İçinde eke olan 7 harfli 19 kelime var. İçerisinde EKE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında eke olan kelimeler listesine ya da Sonu eke ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
E E K Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
EKE
2 Harfli Kelimeler
EK, KE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ÇEKEREK
- ...
- ÇEKEMEZ
-
-
[sıfat]
Kıskanç (kimse)
- "Bu iki birbirini çekemezin kişiliklerini kendi imbiğinde eritmiş bir şair olduğu söylenir." (Haldun Taner)
-
[sıfat]
Kıskanç (kimse)
- CEKETLİ
-
-
[sıfat]
Ceketi olan
-
[sıfat]
Ceketi olan
- ÇEKECEK
-
-
[isim]
Ayakkabı ile topuk arasına sokularak ayağın ayakkabıya kolay girmesini sağlayan, maden, boynuz veya plastik maddeden yapılmış alet
-
[isim]
Ayakkabı ile topuk arasına sokularak ayağın ayakkabıya kolay girmesini sağlayan, maden, boynuz veya plastik maddeden yapılmış alet
- ŞEKERCİ
-
-
[isim]
Şeker ve şekerleme yapan veya satan kimse
- "Birkaç gün içinde anlaşıldı ki ... bir fakir şekercinin kızı ile evlenmiş." (Memduh Şevket Esendal)
-
Şeker satılan yer
-
[isim]
Şeker ve şekerleme yapan veya satan kimse
- ŞEKERLİ
-
-
[sıfat]
İçinde şeker bulunan
- "Elmalar, ferik elmaları gibi kokulu, şekerli, tatlıdır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[sıfat]
İçinde şeker bulunan
- KEKELİK
-
-
[isim]
Kekemelik
-
[isim]
Kekemelik
- HAREKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
- "Ne vakit hareket edeceğiz, Kenan? Yarın mı?" (Ömer Seyfettin)
- "... saldırma için lazım gelen strateji planını tespit ederler ve ona göre harekete geçerlerdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
Vücudu oynatma, kıpırdatma veya kımıldanma
- "Her hareketi kamera önünde rol yapıyormuşçasına hesaplı." (Refik Halit Karay)
-
Davranış, tutum
- "Sakin, dürüst, kıyafeti ve hareketleriyle hiçbir ayrılık göstermeyen bir adamdır." (Halide Edip Adıvar)
- "İnsan bu kadar ölçülü hareket eder mi, edemez mi?." (Halide Edip Adıvar)
-
Yola çıkma
- "Hareketimiz iki gün ertelendi."
-
Belirli bir amaca varmak için birbiri ardınca yapılan ilerlemeler, akım
- "Türkçülük hareketi. Dilde özleşme hareketi."
-
Deprem
- "Ben, diyor, hareket olurken Eminönü'nde idim." (Memduh Şevket Esendal)
-
Demir yollarında katarların düzenlenmesi ve hangi saatlerde yola çıkıp hangi duraklarda karşılaşacaklarını düzenleme işleri
- "Hareket cetveli. Hareket memuru."
-
Devinim
-
Bir parçanın yavaşlık, çabukluk derecesi
-
Kas ve eklemlerin, belli doğal şartlar içerisinde işlemeleri sonucu vücut bölümlerinde düzenli ve olumlu etkilerle oluşturdukları yer değişimi
-
[isim]
Bir cismin durumunun ve yerinin değişmesi, devinim, aksiyon
- ÇİLEKEŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
Hayatı boyunca birçok sıkıntı ve üzüntü çekmiş (kimse)
- "Aslı ile kalpı arasındaki farkı ancak o işin çilekeşleri bilir." (Orhan Veli Kanık)
-
Hayatı boyunca birçok sıkıntı ve üzüntü çekmiş (kimse)
- TEKELCİ
-
-
[isim]
Tekel kuran ve bu tekeli kabul ettiren kimse, inhisarcı
-
Tekel görevlisi
-
[sıfat]
Bir şeye, bir düşünceye tek başına sahip olma, benimseme, yayma taraflısı olan
- "Politik partilerin tekelci görüşlerinin etkisinden daha kolay sıyrılıyor." (Haldun Taner)
-
[isim]
Tekel kuran ve bu tekeli kabul ettiren kimse, inhisarcı
- ÜÇTEKER
-
-
[isim]
İkisi arkada, biri önde üç tekerleği olan, çocukların düşmeden binmesi için yapılmış araç
-
Triportör
-
[isim]
İkisi arkada, biri önde üç tekerleği olan, çocukların düşmeden binmesi için yapılmış araç
- ŞEKERSİ
- ...
- BEREKET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz, feyezan
- "Çocuk gönlüm kaygılardan azade / Yüzlerde nur, ekinlerde bereket." (Orhan Veli Kanık)
- "Bereket versin ki genç boksör, dayağa ezelden idmanlıydı." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Yağmur
- "Bereket yağıyor."
- "Bereket versin, gece bu kır yolu tenha idi." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[zarf]
İyi ki, neyse ki, iyi bir rastlantı sonucunda
- "Bereket, o sıralarda henüz bu sözü bilmiyordum." (Erhan Bener)
-
[isim]
Bolluk, gürlük, ongunluk, feyiz, feyezan
- YELEKEN
-
-
[sıfat]
Havadar
-
[sıfat]
Havadar
- ÇEKELEZ
-
-
[isim]
Sincap
-
[isim]
Sincap
- LEKESİZ
-
-
[sıfat]
Lekesi olmayan, tertemiz
- "Ayşe'nin güneşli yanık ayakları, lekesiz pembe halıya gömülüyordu." (Cahit Uçuk)
-
Namuslu
-
[sıfat]
Lekesi olmayan, tertemiz
- ŞEKERİM
-
-
genellikle kadınların kullandığı sevgi bildiren bir seslenme sözü
- "O bacakları biraz kalınca ama yüzü şeker gibi tatlı, kolejli kızı gözetlemeye başlar." (Haldun Taner)
-
genellikle kadınların kullandığı sevgi bildiren bir seslenme sözü
- TEKERLİ
-
-
[sıfat]
Tekeri olan, tekerlekli
-
[sıfat]
Tekeri olan, tekerlekli
- FEZLEKE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Özet, hülasa
-
Bir kararın kısaca yazılması
-
[isim]
Özet, hülasa