İçinde dok olan 8 harfli 16 kelime var. İçerisinde DOK bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında dok olan kelimeler listesine ya da Sonu dok ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
D K O Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DOK, KOD
2 Harfli Kelimeler
DO, OD, OK
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PARADOKS
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
Kökleşmiş inanışlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce
- "Başından beri çevremizde bize karşı bir kalabalık, gerçek dışı bir grup olarak kaldık, toplumsal bir paradoks olarak." (Atilla İlhan)
-
[isim]
Kökleşmiş inanışlara aykırı olarak ileri sürülen düşünce
- DOKUMALI
-
-
[sıfat]
Dokuması olan
-
Dokunmuş
- "Ayağındaki seyrek dokumalı çorabından utanarak beni önüne doğru itip arkamdan yürüdü." (Falih Rıfkı Atay)
-
[sıfat]
Dokuması olan
- DOKURCUK
-
-
[isim]
Desenli veya yollu dokunmuş yün kumaş
-
[isim]
Desenli veya yollu dokunmuş yün kumaş
- DOKSANLI
- ...
- DOKUNMAK
-
-
[-e]
Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek
- "Bir elektrik zilinin düğmesine dokunduk." (Ahmet Haşim)
-
Karıştırmak
- "Bu kâğıtlara kimse dokunmasın."
-
[nsz]
Almak, kullanmak, el sürmek
- "Buğdaydan, bulgurdan ne varsa kimse dokunmuyor, daha zor günlere saklıyordu." (Nezihe Araz)
-
[nsz]
Sağlığını bozmak
- "Bu yemek bana dokunur. Bu hava dokundu."
-
İnsanın içine işlemek, duygulandırmak, etkilemek, koymak, batmak
- "Hiçbir gözyaşının bana onunkiler kadar dokunduğunu hatırlamıyorum." (Reşat Nuri Güntekin)
-
İlişkin, ilgili olmak, değinmek
- "Eğitim konusuna dokunan bir yazı."
-
Hafifçe değmek
- "Rüzgâr estikçe dal antene dokunuyor."
-
Onur, anlayış vb. ile uyuşmaz bir durum ortaya çıkmak
- "Erkekte pudra sinirime dokunuyor diyorum, anlamıyorsun." (Peyami Safa)
-
Tedirgin etmek, sataşmak
- "Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta pestilini çıkaracaktı." (Sait Faik Abasıyanık)
-
[-e]
Nesnelerin sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık vb. niteliklerini derinin altındaki sinir uçları aracılığıyla duymak, değmek, el sürmek, temas etmek
- DOKUYUCU
-
-
[isim]
Dokumacı
-
[isim]
Dokumacı
- DOKUZTAŞ
-
-
[isim]
Dokuz taşla oynanan ve taşların yerleri ile yürütme yolları çizgilerle gösterilen oyun, dokurcun
-
[isim]
Dokuz taşla oynanan ve taşların yerleri ile yürütme yolları çizgilerle gösterilen oyun, dokurcun
- DOKURCUN
-
-
[isim]
Ot veya ekin yığını, tokurcun
-
Dokuztaş oyunu
-
Çizgili şayak kumaş
-
[isim]
Ot veya ekin yığını, tokurcun
- DOKUMACI
-
-
[isim]
Dokumacılık yapan kimse
- "On iki yaşından beri on beş yıl dokumacı olarak çalışmıştı." (Necati Cumalı)
-
[isim]
Dokumacılık yapan kimse
- DOKUTMAK
-
-
[-i]
Dokuma işini yaptırmak
-
[-i]
Dokuma işini yaptırmak
- DOKUZGEN
-
-
[isim]
Dokuz kenarı olan çokgen
-
[sıfat]
Bu biçimde olan
-
[isim]
Dokuz kenarı olan çokgen
- DOKUNSAL
-
-
[sıfat]
Dokunum ile ilgili olan
-
[sıfat]
Dokunum ile ilgili olan
- ENDOKRİN
-
Kelime Kökeni : Fransızca
-
[isim]
İç salgı
-
[isim]
İç salgı
- ORTODOKS
- ...
- DOKUZLUK
- ...
- DOKSANAR
-
-
[sıfat]
Doksan sıfatının üleştirme biçimi, her birine doksan, her defasında doksanı bir arada olan
-
[sıfat]
Doksan sıfatının üleştirme biçimi, her birine doksan, her defasında doksanı bir arada olan