İçinde ed olan 5 harfli 50 kelime var. İçerisinde ED bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ed olan kelimeler listesine ya da Sonu ed ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

D E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

2 Harfli Kelimeler

DE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

CEDRE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Guatr

ADEDİ
...
SEDİR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Kol koyacak yeri olmayan, arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen kerevet, divan
    • "Bizi geniş sedirlerle çevrilmiş keten örtülü bir büyük odaya aldılar." (Burhan Felek)

İVEDİ

  1. [sıfat] Acele
  2. Acil

FEDAİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir ülkü uğruna tehlikeli işlere girişerek canını esirgemeyen kimse, serdengeçti
    • "Senin yanına fedai yazılacağım ve dini bir uğruna çalışacağım." (Refik Halit Karay)
  2. Bir kimseyi veya bir yeri koruyan kimse
    • "İlk zamanlar sadık fedailerini sık sık gelip yokladılar." (Haldun Taner)

KEDER

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Acı, üzüntü, dert, sıkıntı, ıstırap, tasa
    • "Ya hasta yahut bir kederi var." (Halide Edip Adıvar)

GEDİK

  1. [isim] Bir düzey üstündeki yıkık, çatlak veya aralık, rahne
    • "Duvar gediği."
  2. Dağ geçidi
  3. Boşluk, eksiklik
    • "... kanunların gediğinden alabildiğine yararlanıp küpünü doldurmuş bir açıkgözdü." (Haldun Taner)
  4. Güçlük, güç durum
    • "Gedikten kurtulmak."
  5. Yarma saldırısında düşman mevzilerinde açılan yer
  6. Bir işi yapmak, bir şeyden yararlanmak yolunda verilen hak, imtiyaz
  7. Eksik dişli

CEDEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Tartışma, çekişme, münakaşa etme

REDİF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Son dönem Osmanlı ordusunda, askerlik görevini bitirdikten sonra yedeğe ayrılan er
    • "Bir büyük karargâhta kumandan ve zabitlere hizmetçi dağıtıldığı zaman, zabit namzetlerinin payına eğer salak bir Şam redifi düşerse gene iyidir." (Falih Rıfkı Atay)
  2. Şiirde uyaktan sonra tekrarlanan, aynı harflerden oluşan kelime veya ek, yedek

EDVAR

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Çağlar, devirler
    • "Hercümerç ettiğin edvara da yetmez o kitap / Seni ancak ebediyetler eder istiap." (Mehmet Akif Ersoy)
  2. Alaturka müzik kurallarını inceleyen eser

HEDEF

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Nişan alınacak yer, nişangâh
    • "Metin yayını ve çeviri: insancı davranış bu çalışmayı hedef güder." (Azra Erhat)
  2. Amaç, gaye, maksat
    • "Asıl önemlisi devlet büyük hedefler dikmişti; milletin benimsediği, övündüğü hedeflerdi bunlar." (Tarık Buğra)
    • "Bu işi onların yapmadığına inanıyor; birilerinin hedef saptırmaya çalıştığını söylüyor." (Ahmet Ümit)
  3. Varılacak yer, ulaşılacak son nokta
    • "Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" (Atatürk)

PEDER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Baba
    • "Pederinize büyük ikramiye isabet etmiş." (Refik Halit Karay)
  2. Hristiyanlıkta ruhani lider, papaz

BEDİİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [sıfat] Güzellik ölçülerine uyan, gözü gönlü okşayan, beğenilen
    • "En zengin, en bedii sokaklarımıza pis diyoruz." (Ömer Seyfettin)
  2. [isim] Estetik

EDALI

  1. [sıfat] Herhangi bir biçim ve görünüşlü olan
  2. Tavırları hoş olan, nazlı, işveli
    • "Edalı bir kadın."

EDİNÇ

  1. [isim] Edinilen şey veya şeyler, müktesebat

BEDEL

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Değer, fiyat, kıymet
  2. Bir şeyin yerini tutabilen karşılık
    • "Buna bedel içimde mumlar, mumlar, mumlar yanan bir karanlık var." (Aka Gündüz)
  3. Başkasının adına ve onun parası ile hacca giden kimse
  4. [sıfat] Eşit, denk
    • "Emsalini göremeyeceğiniz bir saadetle beş on dakika yaşarsınız ki bütün bir hayata bedeldir." (Refik Halit Karay)
  5. Askerlik yapmamak veya yapılacak süreyi kısaltmak isteyenlerin devlete ödedikleri para
    • "Efrattan bedel alınıp alınmayacağına dair merkezden emir gelmişti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  6. Uşak, hizmetçi, çoban

SEDYE

Kelime Kökeni : İtalyanca

  1. [isim] Hasta veya yaralı taşımaya yarayan katlanabilir hasta yatağı, teskere
    • "Biraz sonra sedye yukarı çıkarılıp koridora konuldu." (Memduh Şevket Esendal)

MEDET

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Yardım, imdat
    • "Bekleyiniz ha başlıyor ha başlayacak, habire medet efendim..." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
    • "Emin ol ki dağınık ve kasvetli bir cemiyet içinde aşktan bile medet ummayız." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. [ünlem] "Yardım edin, imdat" anlamında bir seslenme sözü

MEDYA

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] İletişim ortamı, iletişim araçları
    • "Medya dedikleri bu bin başlı ejderhayla baş edemedim." (Nezihe Meriç)

MEDÜZ

Kelime Kökeni : Rumca

  1. [isim] Denizanası

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü