İçinde dı olan 5 harfli 25 kelime var. İçerisinde DI bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında dı olan kelimeler listesine ya da Sonu dı ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- ANDIÇ
-
-
[isim]
Uyarı veya hatırlatmak için yazılan not
-
[isim]
Uyarı veya hatırlatmak için yazılan not
- SADIR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Göğüs, sine
- "Reha Bey'e de meseleyi biraz çıtlattım. Ondan da pek sadra şifa verecek bir şeyler öğrenemedim." (Osman Cemal Kaygılı)
-
Yürek, kalp
-
Kazaskerlere verilen unvan
-
Sadrazam
-
[isim]
Göğüs, sine
- BADIÇ
-
-
[isim]
Bakla, fasulye, bezelye vb. taze sebzelerde, içinde tohumların sıralanmış bulunduğu kabuk, baklamsı meyve
-
[isim]
Bakla, fasulye, bezelye vb. taze sebzelerde, içinde tohumların sıralanmış bulunduğu kabuk, baklamsı meyve
- IĞDIR
- ...
- DIŞKI
-
-
[isim]
Sindirim sonunda anüs yoluyla dışarıya atılan besin artığı, kazurat
-
[isim]
Sindirim sonunda anüs yoluyla dışarıya atılan besin artığı, kazurat
- DIŞIK
-
-
[isim]
Cüruf
-
[isim]
Cüruf
- ÇANDI
-
-
[isim]
Çivisiz, birbirine geçirilme yöntemine göre kesilmiş hazır kereste
- "Evi, ahırı, samanlığı babadan kalma, çandı yani çivisiz yapılmış keresteler birbirine geçirilerek yapılmış." (Halide Edip Adıvar)
-
Tahta kapak veya tavan
-
[isim]
Çivisiz, birbirine geçirilme yöntemine göre kesilmiş hazır kereste
- GIDIK
-
-
[isim]
Çene altı, gerdan
-
[isim]
Çene altı, gerdan
- GIDIM
-
-
[isim]
Küçük parça, bir miktar
- "Sığındığım, bir gıdım gönül hoşluğu aradığım bu yerde birden çıktı ortaya." (Nezihe Meriç)
-
[isim]
Küçük parça, bir miktar
- TADIM
-
-
[isim]
Tadına bakmak için bir şeyden ağza alınan miktar
-
Tat alma yetisi
-
[isim]
Tadına bakmak için bir şeyden ağza alınan miktar
- ARDIL
-
-
[isim]
Birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, arda, halef
-
Bir çıkarımda varılan sonuç
-
[isim]
Birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse, öncel karşıtı, arda, halef
- AYDIN
-
-
[sıfat]
Işık alan, ışıklı, aydınlık
- "Aydın bir oda."
-
Kültürlü, okumuş, görgülü, ileri düşünceli (kimse), münevver
- "Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı." (Orhan Veli Kanık)
-
Kolayca anlaşılacak kadar açık, vazıh (söz veya yazı)
-
[sıfat]
Işık alan, ışıklı, aydınlık
- SADIK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Doğru, gerçek
- "Haftada bir iki kere beni görmeye geleceğine dair verdiği söze sadık kalmıştır." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Dostluğu ve bağlılığı içten olan, sadakatli
- "Birisi onu alsa en sadık kadın olacak, en güzel yemekleri pişirecekmiş." (Çetin Altan)
-
[sıfat]
Doğru, gerçek
- ANDIZ
-
-
[isim]
Yaprakları dikenli olan bir çeşit ardıç
- "Andız katranı."
-
Servi ağacı
- "İki yanda uzun boylu narin andızlar sıralıydı." (Cahit Uçuk)
-
Kırlarda yetişen yabani bir otun kökü
-
[isim]
Yaprakları dikenli olan bir çeşit ardıç
- SINDI
-
-
[isim]
Makas
-
[isim]
Makas
- ÇADIR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Keçe, deri, kıl dokuma, sık dokunmuş kalın bez veya plastik maddelerden yapılarak direklerle tutturulan, taşınabilir barınak, çerge, oba, otağ
- "Kılıcını çekip tek başına atını, düşman başkumandanının çadırına saldırarak ölüm arayan Türk kumandanları görülmüştür." (Atatürk)
-
Gölgelik olarak kullanılan tente veya şemsiye
-
[isim]
Keçe, deri, kıl dokuma, sık dokunmuş kalın bez veya plastik maddelerden yapılarak direklerle tutturulan, taşınabilir barınak, çerge, oba, otağ
- ADINA
-
-
[zarf]
Bir şeyin veya bir kimsenin namına, hesabına, yerine
- "Haklı bir öfke adına da olsa bir insandan aklını yüreğinden ayırması istenemez." (Sabahattin Eyuboğlu)
-
[zarf]
Bir şeyin veya bir kimsenin namına, hesabına, yerine
- KADIN
-
-
[isim]
Erişkin dişi insan, erkek veya adam karşıtı
- "Yanlarında, kendileriyle ahbaplık edecek dostlar, hizmetlerine koşacak kadınlar veya erkekler görmek isterler." (Abdülhak Şinasi Hisar)
-
Evlenmiş kız
-
[sıfat]
Analık veya ev yönetimi bakımından gereken erdemleri olan
-
Hizmetçi bayan
-
Bayan
- "Hintli kadın toplantıyı renklendirmek için herkesin kendisine bazı şeyler sormasını teklif ediyordu." (Burhan Felek)
-
[isim]
Erişkin dişi insan, erkek veya adam karşıtı
- DIĞAN
-
-
[isim]
Yağ tavası
-
[isim]
Yağ tavası
- ARDIÇ
-
-
[isim]
Servigillerden, güzel kokulu yapraklarını kışın da dökmeyen, yuvarlak kara yemişleri ilaç olarak kullanılan bir ağaççık (Juniperus)
-
[isim]
Servigillerden, güzel kokulu yapraklarını kışın da dökmeyen, yuvarlak kara yemişleri ilaç olarak kullanılan bir ağaççık (Juniperus)