İçinde ebet olan 8 kelime var. İçerisinde EBET bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında ebet olan kelimeler listesine ya da Sonu ebet ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
MÜNASEBETSİZLİK
MÜNASEBETSİZCE
MÜNASEBETİYLE
MÜNASEBETSİZ
MÜNASEBETLİ
MÜNASEBET
İLELEBET
EBET
B E E T Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
4 Harfli Kelimeler
EBET
3 Harfli Kelimeler
BET, EBE
2 Harfli Kelimeler
BE, ET, TE
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- MÜNASEBETSİZLİK
-
-
[isim]
Münasebetsiz olma durumu veya münasebetsiz davranış, saygısızlık
- "Bir daha böyle münasebetsizlik yapmayacağına yemin etmesi şartıyla karımı affettim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
[isim]
Münasebetsiz olma durumu veya münasebetsiz davranış, saygısızlık
- MÜNASEBETSİZCE
- ...
- MÜNASEBETİYLE
-
-
[zarf]
Dolayısıyla, sebebiyle, itibarıyla, ilgisinden dolayı
-
[zarf]
Dolayısıyla, sebebiyle, itibarıyla, ilgisinden dolayı
- MÜNASEBETSİZ
-
-
[sıfat]
Uygun olmayan, yakışıksız, çirkin
- "Münasebetsiz bir davranış."
-
Ters, aksi
- "Hep böyle münasebetsiz sıralarda beni arar." (Necati Cumalı)
-
Yakışıksız iş gören, sıra, saygı gözetmeyen (kimse)
- "Doğrusu kızın huyunu bozan, bütün bu münasebetsiz kimselerdi." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
-
[sıfat]
Uygun olmayan, yakışıksız, çirkin
- MÜNASEBETLİ
-
-
[sıfat]
İlişiği olan, ilişkili
-
Uygun, yakışık alan
-
[sıfat]
İlişiği olan, ilişkili
- MÜNASEBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
İlişik, ilişki, ilinti
- "İzmir'den ordunun başından ve temasa geldiğim siyasi münasebetlerden uzaklaşamazdım." (Atatürk)
- "Onunla temas ve münasebete girmektense hiçbir şey yapmamayı ve hazır paradan yemeyi tercih ediyorum." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
- "Bir münasebeti düşerse söylerim."
-
İki şey arasındaki uygunluk
- "Yüzle ahlak arasında herhâlde müthiş bir münasebet vardır." (Sait Faik Abasıyanık)
-
Sebep, vesile, gerekçe, neden
-
[isim]
İlişik, ilişki, ilinti
- İLELEBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Sonsuza değin, sürgit
- "Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir." (Atatürk)
-
[zarf]
Sonsuza değin, sürgit
- EBET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sonu olmayan gelecek zaman, sonsuzluk
- "İşte bu, ezelden bilinmemiş, ebede kadar bilinmeyecektir." (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
-
[isim]
Sonu olmayan gelecek zaman, sonsuzluk