir müzik aracı
-
[isim]
Gök, gökyüzü, sema
- ŞELEK
-
-
[isim]
Sırtta taşınan yük
-
Boynuzunun biri kırık hayvan
-
[isim]
Sırtta taşınan yük
- BELEK
-
-
[isim]
Kundak, çocuk bezi
- "Çocuk olsam beleklere belensem." (Âşık Veysel)
-
Beşiğe konulan yatak
-
[isim]
Kundak, çocuk bezi
- ÇELEK
-
-
[isim]
Boynuzu kırık veya eğri hayvan
-
[isim]
Boynuzu kırık veya eğri hayvan