İçinde e olan 3 harfli 145 kelime var. İçerisinde E harfi bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında e harfi olan kelimeler listesine ya da Sonu e harfi ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi

Harf Sayısına Göre Kelimeler


Kelime bulma makinesi

Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.



Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)

EFE

  1. [isim] Yiğit, özellikle Batı Anadolu köy yiğidi, zeybek
  2. Ağabey
  3. Kabadayı
  4. Kaptan

JEL

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Tedavi amacıyla kullanılan jöle yapısında bir krem türü

EKE

  1. [sıfat] Büyük, yetişkin, yaşlı, kart
  2. [isim] Yaşı küçük olduğu hâlde sözleri ve davranışları büyükmüş gibi olan çocuk

KEL

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [sıfat] Saçı dökülmüş olan (kimse)
    • "Hekimler ne bilirmiş? Kelin medarı olsa kendi başında olur. Onlar ölmeyecek mi?" (Hüseyin Rahmi Gürpınar)
  2. Çıplak (doğa), yaprakları dökülmüş (bitki)
    • "Yükselip alçalıyor, kel tepelerin etrafını dönüyordu." (Sait Faik Abasıyanık)
  3. Gelişmemiş, cılız (bitki)
    • "Kel bir ağaç."
  4. İçinde az eşya bulunan

CEP

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Genellikle bir şey koymaya yarayan, giysinin belli bir yeri açılarak içine yerleştirilen astardan yapılmış parça
    • "Elleri ceplerinde, kapıdan kapıya gidip geliyor." (Memduh Şevket Esendal)
    • "Dünyayı bir tüketim çılgınlığına itip ceplerini doldurmuşlardı." (Haldun Taner)
    • "Kâğıt parasını oyuna başlamadan peşinen cepten vereceğiz." (Kemal Tahir)
  2. Trafiği kolaylaştırmak, araçların durabilmesine olanak sağlamak için yaya kaldırımları veya şehirler arası yolların kenarlarına yapılan cep biçimindeki taşıt yanaşma yeri
  3. Cep telefonu
    • "Seninle yarın cepten konuşuruz."
  4. Savaş alanının bir yerinde düşmanın geriletilmesiyle ortaya çıkan taktik durum, çökertme

FEK

Kelime Kökeni : Arapça

  1. [isim] Bozma, feshetme, kesme, ayırma, koparma

ÜYE

  1. [isim] Herhangi bir topluluğu oluşturan bireylerden her biri, aza
    • "İkisi de şehrin satranç kulübü üyelerindendir." (Sait Faik Abasıyanık)
    • "Herhangi bir iş yerinde çalışabilmek, işçi sendikasına üye olmak veya olmamak şartına bağlanamaz." (Anayasa)
  2. Omurgalılarda, kol ve bacaklar

ABE

  1. [ünlem] Özellikle Rumeli'de seslenmek ve dikkati çekmek için kullanılan bir söz

HEY

  1. [ünlem] Seslenmek veya ilgi ve dikkat çekmek için söylenen bir söz
    • "Hey, çocuklar! Gelin bakalım. Hey arkadaş! Ayağıma basıyorsun."
    • "Hey gidi gençlik hey! Unutulmaz günlerdi onlar, Yenikapı'ya, meyhanelere indik mi şöyle bir." (Atilla İlhan)
  2. Sitem, yakınma, azar, beğenme vb. çeşitli duyguları anlatan cümlelerde kullanılan bir söz
    • "Hey talih! Böyle mi olacaktı? Hey akılsız çocuk! Ateşi ne diye ellersin? Hey Allah'ım! Bu ne güzellik."

PEY

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Bir sözleşmede taraflardan birinin öbürüne işten caymayacağını belirtmek amacıyla önceden verdiği güvence parası
    • "Pey vermek. Pey almak."

TEÇ
...
SER

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Baş, kafa
    • "Sertabip. Sermürettip."
    • "Bakakalırım giden geminin ardından / Atamam kendimi denize, dünya güzel / Serde erkeklik var, ağlayamam." (Orhan Veli Kanık)
  2. Başkan, reis
    • "Sertabip. Sermürettip."

LEY

  1. [isim] Rumen para birimi

MEÇ

Kelime Kökeni : Fransızca

  1. [isim] Süngü gibi yalnız batırılarak yaralamaya yarayan, kısa, düz ve ensiz kılıç

BEŞ

  1. [isim] Dörtten sonra gelen sayının adı
    • "Doktorun oğlu imtihansız geçmek değil, ağzı ile kuş tutsa bile beş para etmez." (Asaf Halet Çelebi)
  2. Bu sayıyı gösteren 5, V rakamlarının adı
  3. [sıfat] Dörtten bir artık
  4. İlkokul
    • "Biz okumadık. Beşi bitirdik; gazete, mektup okumasını söküp meramımızı anlatacak kadar..." (Tarık Dursun K)

HEM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [bağlaç] Bir kimseyi uyarmak, bir şeyi açıklamak veya anlamı güçlendirmek için "özellikle, zaten, bir de, şurası da var ki" anlamlarında kullanılan bir söz
    • "Hem ne lüzum var? Hem siz karışamazsınız."
    • "Ankara'yı sever misin? -Hem de nasıl."
  2. Açıklayıcı nitelikte olan ikinci cümleyi birinciye bağlayan bir söz
    • "Gidiyor hem koşarak gidiyor. Güzel hem pek güzel! Sıcak hem ne sıcak!"

JET

Kelime Kökeni : İngilizce

  1. [isim] Çok hızlı, tepkili uçak
    • "Otomobil önümden jet gibi geçti."

DEM

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Hazırlanan çayın renk ve koku bakımından istenilen durumu
    • "Akasya dallarında bir tek bülbül uzun uzun dem çekiyor." (Haldun Taner)
    • "Dinî seslere şarkı, çalgı sesleri cevap verir, onlara âdeta dem tutardı." (Abdülhak Şinasi Hisar)
    • "Amerika'nın, er geç savaşa katılacağı ihtimalinden dem vurmak hayli zor bir işti." (Yakup Kadri Karaosmanoğlu)
  2. Pişirilen yemeklerin yenecek kıvamda olması
  3. Soluk, nefes
  4. Zaman, çağ
    • "Âdemden bu deme neslim getirdi / Bana türlü türlü meyve getirdi." (Âşık Veysel)
  5. İçki
  6. Koku

ÇEÇ

Kelime Kökeni : Farsça

  1. [isim] Tahıl yığını
  2. Tahıl elenen kalbur

EGO

Kelime Kökeni : Latince

  1. [isim] Ben (III)
    • "Örnek devlet adamı bence egosunun aleyhine özveride bulunabilen adamdır." (Haldun Taner)

Kelime Anlamları Kaynağı : Türk Dil Kurumu Güncel Türkçe Sözlüğü