İçinde ec olan 8 harfli 78 kelime var. İçerisinde EC bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ec olan kelimeler listesine ya da Sonu ec ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
C E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
CE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CETBECET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Atalardan beri, soyca
- "Zanaatını sorduklarında cetbecet kayıkçıyız dersin." (Haldun Taner)
-
[zarf]
Atalardan beri, soyca
- ERKETECİ
-
-
[isim]
Dikizci, gözcü
-
[isim]
Dikizci, gözcü
- MALİYECİ
-
-
[isim]
Maliye işlerinde uzman olan veya devletin maliye kuruluşlarında çalışan kimse
-
[isim]
Maliye işlerinde uzman olan veya devletin maliye kuruluşlarında çalışan kimse
- KEŞİDECİ
-
-
[isim]
Çek veya poliçe düzenleyen ve imzalayan kimse
-
[isim]
Çek veya poliçe düzenleyen ve imzalayan kimse
- MAKİNECİ
-
-
[isim]
Makine satan veya onaran kimse
-
İşlerinde makine kullanmayı tercih eden kimse
- "Biri topraklarına kadar makineci öbürü şehirlerine kadar toprakçı." (Falih Rıfkı Atay)
-
[isim]
Makine satan veya onaran kimse
- AKTÖRECİ
- ...
- HİMAYECİ
-
-
[isim]
Korumacı
-
[isim]
Korumacı
- KİMSECİK
-
-
[zamir]
Hiç kimse
- "Saat ona doğru Süleymaniye'nin avlusuna vardığım zaman kimsecik yoktu." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[zamir]
Hiç kimse
- ARBEDECİ
-
-
[isim]
Gürültülü kavga yapan, patırtı çıkaran kimse
-
[isim]
Gürültülü kavga yapan, patırtı çıkaran kimse
- KÜNEFECİ
- ...
- KÖRPECİK
-
-
[sıfat]
Çok körpe, çok taze
-
[sıfat]
Çok körpe, çok taze
- MECBUREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kendi isteğinin dışında, zorla, kaçınılmaz, zorunlu olarak
-
[zarf]
Kendi isteğinin dışında, zorla, kaçınılmaz, zorunlu olarak
- GÖRECELİ
-
-
[sıfat]
Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan, mutlak olmayan, göreli, bağıntılı, izafi, nispi, rölatif
- "Bütün bu tarihler göreceli işaretlerdir." (Necati Cumalı)
-
[sıfat]
Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı bulunan, mutlak olmayan, göreli, bağıntılı, izafi, nispi, rölatif
- DARBECİK
-
-
[isim]
Hafifçe vuruş
- "Kapıya yaklaşıp iki üç, işitilmez darbecik vurdu." (Memduh Şevket Esendal)
-
[isim]
Hafifçe vuruş
- GEVRECİK
-
-
[sıfat]
Çok gevrek veya incecik
- "İğdenin dalı gevrecik olur / Basmaya gelmez." (Halk türküsü)
-
Çok taze, yumuşacık
-
[sıfat]
Çok gevrek veya incecik
- TECESSÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boyut kazanma, cisimlenme
-
Görünmeye başlama, belirme
-
Göz önüne gelme, canlanma
- "Olay olduğu gibi gözümün önünde tecessüm ediyor."
-
[isim]
Boyut kazanma, cisimlenme
- MİNARECİ
-
-
[isim]
Minare yapan usta
-
[isim]
Minare yapan usta
- MECNUNCA
-
-
[zarf]
Çılgın bir biçimde, delice, deli gibi
- "Şehriban'a hayran, meftun, mecnunca bağlı idim." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Çılgın bir biçimde, delice, deli gibi
- HİKAYECİ
- ...
- İŞLEMECİ
-
-
[isim]
Elle oyma, nakış vb. yapan kimse
-
[isim]
Elle oyma, nakış vb. yapan kimse