İçinde ec olan 8 harfli 78 kelime var. İçerisinde EC bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ec olan kelimeler listesine ya da Sonu ec ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
C E Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
2 Harfli Kelimeler
CE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- DÖŞEMECİ
-
-
[isim]
Döşeme yapan kimse
-
Perde, koltuk, kanepe vb. satan veya onaran kimse
-
[isim]
Döşeme yapan kimse
- HİMAYECİ
-
-
[isim]
Korumacı
-
[isim]
Korumacı
- CÜMLECİK
-
-
[isim]
Önerme
-
Küçük cümle
- "Sorumlulardan dişe dokunur üç beş cümlecik bile almış değiliz." (Tarık Buğra)
-
[isim]
Önerme
- TECESSÜM
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Boyut kazanma, cisimlenme
-
Görünmeye başlama, belirme
-
Göz önüne gelme, canlanma
- "Olay olduğu gibi gözümün önünde tecessüm ediyor."
-
[isim]
Boyut kazanma, cisimlenme
- MECCANEN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Parasız olarak, bedava
-
[zarf]
Parasız olarak, bedava
- MECBUREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Kendi isteğinin dışında, zorla, kaçınılmaz, zorunlu olarak
-
[zarf]
Kendi isteğinin dışında, zorla, kaçınılmaz, zorunlu olarak
- VECİZLİK
- ...
- MALİYECİ
-
-
[isim]
Maliye işlerinde uzman olan veya devletin maliye kuruluşlarında çalışan kimse
-
[isim]
Maliye işlerinde uzman olan veya devletin maliye kuruluşlarında çalışan kimse
- TECİMSEL
-
-
[sıfat]
Ticaret ile ilgili, ticarete ait
- "Klasikleri sulandırarak okura ileten tecimsel yayınevleri acıklı serüveniyle kızı arasında özdeşlik kurmayı savsaklamaz." (Selim İleri)
-
[sıfat]
Ticaret ile ilgili, ticarete ait
- İŞLEMECİ
-
-
[isim]
Elle oyma, nakış vb. yapan kimse
-
[isim]
Elle oyma, nakış vb. yapan kimse
- KEŞİDECİ
-
-
[isim]
Çek veya poliçe düzenleyen ve imzalayan kimse
-
[isim]
Çek veya poliçe düzenleyen ve imzalayan kimse
- TECENNÜN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çıldırma, delirme, aklını oynatma
-
[isim]
Çıldırma, delirme, aklını oynatma
- MECİTÖZÜ
- ...
- GENCECİK
-
-
[sıfat]
Çok genç
- "Bakanlar Kurulu her işi bırakıp gencecik bir şairin yazısı ile uğraşacak." (Yusuf Ziya Ortaç)
-
[sıfat]
Çok genç
- KÜNEFECİ
- ...
- PEREMECİ
-
-
[isim]
Pereme kullanan veya yapan kimse
-
[isim]
Pereme kullanan veya yapan kimse
- HECELEME
-
-
[isim]
Hecelemek işi
- "Çok sürmedi, bir zaman geldi ki Emine işittiği sözü hecelemeye başladı." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[isim]
Hecelemek işi
- MECNUNCA
-
-
[zarf]
Çılgın bir biçimde, delice, deli gibi
- "Şehriban'a hayran, meftun, mecnunca bağlı idim." (Refik Halit Karay)
-
[zarf]
Çılgın bir biçimde, delice, deli gibi
- EMARECİK
-
-
[isim]
Küçük iz, ufak belirti
- "Yazışlarda dostluğun içyüzünden bir emarecik bile yok." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Küçük iz, ufak belirti
- MECALSİZ
-
-
[sıfat]
Güçsüz, kuvvetsiz, dermansız, takatsiz
- "Kendimi öyle yalnız, öyle mecalsiz, öyle bitkin hissediyorum ki..." (Sait Faik Abasıyanık)
- "Bir aralık kadının mecalsiz düştüğünü fark ettiler." (Refik Halit Karay)
-
[sıfat]
Güçsüz, kuvvetsiz, dermansız, takatsiz