İçinde ece olan 7 harfli 43 kelime var. İçerisinde ECE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ece olan kelimeler listesine ya da Sonu ece ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

C E E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ECE

2 Harfli Kelimeler

CE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

KAHPECE

  1. [sıfat] Kahpe gibi, kahpeye yaraşır
  2. Kahpe gibi, kahpeye yaraşır biçimde

DELECEK

  1. [isim] Delgeç

BİLGECE

  1. [sıfat] Bilgeye yaraşır
    • "Yaş insana tecrübe verir, olaylara bilgece bir açıdan bakma perspektifi getirir." (Haldun Taner)
  2. [zarf] Bilgeye yaraşır biçimde, hakimane

ÇEHRECE

  1. [zarf] Çehre bakımından
    • "Kadın vücutça, çehrece acaba nasılmış?" (Refik Halit Karay)

BECERME

  1. [isim] Becermek işi

ÇELMECE

  1. [zarf] Aklını karıştıracak biçimde
    • "Her ne söylerse çelmece söyler / Dertli derunumu delmece söyler." (Halk türküsü)

ZÜPPECE

  1. Züppe bir biçimde

ZERRECE

  1. [zarf] Zerre kadar
    • "Kimseyi zerrece kıskandığını, kötülediğini, kin tuttuğunu görmedim." (Refik Erduran)

GÜLECEN

  1. [sıfat] Sevimli ve cana yakın tavırları olan (kimse)

TECELLİ

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Belirme, görünme, ortaya çıkma, zuhur etme, meydana çıkma
    • "Bu tecellilerin yalnız bir tanesi doğru..." (Hüseyin Cahit Yalçın)
    • "Hacca gitmek emeli onun kalbinde ateşli bir iştiyak tarzında tecelli etmişti." (Memduh Şevket Esendal)
  2. Tanrı'nın insanlarda ve doğada görünmesi
  3. Alın yazısı, kader
    • "Ne yaman tecellisi varmış!"

SİLECEK

  1. [isim] Yıkandıktan sonra kurulanmak için kullanılır büyük havlu, hamam havlusu
  2. Motorlu taşıtlarda ön camı silmeye, temizlemeye yarayan alet, silgeç
  3. Evlerde ayakkabıları temizlemek için kapı önlerine konulan bez, keçe vb. şey, paspas

SİLMECE

  1. [zarf] Ağzına kadar dolacak biçimde

SEVECEN

  1. [sıfat] Acıyarak ve koruyarak seven, şefkatli, müşfik
    • "Kadınlara karşı sevecen ve yumuşak başlısınız." (Tarık Dursun K)

ECEABAT
...
BİLMECE

  1. [isim] Bir şeyin adını anmadan niteliklerini üstü kapalı söyleyerek o şeyin ne olduğunu bulmayı dinleyene veya okuyana bırakan oyun, muamma
    • "Bu bilmeceyi çözmek için sen de bize katılır mısın?" (Haldun Taner)
  2. Bilinmeyen şey, muamma
    • "Basit cümleleri bile anlamak güç olurken istihza bir bilmeceye döner." (Abdülhak Şinasi Hisar)

ÇEKMECE

  1. [isim] Masa, dolap vb. şeylerin dışarıya çekilen bölümü, göz, çekme
    • "Çekmecesinden utana utana bir şişe gazoz çıkardı." (Tarık Buğra)
  2. İçinde mücevher vb. değerli şeyler saklanan küçük, süslü sandık
    • "Minderin köşesine annemden kalan ceviz boyalı çekmeceyi yerleştirdim." (Yahya Kemal Beyatlı)
  3. Gemilerin barınabilecekleri koy

YİYECEK

  1. [isim] Yenmeye elverişli olan her şey
    • "İçkiden yiyeceğe kadar her şeyi gemilere bu müessese temin ederdi." (Sait Faik Abasıyanık)
  2. [sıfat] Yenebilen

KESMECE

  1. [sıfat] Kesilip müşteriye gösterilerek satılan (kavun, karpuz)
    • "Kesmece kavun, kesmece beyim, daha bir diyeceğin var mı / Kes kes al karpuzlarımı." (Behçet Necatigil)
  2. [zarf] Kesip bakarak beğenmek şartıyla
    • "Karpuzu kesmece aldım."
  3. [zarf] Aradaki değer ayrımını gözetmeksizin hepsi bir fiyattan
    • "Bu kitapları kesmece yüzer liradan aldım."

BİLECEN

  1. [sıfat] Her şeyi bilen, her şeyden anlayan
  2. Bilgiçlik taslayan, ukala

BÖYLECE

  1. [zarf] Tam böyle, bu biçimde
    • "Kadın, böylece ona bir teyze yakınlığı göstermişti." (Halide Edip Adıvar)
  2. Sonunda, böylelikle
    • "Bu hikâye de böylece geçmiş, unutulmuş oldu." (Memduh Şevket Esendal)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü