İçinde ece olan 6 harfli 18 kelime var. İçerisinde ECE bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ece olan kelimeler listesine ya da Sonu ece ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

C E E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler

3 Harfli Kelimeler

ECE

2 Harfli Kelimeler

CE

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

AİLECE

  1. [zarf] Bütün aile birlikte, ailecek
    • "Ailece gezmeye gideceğiz."

HECECİ

  1. Hece ölçüsüyle şiir yazan şair
  2. Millî Edebiyat döneminde hece ölçüsüyle şiirler yazan beş şairden her biri
    • "Hececiler kendilerinden sonra yeni bir edebî neslin yetişmediğini söylüyorlar." (Sait Faik Abasıyanık)

GÖRECE

  1. [sıfat] Bir şeye göre olan, varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı olan, kesin olmayıp kişiden kişiye, zamandan zamana, yerden yere değişebilen, bağıl

EKECEK

  1. [isim] Tohum

GECECİ

  1. [isim] Çalışma sırası geceye rastlayan görevli
  2. Gündüz erken saatlerde kendini yorgun, çalışmaktan bitkin hisseden kimse
    • "Sabahları erken kalkmayı sevmeyen, gece geç yatan gececi kişilerdensiniz." (Tomris Uyar)

TAZECE

  1. [sıfat] Tazeye yakın, taze gibi

GECEKİ

  1. [sıfat] Gece olan, gece yapılan

SADECE

  1. [zarf] Yalnızca
    • "Her millette olduğu gibi bizde de kelimeleri, şiir canlandırmış, nesir sadece kullanmıştır." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)

İVECEN

  1. [sıfat] Aceleci
    • "Güdümlü siyasanın kurbanı olmuş kimi değerli yazarların ivecen yargısı rol oynamıştır." (Selim İleri)

ÜLKECE

  1. [zarf] Ülke çapında
    • "Sonraki yılların ülkece ünlü bir heykelcisi, kantinde garsonluk yapardı." (Aydın Boysan)

DERECE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe
    • "Hukuk tahsilini Paris'te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı." (Ömer Seyfettin)
  2. [edat] Denli, kadar
    • "Beyoğlu'nda bu derece itibar görmemişti." (Ercüment Ekrem Talu)
  3. Ölçü aletlerinin ölçeğinde belirtilmiş bulunan başlıca bölümlerden her biri
    • "Sıcakölçerin dereceleri."
  4. Sıcaklıkölçer
  5. Bir çözeltinin yoğunluğunu ölçmede kullanılan birim
  6. Bir çemberin üç yüz altmışta birine eşit olan açı birimi
    • "Dik açılar doksan derecedir."
  7. Başarı gösterme

HECELİ

  1. [sıfat] Herhangi bir sayıda hecesi olan
    • "İki heceli bir kelime."

İÇECEK

  1. [isim] İçilen her şey, meşrubat
    • "Burada yiyecek, içecek her şey var."
  2. [sıfat] İçilmeye elverişli

İÇMECE

  1. [isim] İçmeler

ÖYLECE

  1. [zarf] O biçimde, tam öyle
    • "Dudaklarının kenarını kırıştıran bir nefret duygusuyla öylece kaldı." (Peyami Safa)
  2. Öylelikle

KORECE
...
BECERİ

  1. [isim] Elinden iş gelme durumu, ustalık, maharet
  2. Kişinin yatkınlık ve öğrenime bağlı olarak bir işi başarma ve bir işlemi amaca uygun olarak sonuçlandırma yeteneği, maharet
  3. Vücudun, yapılması güç alıştırmalara yatkın olması durumu

ŞECERE

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bir kişinin veya bir ailenin en uzak atasından başlayarak bütün kollarını belirten çizelge, soy ağacı, soy kütüğü, hayat ağacı
  2. Atların soyunun yazılı olduğu çizelge

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü