İçinde dar olan 7 harfli 29 kelime var. İçerisinde DAR bulunan kelimeler listesini scrabble oyununda ya da Türkçe araştırmalarınızda kullanabilirsiniz. Bir de başında dar olan kelimeler listesine ya da Sonu dar ile biten kelimeler listesine gözatmak isteyebilirsiniz. Ayrıca şunu da deneyebilirsiniz, İşlerinizi kolaylaştıracak bir kelime bulucu : Kelime bulma makinesi
Harf Sayısına Göre Kelimeler
A D R Harfleri İle Yazılabilecek Bazı Kelimeler
3 Harfli Kelimeler
DAR
2 Harfli Kelimeler
AD, AR, RA
Daha kapsamlı sonuç için lütfen kelime bulma makinesini kullanın.
Bazı kelimelerin anlamları (Kaynak : TDK)
- PAYİDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[sıfat]
Kalıcı, sonsuza kadar yaşayacak olan
- "Böyle bir siyaset, sabit ve payidar bir membadan çıkar." (Memduh Şevket Esendal)
- "Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır." (Atatürk)
-
[sıfat]
Kalıcı, sonsuza kadar yaşayacak olan
- İDARECİ
-
-
[isim]
Yönetici
-
[sıfat]
İdare eden, hoşgörülü
-
[sıfat]
Becerikli, tutumlu
-
[isim]
Yönetici
- ALEMDAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Bayrağı veya sancağı taşıyan kimse
-
Önder
-
[isim]
Bayrağı veya sancağı taşıyan kimse
- RADARCI
-
-
[isim]
Radar kullanan veya radarın bakım ve onarımıyla görevli kimse
-
[isim]
Radar kullanan veya radarın bakım ve onarımıyla görevli kimse
- DARENDE
- ...
- KESEDAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Zengin kimselerin parasını yöneten ve gerekli harcamaları yapan kimse, vekilharç
-
Esnafın gelirlerini toplayıp kimse
-
[isim]
Zengin kimselerin parasını yöneten ve gerekli harcamaları yapan kimse, vekilharç
- TEDARİK
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Araştırıp bulma, sağlama, elde etme
- "Evin birçok eksiklerini onlardan tedarik ederdim." (Reşat Nuri Güntekin)
-
Hazırlık
- "Hemen düğün tedarikine başladım ve bir günde birkaç iş gördüm." (Aka Gündüz)
-
[isim]
Araştırıp bulma, sağlama, elde etme
- DARLAMA
- ...
- ÇUHADAR
-
Kelime Kökeni : Farsça
-
[isim]
Bir dairenin dışarıdaki ayak işlerine bakan kimse
-
[isim]
Bir dairenin dışarıdaki ayak işlerine bakan kimse
- HAVADAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[sıfat]
Havası bol, temiz olan (yer), yeleken, yeleç
-
[sıfat]
Havası bol, temiz olan (yer), yeleken, yeleç
- DARACIK
-
-
[sıfat]
Çok dar
- "Daracık ve bozuk kaldırımlardan çamurlu sular akıyordu." (Tarık Buğra)
-
[sıfat]
Çok dar
- ÜSKÜDAR
- ...
- DARBUKA
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Toprak veya madenden yapılan, bir yanı açık, vurmalı çalgı
-
[isim]
Toprak veya madenden yapılan, bir yanı açık, vurmalı çalgı
- KAFADAR
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Görüş ve anlayışları birbirine uyan kimselerden her biri, kafadaş, kafa dengi
-
[isim]
Görüş ve anlayışları birbirine uyan kimselerden her biri, kafadaş, kafa dengi
- KASADAR
-
Kelime Kökeni : İtalyanca
-
[isim]
Ticari kuruluşlarda kasada oturarak para alıp veren kimse
-
[isim]
Ticari kuruluşlarda kasada oturarak para alıp veren kimse
- DARABAN
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Kalp vuruşu, kalp atışı
-
[isim]
Kalp vuruşu, kalp atışı
- DARALTI
-
-
[isim]
Dar gibi görünme veya olma
-
[isim]
Dar gibi görünme veya olma
- DARALIŞ
-
-
[isim]
Daralma işi veya biçimi
-
[isim]
Daralma işi veya biçimi
- SADARET
-
Kelime Kökeni : Arapça
-
[isim]
Sadrazamlık
-
[isim]
Sadrazamlık
- DARALMA
-
-
[isim]
Daralmak işi
- "Yeni bir aşkın eşiğindeymiş gibi bir daralma vardı yüreğinde..." (Necati Cumalı)
-
Geniş ünlülerin, yanlarındaki bazı ünsüzlerin etkisiyle darlaşması: geymek > giymek, yene > yine gibi
-
[isim]
Daralmak işi