İçinde e olan 6 harfli 2440 kelime var. İçerisinde E harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında e harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- CEZİRE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Ada
-
[isim]
Ada
- DEKORE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Süsleme amacıyla düzenlenmiş
-
[sıfat]
Süsleme amacıyla düzenlenmiş
- DİLLEK
-
-
[sıfat]
Dedikoducu
-
[sıfat]
Dedikoducu
- DÜRMEK
-
-
[-i]
Bir şeyi kıvırıp silindir biçiminde kendi üzerine sarmak
- "Kâğıdı dürmek. Halıyı dürmek."
-
Bir şeyi üst üste katlamak
-
[-i]
Bir şeyi kıvırıp silindir biçiminde kendi üzerine sarmak
- GERZEK
-
-
[sıfat]
Geri zekâlı
-
[sıfat]
Geri zekâlı
- İNLEME
-
-
[isim]
İnlemek işi
-
[isim]
İnlemek işi
- KEÇELİ
-
-
[sıfat]
Keçesi olan
-
[sıfat]
Keçesi olan
- KONKEN
-
Kelime Kökeni : Rumca
-
[isim]
Bir çeşit iskambil oyunu
-
[isim]
Bir çeşit iskambil oyunu
- MERKUP
- ...
- MİSKET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Mis üzümünden yapılan şarap
-
[isim]
Mis üzümünden yapılan şarap
- MOBESE
- ...
- NEŞREN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[zarf]
Yayım yoluyla
-
[zarf]
Yayım yoluyla
- SEĞMEN
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bayram günlerinde, düğünlerde törene yerli giysilerle, atlı ve silahlı olarak katılan yiğit
-
[isim]
Bayram günlerinde, düğünlerde törene yerli giysilerle, atlı ve silahlı olarak katılan yiğit
- TEDVİR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Çevirme, döndürme
-
Yönetme, çekip çevirme
-
[isim]
Çevirme, döndürme
- ÜNİTER
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Birlikçi, birlikten yana, birleştirici (siyaset)
-
Merkeziyetçi
-
[sıfat]
Birlikçi, birlikten yana, birleştirici (siyaset)
- VERESE
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Mirasçılar
-
[isim]
Mirasçılar
- ALATEN
-
-
[sıfat]
Cüzzamlı
-
[sıfat]
Cüzzamlı
- DEPOCU
-
-
[isim]
Depoya bakan kimse
-
[isim]
Depoya bakan kimse
- DÜZMEK
-
-
[-i]
Bir gereksinimi karşılamak amacıyla birçok şeyi birbirini tamamlayacak biçimde bir araya getirmek
- "Oğlum Sıtkı için son zamanlarda epeyce temiz ev eşyası düzdü diyorlar." (Memduh Şevket Esendal)
-
Düzene sokmak, düzene koymak, sıralamak, elverişli, uygun bir duruma getirmek
- "İskambil kâğıtlarını düzdü."
-
[-e]
Yaratmak, oluşturmak, meydana getirmek
- "Yeşil caminin avlusundaki sette oturmuş, Nilüfer ovasına şiir düzerken..." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[nsz]
Uydurmak
- "Bir sürü yalan düzmüş."
-
Cinsel ilişkide bulunmak
-
[-i]
Bir gereksinimi karşılamak amacıyla birçok şeyi birbirini tamamlayacak biçimde bir araya getirmek
- EBESİZ
-
-
[sıfat]
Ebesi olmayan
-
[zarf]
Ebe bulunmaksızın, ebe olmaksızın
- "Ebesiz doğurdum, dedi, ebe hekim demektir. Ben hasta mıyım?" (Ömer Seyfettin)
-
[sıfat]
Ebesi olmayan