Sonunda ele olan 34 kelime var. ELE ile biten kelimeler listesini inceleyerek aradığınız kelimeleri bulabilirsiniz. Türkçe araştırmalarınızda, scrabble oyununda bu kelimeleri kullanabilirsiniz. Ayrıca İçinde ele olan kelimeler listesine ya da başında ele olan kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, işlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
BİLMUKABELE
KERTENKELE
ALELACELE, BAŞİSKELE
MÜBADELE, MÜCADELE, MUKABELE, MUKATELE, MUKAVELE, RASTGELE, VARAGELE
BESMELE, GAMSELE, HERGELE, KURDELE, MEZBELE, MUADELE, MUAMELE, UKULELE, VELVELE, ZELZELE
ÇETELE, GÖRELE, İSKELE, KÖSELE, MESELE
ACELE, AMELE, ANELE
GELE, HELE, KELE, SELE, YELE
E E L Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
EL, LE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- BİLMUKABELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Karşılık olarak
-
Birinin söylediği söze karşılık söylenen "ben de, size de, sizlere de" anlamında kullanılan bir söz
- "Hürmetler ederim. -Bilmukabele."
-
[zarf]
Karşılık olarak
- KERTENKELE
-
-
[isim]
Kertenkelelerden, uzun vücutlu, sivri kuyruklu, çevik, böcekçil, küçük sürüngen hayvan (Lacertus)
-
[isim]
Kertenkelelerden, uzun vücutlu, sivri kuyruklu, çevik, böcekçil, küçük sürüngen hayvan (Lacertus)
- ALELACELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Çabucak
- "Kemeraltı'ndan alelacele, beyaz üstüne koyu lacivert puanlı bir gecelik almıştım." (Nazlı Eray)
-
[zarf]
Çabucak
- BAŞİSKELE
- ...
- RASTGELE
-
-
[sıfat]
Gelişigüzel
- "Maazallah, birimize, kitaptan rastgele bir şey soracak olsa yandığımız gündü." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Seçmeden, iyisini kötüsünü ayırmadan, gelişigüzel, lalettayin
-
[sıfat]
Gelişigüzel
- MUKABELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Karşılık verme, karşılama, karşılık
- "Dâhilî isyanlara mukabele ve mukavemet ettik." (Atatürk)
-
Karşı gelme, başkaldırma
-
Toplu yerlerde yüksek sesle hatim okunurken Kur'an okumasını bilenlerin gözleriyle Kur'an'ı takip etmesi, bilmeyenlerin dinlemesi
-
Karşılaştırma, karşılıklı yapılan okuma
-
[isim]
Karşılık verme, karşılama, karşılık
- MUKATELE
- ...
- MÜBADELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Değişim
-
[isim]
Değişim
- VARAGELE
-
-
[isim]
Bir şeyi, bir yerden bir yere çekerek götürüp getirmeye yarayan halat
-
Belirsizlik
- "Bir varagele içindeyiz. Mekanizmanın ipi ya şu yana ya bu yana ağdıracak ülkeyi." (Adalet Ağaoğlu)
-
[isim]
Bir şeyi, bir yerden bir yere çekerek götürüp getirmeye yarayan halat
- MÜCADELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Birbirlerine isteklerini kabul ettirmek için iki taraf arasında yapılan zorlu çalışma, savaş
-
Herhangi bir amaca erişmek, bir kuvvete karşı koyabilmek için bir kişi veya topluluğun güçlü, sürekli çabası, savaşım
- "Bu İslam merkezinde içten içe bir yığın mücadele vardı." (Ahmet Hamdi Tanpınar)
-
[isim]
Birbirlerine isteklerini kabul ettirmek için iki taraf arasında yapılan zorlu çalışma, savaş
- MUKAVELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sözleşme
- "Meşhur aktör davet edilmiş hatta mukavelesi bile yapılmak üzere imiş!" (Halit Fahri Ozansoy)
-
[isim]
Sözleşme
- UKULELE
- ...
- VELVELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Gereksiz telaş, gürültü ve heyecan
- "Çoktan böyle gürültü, kalabalık görmemiş, böyle velvele duymamıştı." (Memduh Şevket Esendal)
- "Kıyamet kopar gibi bir velvele koptu, bütün ordu surların üstüne atıldı." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Susun, ortalığı velveleye vermeyin! Ne bağrışıyorsunuz?" (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Gereksiz telaş, gürültü ve heyecan
- BESMELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
"Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adı ile" anlamına gelen ve bir işe başlarken söylenilen bismillahirrahmanirrahim sözü, bismillah
- "İlk ders olarak besmeleyi öğrendiler." (Yahya Kemal Beyatlı)
- "Üç dört kişi birden besmele çekmişlerdi ve hepsi birden okumaya başlamışlardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
"Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adı ile" anlamına gelen ve bir işe başlarken söylenilen bismillahirrahmanirrahim sözü, bismillah
- HERGELE
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Binmeye veya yük taşımaya alıştırılmamış at veya eşek sürüsü
-
[sıfat]
Terbiyesiz, görgüsüz (kimse)
- "Sandalcı Ali it, hergele bir şeydi." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[isim]
Binmeye veya yük taşımaya alıştırılmamış at veya eşek sürüsü
- MEZBELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çöplük
- "Köyün mezbelesinde, köpek enikleriyle insan yavruları birbirine karışmış, oynaşıyorlar." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Aşağılık ve kötü durum
-
[isim]
Çöplük
- MUAMELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Davranma, davranış
- "Bana karşı olan muamelesini beğenmedim."
- "Hanımefendimin hayatını kurtardığı için bütün hizmetkârlar ona güler yüz gösteriyor, iyi muamele ediyorlardı." (Haldun Taner)
- "İyi muamele görmekle beraber eski neşesini kaybetmişti." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Yol, yöntem
- "Bu adam muamele bilmiyor."
-
İşlem
- "Onlar gündelik muamelelere başlayınca da benim ağzım açık kaldı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İşlem
-
Alışveriş
- "Borsada bugün muamele olmadı."
-
[isim]
Davranma, davranış
- GAMSELE
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Kauçuktan yapılmış, su geçirmeyen yağmurluk
- "İçeriye gamselelerini giymiş, gök gözlü bir adam giriyor. Sarı saçlı, gök gözlü bir civanmış." (Kemal Bilbaşar)
-
[isim]
Kauçuktan yapılmış, su geçirmeyen yağmurluk
- ZELZELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Deprem
- "İstanbul'un son büyük zelzelesinden konuşuyorlardı." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Deprem
- MUADELE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Eşitlik, beraberlik, denklik
-
Anlaşılmaz iş
-
Denklem
-
[isim]
Eşitlik, beraberlik, denklik