İçinde ele olan 6 harfli 40 kelime var. İçerisinde ELE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ele olan kelimeler listesine ya da Sonu ele ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ELEMEK
-
-
[-i]
Elek yardımıyla ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak, elekten geçirmek
- "İşte deniz suyunun tuzunu eleyip çölü sulayıp kazanılan meralar." (Haldun Taner)
-
Sınav veya yarışma yoluyla en iyileri seçmek
-
İpliği elemgeden geçirip yumak yapmak
-
Gözden geçirmek, ayıklamak, iyisini kötüsünden ayırmak
-
Bir yarışmacıyı yarışma dışı bırakmak, elimine etmek
-
[-i]
Elek yardımıyla ayıklamak veya incesini kabasından ayırmak, elekten geçirmek
- PELENK
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Pars
-
[isim]
Pars
- BELEME
-
-
[isim]
Belemek işi
-
[isim]
Belemek işi
- ELEMGE
-
-
[isim]
Çile durumundaki ipliği yumak yapmak veya masuraya sarmak için kullanılan ve bir eksen üzerinde dönen araç
- "Bu rutubetli mahzenin loş serinliği içine elemgelerini kurmuşlar, iplik eğiriyorlar." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Çile durumundaki ipliği yumak yapmak veya masuraya sarmak için kullanılan ve bir eksen üzerinde dönen araç
- MELEKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık
- "Tahmin yapmaya yapmaya ya bu melekem büsbütün körleşirse..." (Haldun Taner)
-
Yeti
-
Yelken makarası
-
[isim]
Tekrarlama sonucu kazanılan yatkınlık, alışkanlık
- GÖRELE
- ...
- DELEGE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, elçi, murahhas
- "Avrupa'da toplanıp, konuşup dağılan milletlerarası konferanslara delege olarak gönderilmiştir." (Halide Edip Adıvar)
-
Devlet, parti, sendika vb. kuruluşları toplantılarda temsil eden kimse
-
Bilimsel toplantılara bildiri sunmak üzere katılan kimse, katılımcı
-
[isim]
Kendisine yetki verilerek bir yere veya birinin katına gönderilen kimse, elçi, murahhas
- KÖSELE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Ayakkabı tabanı, bavul, çanta yapımında kullanılan, büyükbaş hayvanların işlenmiş derisi
- "Kösele gibi et."
-
[sıfat]
Bu deriden yapılmış olan
- "Kösele ayakkabı."
-
[isim]
Ayakkabı tabanı, bavul, çanta yapımında kullanılan, büyükbaş hayvanların işlenmiş derisi
- İSKELE
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer
- "Vapurdan indi, iskeleye çıkar çıkmaz etrafına bakındı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Kıyıya yanaşan deniz aracına doğru uzatılan eğreti küçük köprü veya gemiye çıkmayı sağlayan merdiven
- "Oturduğu yerden kalkıyor, iskele zincirine uzanan eli, iskele tabanına basan ayağı, kendini çekiyor yukarı." (Zeyyat Selimoğlu)
-
Vapur uğrağı olan şehir veya kasaba
-
İçerilerde bulunan bir yerin kendine en yakın olan deniz taşıtı uğrağı veya demir yolu durağı
- "Mudanya, Bursa'nın iskelesidir."
-
Yapıların dışında sıvama, boyama veya onarım için keresteden kat kat kurulan, çalışma sırasında üstüne çıkılan çatkı
-
Geminin sol yanı
-
Işıkların yerleştirilmesi, ışıkçıların dolaşabilmesi için stüdyolarda tavana yakın yerde duvarı çepeçevre saran çıkıntı
-
[isim]
Deniz taşıtlarının yanaştığı, çoğu tahta ve betondan yapılmış, denize doğru uzanan yer
- ELENME
-
-
[isim]
Elenmek işi
-
Yenilen oyuncu veya takımın yarışmalardan çıkması
-
[isim]
Elenmek işi
- TELEME
-
-
[isim]
Teleme peyniri
-
[isim]
Teleme peyniri
- PELEME
-
-
[isim]
Irmaklarda işleyen, bir çeşit altı düz kayık
-
[isim]
Irmaklarda işleyen, bir çeşit altı düz kayık
- ELEMAN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Öge
-
Bir toplulukta çalışan insanların her biri
- "İşimizde örnek ve kusursuz bir eleman olacağız." (Haldun Taner)
-
Kümeye ait varlıklardan her biri
-
[isim]
Öge
- ELENTİ
-
-
[isim]
Arpa, buğday vb.nin kalburdan geçirilmiş bölümü
- "Buğday elentisi."
-
[isim]
Arpa, buğday vb.nin kalburdan geçirilmiş bölümü
- ELEKÇİ
-
-
[isim]
Elek yapan veya satan kimse
-
Çingene
-
[isim]
Elek yapan veya satan kimse
- EŞELEK
-
-
[isim]
Elma, armut, ayva vb. meyvelerin yenmeyen iç bölümü
-
[isim]
Elma, armut, ayva vb. meyvelerin yenmeyen iç bölümü
- EFELEK
-
-
[isim]
Labada
-
[isim]
Labada
- ÇELENK
-
-
[isim]
Çiçek, dal ve yapraklarla yapılmış halka
- "Uçaktaki elli iki delegenin boyunlarına genç kızlar çelenk geçirdiler." (Haldun Taner)
-
Kadınların başlarına taktıkları mücevher veya madenden yapılmış sorguç
-
[isim]
Çiçek, dal ve yapraklarla yapılmış halka
- ELEYİŞ
- ...
- KELEME
-
-
[sıfat]
Sürülmeden bırakılmış (tarla)
-
Bakımsız bırakılmış (bağ veya bahçe)
- "Bahçesi yeniden keleme olmuş, duvarları da yıkılmış yahut komşular yıkmışlar ki hayvanlar otlasın." (Memduh Şevket Esendal)
-
[sıfat]
Sürülmeden bırakılmış (tarla)