İçinde e olan 3 harfli 145 kelime var. İçerisinde E harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında e harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- TEK
-
-
[sıfat]
Eşi olmayan, biricik, yegâne
- "Hamit, biliyorsunuz edebiyatımızın tek dâhisidir." (Yusuf Ziya Ortaç)
- "Tek bir kişi var."
-
[isim]
Birbirini tamamlayan veya aynı türden olan nesnelerden her biri
- "Dirseği hafifçe dizime dokunuyor ve bir saçı, bir tek tel saçı kaşının ucuna sürünüyordu." (Memduh Şevket Esendal)
- "Tek bir kişi yok."
-
[zarf]
Önüne getirildiği cümleye istek ve özlem kavramı katar
- "Tek yesin de ne isterse yesin. Tek çalışsın da isterse arada yaramazlık da etsin."
-
[zarf]
Yalnızca
- "Bunun için tek bir yol var."
-
Hiç, hiçbir
- "Tek kelime konuşmadan bu yokuşu indik." (Refik Halit Karay)
-
İki ile bölünemeyen (sayı)
- "Üç, beş, yedi ... tek sayılardır."
-
[sıfat]
Eşi olmayan, biricik, yegâne
- NET
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[sıfat]
Bütün çizgileri belirgin olan, gözün bütün ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen
-
İyi duyulan (ses)
-
Kesintilerden sonra geri kalan miktarda olan, safi
- "Bin beş yüz net veriyorlardı, vergi, sigorta çıktıktan sonra." (Haldun Taner)
-
Açık seçik olan, anlaşılmaz yanı bulunmayan
- "Hayatını didik didik etmek, son beş altı yıllık çizgisini net olarak ortaya çıkarmak istiyordu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Bütün çizgileri belirgin olan, gözün bütün ayrıntılarıyla algılanan, iyi görünen
- ŞEB
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Gece
-
[isim]
Gece
- EDA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Davranış, tavır
- "Alaycı bir eda ile soruyorum." (Refik Halit Karay)
-
Naz, işve
- "Giyimi kuşamı tepeden tırnağa Paris modası ya, nazı edası hiç aşağı kalmıyor ki!" (Atilla İlhan)
-
Anlatış biçimi, tarzı
- "Sonra birdenbire sözlerinin konferans edasını değiştirerek bana sordu." (Ömer Seyfettin)
-
[isim]
Davranış, tavır
- KEK
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Ana maddeleri yumurta, un ve şeker olan, içerisine kuru üzüm, kakao, fındık vb. konularak fırında pişirilen tatlı çörek
-
Aptal, bön (kimse)
-
[isim]
Ana maddeleri yumurta, un ve şeker olan, içerisine kuru üzüm, kakao, fındık vb. konularak fırında pişirilen tatlı çörek
- KEŞ
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Yağı alınmış sütten veya yoğurttan yapılan peynir
-
Kış için kurutulan yağsız, tuzsuz yoğurt
-
[isim]
Yağı alınmış sütten veya yoğurttan yapılan peynir
- PEH
- ...
- ERG
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
C. G. S. sisteminde, uygulama noktasını, kuvvet yönünde 1 cm hareket ettiren 1 dinlik kuvvetin yaptığı işe eşit olan iş birimi: Bir kilogrammetre 981 x 105 erge eşittir
-
[isim]
C. G. S. sisteminde, uygulama noktasını, kuvvet yönünde 1 cm hareket ettiren 1 dinlik kuvvetin yaptığı işe eşit olan iş birimi: Bir kilogrammetre 981 x 105 erge eşittir
- ETİ
- ...
- FER
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Parlaklık, aydınlık
-
Gözdeki canlılık
- "Otuz yaşıma gelmeden gözlerimin feri sönmüştü." (Halide Edip Adıvar)
-
Güç, kuvvet, nüfuz
-
[isim]
Parlaklık, aydınlık
- JET
-
Kelime Kökeni : İngilizce
-
[isim]
Çok hızlı, tepkili uçak
- "Otomobil önümden jet gibi geçti."
-
[isim]
Çok hızlı, tepkili uçak
- BEN
-
-
[isim]
Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke veya kabartı
- "Dedim tane tane olmuş benlerin / Dedi zülfüm değdi tel yarasıdır." (Âşık Ömer)
-
En çok üzümde görülen olgunlaşma belirtisi
-
Saçta, sakalda beliren beyazlık
-
[isim]
Çoğu doğuştan, tende bulunan ufak, koyu renkli leke veya kabartı
- GEÇ
-
-
[sıfat]
Belirli zamandan sonra olan
-
[zarf]
Kararlaştırılan, beklenen veya alışılan zamandan sonra, erken karşıtı
- "Dönülmez akşamın ufkundayız, vakit çok geç / Bu son fasıldır ey ömrüm, nasıl geçersen geç" (Yahya Kemal Beyatlı)
-
[sıfat]
Belirli zamandan sonra olan
- KEF
- ...
- ABE
-
-
[ünlem]
Özellikle Rumeli'de seslenmek ve dikkati çekmek için kullanılan bir söz
-
[ünlem]
Özellikle Rumeli'de seslenmek ve dikkati çekmek için kullanılan bir söz
- BED
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kötü, çirkin, tuhaf
-
[sıfat]
Kötü, çirkin, tuhaf
- EPE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Delici kılıç
-
Delici kılıçla oynanan bir tür kılıç oyunu
-
[isim]
Delici kılıç
- ÖZE
-
-
[isim]
Bir türde, bir bireyde bulunan, aynı cinsten başka hiçbir türde veya bireyde rastlanılmayan, has
- "Gülmek insan türüne öze bir durumdur."
-
[isim]
Bir türde, bir bireyde bulunan, aynı cinsten başka hiçbir türde veya bireyde rastlanılmayan, has
- ŞEN
-
-
[sıfat]
Yaşamaktan mutlu olduğunu davranışlarıyla belli eden, sevinçli, neşeli
- "Hayatta daima şen insanlarla beraber olun, gamlı insanların gamı size de bulaşır." (Reşat Enis)
- "Sizler gidin, genç kızların türküsüyle şen olun." (Mehmet Emin Yurdakul)
-
Neşe veren, neşelendiren, eğlenceli
- "Şen kahkahalar yükseliyorken evinizden / Bendim geçen ey sevgili sandalla denizden." (Yahya Kemal Beyatlı)
-
Neşe belirtisi olan
-
[sıfat]
Yaşamaktan mutlu olduğunu davranışlarıyla belli eden, sevinçli, neşeli
- İDE
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Düşünce
-
[isim]
Düşünce